Hepimizin dört gözle beklediği hafta sonu geldi çattı. Pek çoğumuzun hafta sonu planları arasında sakinleşmek, dinlenmek, dur durak bilmeyen koşuşturmacadan bir nebze olsun uzaklaşmak ve mümkünse, biraz da eğlenmek var. Peki, ama nasıl? Hepsini birden hafta sonuna sığdırmak ne kadar mümkün? Sinemaseverler yanıtı biliyor! Bu hafta da sizleri zaman zaman hüzünlendirecek, zaman zaman neşelendirecek ve her halükarda yepyeni dünyalar keşfetmenize olanak tanıyacak haftalık film önerileri listemizle karşınızdayız.
Haftalık film önerileri listemizin ilk sırasında, İtalyan sinemasını ölümsüz eserlerinden biri, Il Conformista var. Senaryosu sinema sanatının önde gelen isimlerinden Bernardo Bertolucci tarafından kaleme alınan, yönetmenliği de yine aynı usta isim tarafından yapılan film, adından da anlaşılabileceği gibi bir “konformistin” heyecan ve macera dolu hikâyesine odaklanıyor.
Bu unutulmaz İtalyan klasiğinde konformisti ( Marcello ) Jean Louis Trintignant canlandırıyor. Stefania Sandrelli, Dominique Sanda, Pierre Clémenti ve Gastone Moschin gibi isimler ise göz dolduran performanslarıyla Trintignant’a eşlik ediyor.
Mussolini İtalya’sının ideolojisini bütünüyle benimseyen Marcello (Jean Louis Trintignant) hükûmet adına çalışan bir yapının mensubu olduktan sonra, oldukça önemli ve bir o kadar gizli bir göreve gönderilir. Ancak bu görev, konformistin bütün yaşamını kuşatan ideolojiyi sorgulamasına neden olacaktır…
2. Network – Şebeke – (1976) – IMDB: 8.1
Haftalık film önerileri listemizin ikinci sırasında, sinema sanatının en çarpıcı örneklerinden biri olan Network var. Amerikalı yönetmen Sidney Lumet tarafından yönetilen 1976 yapımı filmin başrollerinde ise Faye Dunaway, William Holden ve Peter Finch gibi isimler yer alıyor. Bu sıra dışı filmin senaryosu ise Paddy Chayefsky tarafından yazıldı. Film, izleyici ile buluştuğu dönemde, 10 farklı dalda Oscar adaylığı ve dört Oscar heykelciği kazanmayı başardı. Filmin konusu ise kısaca şu şekilde:
Howard Beale (Peter Finch) tecrübeli ve uzun süredir ekran karşısında olan bir haber sunucusudur. Ne var ki bu tecrübeli televizyoncu günden güne popülerliğini kaybeden, nerdeyse hiç kimsenin izlemediği bir isim haline gelmişti. Bu sebeple, televizyon kanalındaki bir arkadaşından, “kovulacağı” haberini alan Howard Beale, izlenme oranlarını artıracak dahiyane bir yöntem bulur. Deneyimli televizyoncu, canlı yayın esnasında gelecek yayınında intihar edeceğini açıklar! Evet, izlenme oranları yükselmiştir, ancak bu dâhiyane fikir, Beale’i bir kiralık katilin hedefi haline getirir…
3. The Wild Bunch – Vahşi Belde – (1969) – IMDB: 7.9
Amerikalı yönetmen, Sam Peckinpah imzalı 1969 yapımı, The Wild Bunch, 60’lı yıllardaki en “sert” sinema filmlerinden biri. William Holden, Ernest Borgnine, Robert Ryan, Edmond O’Brien, Ben Johnson ve Warren gibi isimlerin yer aldığı film, 1900’lerin başında, değişen dünyaya adapte olmaya çalışan fakat elbette büyük oranda bocalayan yaşlı bir Western çetesinin yaşam mücadelesine odaklanıyor.
Klasik Western anlatılarından farklı olarak, ele aldığı dünyaya oldukça ilginç bir perspektiften inceleyen The Wild Bunch, çekildiği döneme göre hayli ilerici kamera ve montaj kullanımının yanı sıra, hikâye anlatım biçimiyle de kendinden sonraki pek çok filme ilham olan oldukça önemli bir yapım.
4. The World According to Garp – Garp’ın Küçük Dünyası – (1982) – IMDB: 7.1
Amerikalı yönetmen George Roy Hill’in yönettiği, John Irving’in aynı isimli kitabından uyarlanan 1982 yapımı komedi-dram filminin başrolünde, usta oyuncu Robin Williams var.
Komedi filmlerinin unutulmaz ismi Robin Williams’a Mary Beth Hurt ve Glenn Close gibi isimler eşlik ediyor. Gösterime girdiği dönemde uluslararası çapta başarı elde eden filmde, aşık olduğu kızın gönlünü kazanmak için yazar olmaya çalışan Garp (Robin Williams), şehvet üzerine çalışmalar yapan bir hemşire olan annesi ve etraflarındaki bir dizi ilginç karakterin hikayesi anlatılıyor. The World According to Garp, oldukça yerinde ve çoğu zaman örtülü bir şekilde kullandığı mizah unsurları ile “Batı’nın” nimetlerine farklı bir pencereden bakıyor.
5. Charlie Wilson’s War – Charlie Wilson’ın Savaşı – (2007) – IMDB: 7.0
Amerikalı film yapımcısı ve yönetmen Mike Nichols imzalı Charlie Wilson’s War, Sovyet işgali altındaki Afganistan’a maddi kaynak ve silah tedariki sağlayan Charlie Wilson isimli Teksas kongre üyesinin gerçek yaşam öyküsüne odaklanıyor. Julia Roberts, Tom Hanks ve Philip Seymour Hoffman gibi dünyaca ünlü isimlerin yer aldığı film, Soğuk Savaş dönemindeki atmosferi, komedi ve dram unsurlarıyla birlikte alan akıcı anlatım biçimiyle dikkat çekiyor.
Haftalık film önerileri listemizin altıncı sırasındaki Die Blechtrommel, Alman yönetmen Volker Schlöndorff imzası taşıyan bir savaş-dram filmi. 1979 yılında izleyici ile buluşan yapım, aynı yıl Yabancı Dilde En İyi Film Oscar Ödülü’nün yanı sıra, Cannes Film Festivali’nden Altın Palmiye Ödülü almayı başardı.
Nobel ödüllü Alman edebiyatçı Günter Grass’ın 1958 tarihli aynı isimli kitabından uyarlanan filmde Nazi Almanya’sındaki giderek yükselen yozlaşmayı fark eden Oscar (David Bennent) isimli bir çocuğun, bu yozlaşmışlığın dışında kalabilmek için verdiği “büyümeme” mücadelesi konu ediliyor.
7. We’re No Angels – Biz Melek Değiliz – (1989) – IMDB: 6.1
Haftalık film önerileri listemizin son sırasında, İrlandalı yazar, senarist ve film yönetmeni Neil Jordan imzalı dram-komedi filmi We’re No Angels var. Filmin oyuncu kadrosu ise Robert De Niro, Sean Penn ve Demi Moore gibi dünyaca ünlü isimlerden oluşuyor.
1930’lı yılların “buhranlı” Amerika’sında sebebini bilmedikleri bir şekilde hapse atılan Ned (Robert De Niro) ve Jim (Sean Penn) isimli iki arkadaş, bir şekilde hapisten kaçmayı ve kendilerini ücra bir sınır kasabasına atmayı başarır. Aynı sıralarda kasaba halkı ise kendilerine rehberlik edecek iki din görevlisini beklemektedir. Ned ve Jim, Tanrı’nın hizmetine girerek gizlenme fırsatını geri çevirmez! Ancak beklenmedik olaylar, iki arkadaşın macerasını gittikçe daha karmaşık hale getirecektir.
