Daha henüz Eylül ayında yasalaşan ortaöğretimde türban yasağının kaldırılması ve türban yaşının 10’a inmesi şokunu üstümüzden atamamışken 19. Milli Eğitim Şurası’nda ilkokul 1, 2 ve 3. sınıflara Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin konulması kabul edildi.
Üstelik şu anda Antalya’da süren MEB’in “en üst danışma kurulu” niteliğindeki Şura’da alınan kararlar bununla da sınırlı değil. Sadece ilkokulları değil anaokulu yani okul öncesi eğitimi de kapsayan bazı hayret ettirici kararların alındığı bu Şura’dan çıkan sonuçlar Türkiye’de eğitimin muhafazakarlaştırılma çabalarını çok iyi açıklıyor.
Komisyon çalışmalarının gazeteciler tarafından izlenmesinin ilk kez yasaklandığı ve basına sansürün açıkça uygulandığı Şura’da alınan kararların yakında meclise sunulması ve yasalaşması ise çok uzak bir ihtimal değil. Nitekim oy birliğine varılan maddeler Genel Kurul’a sunulmak üzere hazırlanan rapora eklenecek. Bu raporlar 6 Aralık Cumartesi günü Genel Kurul’da oylanacak ve kabul edilen öneriler tavsiye kararlarına dönüşecek. Bu tavsiye kararları bakanın onayı sonrası tebliğler dergisinde yayınlanarak bakanlığın ilgili birimlerine gönderilecek.
Bir sabah kalktığımızda gazetelerde “ortaokulda türban serbestliği”ni okuyup şaşırdığımız gibi bir daha şaşırmamak için Milli Eğitim Şurası’nda zorunlu din dersi de dahil olmak üzere şimdiye kadar alınan kararları ve ne anlama geldiklerini aşağıda sıraladık.
Tehlikenin farkında mısınız?
İlkokul müfredatından İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersi kalkacak; bunun yerine Kur’an ve Peygamberin Hayatı dersinin haftalık saati 2’den 6’ya çıkacak
Yani din dersi saatleri artacak. Çocuklar en az matematik, Türkçe dersleri kadar zorunlu din eğitimi alacaklar.
İlkokul 1, 2 ve 3. sınıfların müfredatına zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi konulacak
Böylelikle zorunlu din dersi ilkokul 1. sınıftan itibaren başlayacak. İlk öneri anaokulundan başlamasıyken bu teklif reddedildi ancak buna karşı çıkan bir üyenin dinsizlikle suçlanması durumun vahametini anlamak için yeterli.
Şöyle ki; “Anaokulu çocuklarına Allah, cennet-cehennem kavramlarını anlatamazsınız. Somut düşünme çağında olan bir çocuğa bu soyut kavramları öğretmezsiniz. Bu kavramlar ancak aile tarafından öğretilmelidir.” diyen bir üye, “Sen Allah kavramını mı sorguluyorsun, tartışıyorsun? Seninki görüş değil dinsizlik. Din deyince neden aklına hemen cehennem geliyor?” tepkisiyle karşılaştı.
Okul öncesi yani anaokulu ve ana sınıflarına ise “Değerler Eğitimi” ismiyle din eğitimi geliyor
Aslında bir önceki maddede reddedilen din dersi farklı bir isimle anaokulu çağındaki henüz okuma-yazma bilmeyen, minicik dimağlara zorunlu olarak verilecek. Dersin kapsamı ise (şimdilik) kültürel değerler, dini değerler ve etik değerler.
Okullarda “Değerler ve Etik Kulübü” kurulacak
Bu da öğrencilerin okulda yasal olarak dinci faaliyetler yürütmesinin önünü açıyor. Henüz ortaokul, lise çağındaki çocuklar siyasal islamcı propagandalarını alenen yapabilecekler.
Ortaokul öğrencileri “Hafız olmak istiyorum.” dediğinde okuldan 2 sene izinli sayılacak, eğitimi bittikten sonra dönüp hiçbir şey olmamış gibi okuluna devam edebilecek
Yani hafızlık eğitimi veriyor gibi görünen tarikatlar, yurtlar yasal dayanak kazanmış olacak.
Okul idarecileri için kadın kotası geliyor. Eğitim Sen’in yüzde 40 önerisi kabul görmedi, kotanın yüzde kaç olacağı kararı idareye bırakıldı
“Kadın-erkek eşitliği fıtrata terstir.” açıklamalarına bir onay da MEB’den.
Bu kararlar Genel Kurul’da onaylandığı takdirde tavsiye kararlarına dönüşecek ve bakanın onayı sonrası tebliğler dergisinde yayınlanarak bakanlığın ilgili birimlerine gönderilecek. MEB kararı Şura onayı alındığı için daha güçlü bir şekilde hayata geçirebilecek
Kısacası geçmiş olsun.