Demirkubuz‘dan tutun da Yunan tiyatrosuna, reggae gecesinden tutun da gotik-punk balosuna, acayip bir etkinlik silsilesi var bu hafta İstanbul’da. Bir yanda Ibrahim Maalouf bir yanda Meredith Monk, müziğe doymaya çalışırken; şehre etraflıca yayılan butik festivaller var bir de arada. Program yoğun, ajanda uzun. Nasıl etsek, nasıl seçsek diye düşünmekteyiz. Herkese iyi haberlerle dolu mutlu haftalar dileriz.
Bir de unutmadan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızı tebrik ederiz.
1. Müzik – Flux Pavilion | 22 Nisan
Babylon Bomonti / saat 23.00
Dubstep’in pek popüler icracılarından Flux Pavilion, namı diğer Joshua Steele, bu hafta şehrimizi ziyaret ediyor. Kendisi, gösterişli ritim ve basları ile adeta bir hit makinesi gibi çalışıyor. Üstüne bir de Jay-Z ve Kanye West gibi isimlerce sample’lanıyor. ‘I Can’t Stop’ ile başlayan şöhreti, leziz film müzikleri ile ivme kazanıyor. Cuma akşamı için aklınızda olsun, efendim.
2. Müzik – Winter Jam Fest: Mykal Rose | 22 Nisan
Dorock XL / saat 22.00
Reggae meraklıları, bilhassa 80’lerde yaptıklarıyla arşivlere kazınan Black Uhuru’yu iyi bilirler. ‘Anthem’ albümleri ile ‘En İyi Reggae Albümü’ dalında tarihin ilk Grammy’sini almışlardı. İşte Black Uhuru’nun bu en cafcaflı dönemlerinde en önde bayrağı taşıyan isim Mykal Rose’dan başkası değildi.
40 yılı aşkın bir süredir yediği içtiği reggae’den ayrı gitmeyen Jameikalı müzisyen bir süredir kariyerine solo olarak devam etmekte. Kendisi Winter Jam Fest kapsamında Cuma gecesi Kadıköy’de. Şehrimizin biricik reggae neferleri Sattas’ın da orada olacağını hatırlatıp, etkinlik kapsamında sahne alacak diğer isimler ve detaylı bilgi için sizleri şuraya alalım.
3. Müzik / Parti – Kara Balo | 22 Nisan
Coop / saat 21.00
Gotik, punk, industrial, fetish… Yeraltının karanlık kültürleri Kara Balo’da özgürleşiyor. Yılda üç kere yapılması planlanan etkinlik, toplumsal kaidelerden kaçmak için fırsat kollayan özgür ruhları bir araya getiriyor. Karanlık ritimler marjinal şovlarla birleşirken; katılımcılara da dress-code’a uymak düşüyor. She Past Away ve Satarial’in sahne alacağı gece çeşitli dans şovlarına ve DJ setlerine de ev sahipliği yapıyor. Dress-code ve diğer detaylar için şurayı bir incelemekte fayda var.
4. Tiyatro – Gece Geç (Late Night) | 22 – 23 Nisan
Kenter Tiyatrosu / saat 20.00
Her yerde huzursuzluk varmış, Avrupa’da da bir dönemin sonuna gelinmiş gibi sanki. Bir dönemin kapanmasına şahit olmak nasıl bir hissiyat peki? Geçmiş, gelecek, umut ve ümitsizlik… 6 performans sanatçısı, yarın yokmuş gibi şarkı söylüyor, dans ediyor ve arada bir de kaybedilenlerin acısını, anılarını paylaşmak üzere durup birbirleri ile konuşuyor.
Yunanistan’ın övgülere mazhar çağdaş tiyatro kolektifi Blitz Theatre Group’un adeta bir film-noir tadında sahnelenen leziz oyunu Late Night, kat ettiği birçok turneden sonra şehrimizde. Yunanca sahnelenen oyun, Türkçe ve İngilizce üst yazı ile sunulacak.
5. Festival – FanzineIST | 22 – 23 – 24 Nisan
Uçsuz bucaksız meraklar ve emeklerle kotarılıp yayımlanan fanzinleri seviyoruz. Yerinde duramayan nice bağımsız yayıncı sağ olsun; son yıllarda fanzinsiz kalmıyoruz. FanzineIST de; yurtiçi ve yurtdışından, ‘kendin yap’ şiarıyla yola çıkmış 80’in üzerinde fanzini şehrimizde buluşturuyor. 3 günlük buluşma boyunca çeşitli mekanlarda kurulacak fanzin tezgahlarının yanı sıra; film gösterimeri, konserler ve söyleşiler gibi pek çok etkinlik de programı yeşillendiriyor. Detaylar için şuraya.
6. Festival – 3. Sanatta Görünürlük Festivali | 22 – 30 Nisan
Performans sanatçıları, dans öğrencileri ve koreografların önderliğinde, kamusal alan ve sahnenin birbiri ile etkileşimi amacıyla başlatılan Sanatta Görünürlük Festivali’nin üçüncüsü bu hafta gerçekleşiyor. Bu sene ‘Artizliğin Kime?’ konsepti ile gerçeleşecek festival, kemik kitlesi değişmediği halde sanatın nasıl olup da kitlesel bir şekilde bölünüp çoğaltıldığına odaklanıyor. 29 Nisan Dünya Dans Günü de elbette festival programınca selamlanıyor. Etkinlik detayı için şuraya.
7. Müzik – Ibrahim Maalouf | 23 Nisan
Volkswagen Arena / saat 19.00
Öyle diğerleri gibi üç sübaplı ile değil, bizzat babası Nassim Maalouf’un icadı olan dört sübaplı trompet ile çıkıyor sahneye. Sahneye çıkmakla kalmıyor, müziği kulağına ilişen kim varsa civarda, bir nevi hipnoz yaşatıyor. Öyle güçlü, öyle büyülü. Hatırlatmadan geçmeyelim; bir de kendisi Amin Maalouf’un yeğeni. Genç yaşında trompet üstadı, Lübnanlı sanatçı Ibrahim Maalouf, Red & Black Light albümünün turnesi vesilesi ile bir kez daha İstanbul’da.
8. Müzik – Tube & Berger (DJ Set) | 23 Nisan
Babylon Bomonti / saat 23.00
Almanya’nın küçük bir sanayi kasabasında büyüyüp sıkıntıdan küçük yaşlarda müziğe kapılanlardan onlar. Hele bir de 90’ların house ve techno mümbitliğine denk gelmişler ki, o gün bugündür müziğin içinde Arndt Roerig and Marko Vidovic; namı diğer Tube & Berger. Billboard’da liste başı olmaktan tutun da Beatport’un en aranan isimleri arasına girmeye; dünya kabinleri kazan onlar kepçe, fethedilmedik sahne ve liste bırakmadan yola devam ediyorlar. Kendileri Cumartesi gecesi şehrimizde.
9. Müzik – José James | 27 Nisan
Salon İKSV / saat 21.30
Modern caz’ı soul, hip-hop ve drum’n’bass ile çeşitlendiriyor; vokal caz’ın hakkını veriyor. John Coltrane ve Marvin Gaye gibi üstadları dinleyerek büyüdüğünden olsa gerek; caz’da yaptığı tüm çeşitlemelere rağmen 60’ler – 70’ler caz geleneklerine ters düşmeden yoluna devam ediyor. Caz festivallerinin hararetle aranan vokallerinden José James, Çarşamba akşamı İstanbul’da.
10. Müzik – Meredith Monk | 28 Nisan
Zorlu PSM / saat 21.00
Meredith Monk, özgün ve yenilikçi vokal tekniğiyle, el üstünde tutulası kadın müzisyenler listelemelerinin vazgeçilmezleri arasında. Ve fakat kendisi sadece müzikle iştigal etmiyor; performans, film, koreografi derken birçok farklı disiplini bir araya getiriyor, güzelliyor. Bir de Big Lebowski’ye nefesi ile kattıkları var ki, her dinlediğimizde Maude’un Dude’e sarfettiği vajina monologu kulağımızda yankılanıyor. 60’lardan beri avant-garde müziğin başı dik neferlerinden olan Amerikalı sanatçı Meredith Monk, bu hafta İstanbul’da.
11. Sinema – Kor | 22 Nisan
Yeni filmini gözlerimiz yollarda beklediğimiz Zeki Demirkubuz, bu sefer üç kişiyi sarmalayan bir aşk ve ihanet hikayesi anlatıyor. Kocası kaçak bir işçi olarak Romanya’ya gidince, dikiş dikerek geçimini sağlamaya çalışan bir kadının eski patronu ile karşılaşması ve dönüşen hayatlar var hikayede. Filmi henüz görmedik ama meraktan, hevesten ve heyecandan güçlü kalamadığımızı belirtmek isteriz. Zira Demirkubuz’un ellerinden gündelik hayatı filtresiz izlemeyi her daim özlemekteyiz. Kor, bu hafta vizyonda.