Bir hafta sonu daha geldi çattı. Nihayet iş veya okul stresinden biraz olsun uzaklaşarak dinlenmek ve boş zamanlarımızdan keyif almak hepimizin hakkı… Peki boş zamanlarımızı ne ile değerlendirebiliriz? Aklımıza pek çok şey geliyor olabilir, ama şu da bir gerçek ki keyifli bir ev sineması deneyiminin yerini tutacak oldukça az şey var. Bu hafta sonunuza renk katacak, birbirinden özel ve birbirinden farklı türlerden 12 filmi de size bu keyfi vereceği için hazırladık. 1995’lerden günümüze dek pek çok tarihte çekilmiş; aksiyondan bilimkurguya, gerilimden romantik-komediye pek çok türe ev sahipliği yapan film önerileri listemizdeki 12 filmin biri hariç tamamı alanında yetkin ve ödüller almış filmlerden oluşuyor. İçlerinden birisi ise “underrated” da denen, alanında az bilinen ve pek de tutulmayan ama güçlü bir yapıt…
Hadi film önerileri listemize bir göz atın ve hafta sonunuzu ekran başında alabileceğiniz en yüksek doz adrenalini hissederek geçirmeye hazırlanın.
1. I Trapped the Devil (2019) – IMDB: 4.8
Genç yönetmen John Lobo’nun ilk uzun metrajlı filmi ve film önerileri listemizin ilk filmi olan I Trapped the Devil, ilk gösterimini Imagine Film Festivali’nde yapmış 2019 yapımı bir korku filmidir. Alfred Charles Bowen Jr., Scott Poythress, Susan Theresa Burke, Jocelin Donahue ve Chris Sullivan’dan oluşan bir oyuncu kadrosuna sahip olan film doğaüstü ögeler barındırıyor. Method Fest’te En İyi Festival Yönetmeni Ödülü’ne ve En İyi Cast Ödülü’ne aday gösterilen film, sadece ABD’de sinema gösterimine girmiş ve diğer bölgelerde video platformları aracılığıyla yayınlanmıştır.
Noel zamanı, ayrı yaşadığı kardeşi Steve’in güvenliğinden endişe duyan Matt ve eşi Karen, Steve’den habersiz bir şekilde evine gelirler. Eve gelişleri ile korkunç bir sürprize tanık olmaları arasında çok bir süre geçmeyecektir. Bu sürpriz bodruma kilitlenmiş bir adamdan başka bir şey değildir. Steve, mahzende kilitli olan kişinin şeytanın ta kendisi olduğunu iddia etmektedir. Steve, kötülüğün tohumunu ele geçirdiğine ikna olmuştur ve “şeytan”ın bodrumdaki esaretinin devamı için Matt ve Karen’a yalvarmaktadır. Bodrumun ahşap kapısının arkasındaki kilitli olan adam ise, oldukça rahat ve kendisini tutsak edenlerle oynuyor gibi görünüyor. Derin, ürkütücü sesi ile insanın içini titreten bir ruhaniliğe sahip olan bu kişi Matt ve Karen’ı da şüpheye düşürüyor. Steve gerçekten haklı mı? Steve gerçekten de Şeytan’ı tuzağa düşürmeyi başarmış mıdır?
2. Bringing Out the Dead – Yaşamın Kıyısında (1999) – IMDB: 6.8
Martin Scorsese‘in yönettiği ve Paul Schrader’in yazdığı; Joe Connally’nin aynı adlı romanından uyarlama olan “Yaşamın Kıyısında”, Paramount Pictures’ın yapımcılığında 1999 yılında vizyona girmiştir. Nicolas Cage’in başrol performansı ve Martin Scorsese’in seslendirmesinin yanı sıra senaryosu ile de eleştirmenlerden olumlu yorumlar alan bu yapım, gişede pek de başarılı bir performans verememiştir. Türkiye Film Eleştirmenleri Derneği (SİYAD) tarafından yılının En İyi Yabancı Film listesinde 6. sırada yer bulan film, ayrıca Altın Fragman adaylığı ve Floride Film Eleştirmenleri Birliği’nden En İyi Görüntü Yönetmenliği dalında ödül kazanmıştır.
Film, tükenmiş bir sağlık görevlisinin hayatından 48 saatlik bir kesiti aktarmaktadır. Bir zamanlar hayat kurtarma çabalarının getirdiği başarıdan ötürü Peder Frank olarak adlandırılan Frank, kurtarmayı başaramadığı kişilerin hayaletlerini görmeye başlar. Kovulmak için elinden gelen her şeyi dener, hastalanır, yardım edemediği bir kurbanla daha yüzleşmek zorunda kalabileceği herhangi bir çağrıyı yanıtsız bırakır. Ancak ne yaparsa yapsın işi kendi başına bırakamaz. Frank, giderek daha çalkantılı üç gece boyunca akıl sağlığını korumaya çalışacaktır.
3. Green Room – Dehşet Odası (2015) – IMDB: 7.0
İlk gösterimini yaptığı Toronto Uluslararası Film Festivali’nde kazandığı Halkın Seçimi Ödülü başta olmak üzere pek çok festivalde ödüllere ve ödül adaylıklarına layık gösterilen 2015 yapımı suç ve gerilim filmi Green Room, gişe başarısızlığına karşın iyi bir sinema eseridir. Birçok film eleştirmeninin hazırladığı 2015 yılının en iyi 10 filmi listelerine girmeyi başaran Green Room, Jeremy Saulnier’in üçüncü uzun metrajlı filmidir. Film önerileri listemizin bu üçüncü filminin başrollerini Anton Yelçin, Imogen Pozlar, Alia Şevket, Joe Cole, Callum Turner ve Emmy ve Altın Küre ödüllerine sahip usta oyuncu Patrick Stewart paylaşmaktadır.
Pat, Sam, Reece ve Tiger’dan oluşan punk rock grubu “Ain’t Rights”, para sıkıntısı içindedir ve çok yakınlarda bir şovları daha iptal edilmiştir. Tad, grubun finansal açığını telafi etmek için bir barda bir gösteri planlar. Minibüsle mekana vardıklarında mekânın dazlak Nazi gruplarından birisine ait bir bar olduğunu anlarlar ama ilk aşamada konserlerinde başarılı olurlar. Ödemelerini alırlar ve ekipmanlarını minibüse geri götürürken Sam, cep telefonunu soyunma odasında unuttuğunu hatırlar. Soyunma odasına döndüğünde kafasından bıçaklanmış bir kadının cesediyle karşılaşır. Pat kaçmaya çalışır ve polisi arar. Ama dazlak çetesi buna izin vermez ve odada bir çete üyesi olan Amber ile kilitli kalırlar. Barın sahibi Darcy, polisi kandırarak uzaklaştırır ve ardından cinayetin tanıklarının ortadan kaldırılmasına karar verir. Acaba grup üyeleri, karşı karşıya kaldıkları yaşam mücadelesinden sağ çıkabilecekler mi?
4. Barda (2007) – IMDB: 7.0
Barda, En İyi Film dalında ödüle aday gösterildiği 26. İstanbul Uluslararası Film Festivali’nde gelmiş geçmiş en sert Türk filmi olarak tanıtılmıştır. Gerçek bir olaydan esinlenerek üretilen film önerileri listemizin bu haftadaki tek yerli yapımı, Antalya Altın Koza Film Festivali ve Limak Ankara Uluslararası Film Festivali’nde de gösterime girmiştir. Ünlü yönetmen Serdar Akar’ın yönettiği Barda’nın oyuncuları arasında Nejat İşler, Hakan Boyav ve Erdal Beşikçioğlu bulunmaktadır. Film 1,5 milyon TL’yi aşan bir gişe performansına ulaşmıştır.
Yaşları 18 ile 25 arasında değişen, sosyeteden bir grup genç arkadaş, bir arkadaşlarına ait olan ve geceleri sık sık uğradıkları bir barda toplanır. Ancak son biralarını bitirip eve gitmeye hazırlandıklarında, kendilerini beş yabancı tarafından silah zoruyla tutsak olarak bulurlar. Elleri bağlı ve ağzı kapalı, işkence görüyor, tecavüze uğruyor ve insanlık dışı pek çok şeye maruz kalıyorlar. Onları yakalayan çetenin net bir nedeni yoktur, sadece bu gençleri hayatlarında eksik kalan her şey için cezalandırmak istediklerini anlayabiliyoruz.
5. It’s Kind of a Funny Story – Komik Bir Hikaye (2010) – IMDB: 7.1
Ned Vizzini’nin 2006 yılında yayınlanmış olan aynı adlı romanından uyarlanan “It’s Kind of a Story”; Keir Gilchrist, Zack Galifianakis, Emma Roberts ve Viola Davis’in usta oyunculukları ile Anna Boden ve Ryan Fleck’in yönetmenlikleri ile üretildi. 2010 yılında ilk olarak ABD’de vizyona giren film, genel olarak olumlu eleştirilere tabi tutuldu. İlk gösterimi Toronto Uluslararası Film Festivali’nde yapılan “It’s Kind of a Story”, gişedeki olumsuz sayılabilecek performansına karşın film festivallerinde ödül adaylıklarına layık görülmüştür ve beğenilen bir komedidir.
Craig, üstün yetenekliler programına kayıtlı bir lise öğrencisidir ve en iyi arkadaşının sevgilisine aşıktır. İntihara meyilli olduğunu anladığında, bir gözlem yapacaklarını, ona yardım edeceklerini ve ertesi gün okul için zamanında eve göndereceklerini düşünerek bir hastanenin psikiyatri servisine girer. Ancak içeri girdikten sonra bu hastanede bir hafta boyunca birkaç gencin yanı sıra yetişkinlerle birlikte kalması gerekecektir; zira çocuk koğuşu yenilenmektedir. Başta bir an önce çıkıp gitmek istediği bu hastanede beş gün boyunca yaşadığı maceralar; yaşama, sevgiye, mutluluğa ve pek çok duyguya dair bambaşka değer ve deneyimler kazanmasını sağlayacaktır. Bu yolda ona hastanede tanıştığı Bobby eşlik edecektir.
6. Seven Psychopaths – Yedi Psikopat (2012) – IMDB: 7.1
BAFTA’da En İyi Film dalında Alexander Korda ödülüne aday gösterilen ve Toronto Uluslararası Film Festivali’nde Halkın Seçimi Ödülü kazanan Seven Psychopaths, 2012 yapımı bir kara komedi ve suç filmidir. Film müzikleri bestelenen bu eser, gişe alanında da 33 milyon dolarlık hasılat ile belirgin bir başarı elde etmiştir. Colin Farrelll, Sam Rockwell, Woody Harrelson ve Christopher Walken’ın başrolleri paylaştığı filmin yönetmeni ise Oscar ödüllü yönetmen Martin McDonagh’tır.
Film önerileri listemizdeki bu filminin başrolü olan alkolik yazar Marty (Colin Farrell) senaryo arayışında olan bir senaristtir. Akılda kalıcı bir senaryo adı bulmuştur ancak aklındaki senaryo ile uyumlu bir hikayesi henüz yoktur. Marty’nin Hans (Cristopher Walken) ve Billy (Sam Rockwell) adında, zengin insanların köpeklerini kaçırıp sonra onları geri vererek ve ödülü toplayarak geçimlerini sağlayan bir çift tuhaf arkadaşı vardır ve Marty; ters giden bir kaçırma olayını takip eden olaylar ile senaryosunu şekillendirecektir. Yanlışlıkla Los Angeles’ın yeraltı suç dünyasına karışacak Marty ve arkadaşlarını birbirinden ilginç maceralar beklemektedir.
7. Desperado (1995) – IMDB: 7.1
Robert Rodriguez’in yazıp yönettiği, Antonio Banderas’ın başrolde; Joaquim de Almeida, Salma Hayek, Steve Buscemi, Cheech Marin ve Quentin Tarantino’nun ise yardımcı rollerde oynadığı 1995 yapımı aksiyon filmi olan Desperado; aynı zamanda ünlü aktris Salma Hayek’in çıkış yaptığı filmdir. Film içerdiği ağır şiddet sahneleri sebebiyle önemli sahnelerini dahi kesmek zorunda kalmış ve filmin bir sekansını sinemalarda yayınlanabilmesi adına bütünüyle silmiştir. Rock ve Ranchera geleneksel halk müziğini harmanlayan Desperado, Los Lobos grubunun hazırladığı film müzikleri ile Grammy ödülü kazanmıştır. 58 milyon dolarlık gişe başarısı yakalayan Desperado, Rodriguez’in Meksika Üçlemesi’nin ikinci filmidir.
Mariachi (Antonio Banderas), aksiyon dolu bir hesaplaşma için rezil Meksikalı uyuşturucu lordlarının sonuncusu Bucho’ya (Joaquim de Almeida) giden bir izi takip ederek yeraltı dünyasının dehlizlerine iner. En iyi arkadaşının (Steve Buscemi) ve güzel bir kitapçının (Salma Hayek) yardımıyla Mariachi, Bucho’nun izini sürer, onun umutsuz ordusuna karşı savaşır ve ettiği intikam yemini için mücadele eder.
8. Beanpole – Uzun Kız (2019) – IMDB: 7.2
Kantemir Bolagov’un yönettiği tarihsel drama filmi, ilk gösterimini yaptığı Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış En İyi Yönetmen Ödülü’nü ve FIPRESCI Ödülü’nü kazandı. Toplam 32 film ödülüne ve 67 ödül adaylığına layık görülen Beanpole’ün önemli rollerini Viktoria Miroshnichenko, Vasilisa Perelygina, Andrey Bykov, Igor Shirokov ve Konstantin Balakirev paylaşıyor. Film, Svetlana Alexievich’in “War’s Unwomanly Face” isimli eserinden esinlenilerek üretilmiştir. Film önerileri listemizin dram yoğunluklu bir örneği olan Beanpole’ün konusu ise şöyledir:
Yıkıcı II. Dünya Savaşı’nın ardından, 1945’te Leningrad’ın gaziler hastanesinin solgun ve utangaç genç hemşiresi olan Iya, kendini giderek daha düzenli hale gelen travma sonrası stres bozukluğu nöbetleriyle boğuşurken bulur. Bir zürafa kadar uzun olan Iya, Beanpole gibi komik bir takma ada sahiptir. Ancak, tek arkadaşı Masha’nın yaralanmış bir asker olarak aniden gelişi; düşman sonsuza dek gitmiş olsa da, savaşın henüz bitmediğini ona sürekli hatırlatacaktır. Şimdi, kıyamet sonrası yıkım ve ölüm sahnelerinin arka planında hayatta kalmayı başaran iki sorunlu genç; hayatlarına sıfırdan başlamaya, kabus gibi geçmişi gömmeye ve dostlukta teselli bulmaya çalışıyor. Barış döneminde dahi çözülemeyen travmalar acaba iyileşecek midir?
9. Crazy, Stupid, Love – Çılgın Aptal Aşk (2011) – IMDB: 7.4
Glenn Ficarra ve John Requa’nın yönetmenliğinde çekilen “Çılgın Aptal Aşk”, Warner Bros. yapımcılığıyla 2011 yılında gösterime girmiş bir romantik komedi filmidir. 50 milyon dolarlık dev bütçesine karşılık 140 milyon doları aşkın hasılat elde ederek film önerileri listelerine giren ve iyi bir gişe başarısı yakalayan film; Steve Carell’ın Altın Küre ödülüne layık görülen başrol performansının yanı sıra yine usta oyuncular olan Ryan Gosling, Julianne Moore, Emma Stone, John Carroll Lynch, Marisa Tomei ve Kevin Bacon’ın yardımcı oyunculuklarına da ev sahipliği yapıyor.
Cal ve Emily 20 yılı aşkın süredir evli bir çifttir. Ama Cal, Emily’nin bir ilişkisi olduğunu ve boşanmak istediğini öğrendiğinde evden ayrılır. Daha sonra bir bara gider ve olanlar hakkında sızlanmaya başlar. Barın müdavimlerinden Jacob, Cal’un sıkıntılarını duyunca ona yardım etmeyi teklif eder. Onu kendisini yeniden keşfetmesini sağlayacak bir sürece sokar ve özgüvenini geri getirir. Cal’un evine sık sık birini davet etmeye başlaması uzun sürmez. Ama bu geçici ruh hali, derinlerde saklı duygularını çok uzun süre kamufle edemeyecektir.
10. Ready Player One – Başlat: Ready Player One (2018) – IMDB: 7.4
2018 yapımı bir bilimkurgu ve aksiyon filmi olan “Başlat: Ready Player One”; “En İyi Yönetmen” Oscar’ına sahip usta yönetmen Steven Spielberg’in son filmlerindendir. En İyi Görsel Efekt dalında Oscar ve BAFTA adaylığı bulunan film, Tye Sheridan’ın başrol oyunculuk performansı ve Olivia Cooke, Ben Mendelsohn, Lena Waithe, TJ Miller, Simon Pegg ve Mark Rylance’ın yardımcı oyunculuklarıyla 11 film ödülüne ve 56 ödül adaylığına sahiptir ve pek çok film festivalinde gösterime girmiştir. 600 milyon dolara yakın hasılatı da onu son yılların en çok hasılat yapan filmleri arasına sokuyor. Ready Player Two başlıklı bir devam kitabı yazılan filmin, önümüzdeki yıllarda bir devam filminin de çıkması bekleniyor.
Çok da uzak olmayan ve kasvetli bir 2045’te, James Halliday’in yarattığı ve “Vaha” olarak adlandırılan paralel sanal evreni; milyonlarca çevrim içi kullanıcının distopik gerçeklikleri yerine uçsuz bucaksız ve renkli siber dünyayı tercih etmesiyle iç karartıcı bir günlük yaşamın yükünü hafifletiyor. Vahada herkesin istediği her şey olabilir, tek sınır hayal gücüdür. Bu sanal gerçeklik ütopyasının yaratıcısı James Halliday, ölüm döşeğinde yarattığı dünyasının tüm servetini ve mülkiyetini; bulmacalardan oluşan 3 bölümlü bir yarışmanın içine, bir Paskalya yumurtasına gömmüştür. “Vaha”da Parzival adına sahip bir avatarı olan Wade Watts adında sıradan bir genç ise yıllarca Paskalya yumurtasını aradıktan sonra ilk ipucunu çözmeyi başarır. Wade’in bu ilk başarısı onu ve arkadaşlarını hiç tahmin edemeyeceği bir maceranın içine sürükler.
11. Ghostwatch (1992) – IMDB: 7.5
BBC, bir ‘doğaüstü olayı soruşturmaya’ bütün bir akşamını ayırıyor. Dört saygın sunucu ve bir kamera ekibi, ‘Britanya’daki en perili ev’in ardındaki gerçeği keşfetmeye çalışıyor, bir iki hafif yürekli korku deneyimi yaşayarak muhtemelen bir aldatmacayı ortaya çıkarmayı bekliyorlar. Durumu kontrol altında tuttuklarını düşünüyorlar. Kendilerini güvende sanıyorlar. Bu esnada izleyiciler koltuklarına yerleşir ve olan biteni ‘gülmek için’ izlemeye karar verirler. Doksan dakika sonra BBC de ülke de tepeden tırnağa sarsılacaktır ve bu sarsıntı bugün bile hala hissediliyor.
Ghostwatch, mockumentary de denen, korku türünde bir sahte belgeseldir. Haftalar öncesinden kaydedilmesine rağmen, film canlı yayın gibi sunuldu. Program kayda değer bir ilgi gördü, öyle ki bunun sonucunda yayın gecesi BBC santraline, programın gerçekçiliği üzerinden şikayet ve övgü içeren yaklaşık 1.000.000 arama yapıldı. Ghostwatch, İngiltere televizyonunda asla tekrar gösterime girmedi. Enfield Poltergeist’ın ürpertici hikâyesine dayanan film, hem gerçek ve saygıdeğer BBC muhabirlerini oyuncu olarak oynatması, hem de döneminin sınırlarını zorlayan gerçekçi efektleri sebebiyle izleyicilerin bir kısmını gerçek bir belgesel olduğuna ikna etti. Bunda o kadar başarılı olundu ki BBC, yayının halk üzerindeki etkisinden endişe duydu ve yayından kısa bir süre önce gösterimi neredeyse durduruyordu. Sonunda, Screen One başlık dizisine ek olarak, yazarın adı da dahil olmak üzere bir açılış kredisi eklemekte ısrar ettiler. 18 yaşındaki bir gencin yaşamakta olduğu bir olayı filmle bağdaştırarak intihar etmesi ve filmi izleyen birkaç çocukta travma sonrası stres bozukluğu oluşması ise bardağı taşıran son damla oldu. Yayın Standartları Komisyonu kararında, “BBC’nin izleyiciler üzerinde yaptığı aldatmaca basitçe bir imadan daha fazlasıdır. Ghostwatch’da bir tehdit duygusu geliştirmeye yönelik kasıtlı bir girişim vardı.” ifadesini kullandı. Ayrıca yine Yayın Standartları Komisyonu kararında ebeveyn denetimi prosedürüne de aykırı davranıldığı teşhir edildi. Bunun doğal sonucu olarak yapımcılar bir özür yayınladılar.
12. Scott Pilgrim vs. the World – Scott Pilgrim Dünyaya Karşı (2010) – IMDB: 7.5
Bryan Lee O’Malley’in aynı adlı çizgi romanından uyarlanmış, romantik komedi ögeleri de içeren bir fantastik aksiyon filmidir. 18 film ödülü ve 65 ödül adaylığı olan, ayrıca En İyi Görsel Efekt dalında Oscar adaylığına layık görülen film, hiç de kötü olmayan 50 milyon dolarlık bir hasılat elde etmesine karşın; 80 milyon dolarlık devasa bütçesinden ötürü bir gişe başarısızlığı yaşamıştır. Shaun of the Dead’den tanıdığımız usta yönetmen Edgar Wright’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin başrollerinde ise Michael Cera ve Mary Elizabeth Winstead bulunmaktadır.
Film önerileri listemizin son filminde, Scott Pilgrim başarıyı hedefleyen bir garaj rock grubunda bass gitar çalıyor. Kendisinden beş yaş küçük liseli bir kız olan Knives Chau ile çıkan ve grubunda başarılı olan Scott, hayatından memnundur. Ancak Scott, paten kayarken rastladığı Ramona Flowers’a âşık olduğunda, Knives’tan ayrılmada sorun yaşar ve Ramona’yı romantize etmeye çalışır. İki kadının arasında kalması yetmezmiş gibi; Scott, Ramona’yı kazanmak için her biri ile ölümüne savaşmak zorunda olduğu Ramona’nın yedi eski sevgilisi olduğunu öğrenir. Scott, onları yenmeden Ramona ile gerçek aşkı bulamayacaktır.