Hayatta imkansız denen bir şey yoktur. İnsanın sadece kendine inanması ve bu inanç uğrunda çabalaması yeterlidir bazen. Doğru ya da yanlışı yoktur bu inançların sadece bir hedefi vardır. Tony Giles de bu inananlardan. Hayatta yaşamak, başarmak için amacı olanlardan. Bütün yaşadığı zorluklara rağmen içindeki maceraperestlik hiç ölmemiş. Hadi bu güzel hikayeye bir göz atalım.
Tony Giles 1978 yılında İngiltere’de dünyaya geldi.
9 aylıkken gözünde genetik bir problem olduğunu tespit ettiler. Bu hastalık yüzünden sadece bazı ışıkları algılayabiliyordu.
Hastalığından dolayı genç yaşlarında hep siyah gözlükle dışarı çıkmak zorundaydı.
5 yaşında okula gitmeye başladı. Okula giderken bindiği taksideki ışıktan alfabeyi ve numaraları öğrendi.
Gözünün ışık hassasiyeti yüzünden kalın harfleri ve numaraları algılayabiliyor.
6 yaşına geldiğinde kulaklarında yüzde 80 işitme kaybı ortaya çıktı ama işitme cihazları sayesinde bu sorunu kısmi bir şekilde halletti.
9-10 yaşına geldiğinde alfabeyi tanımasına yardımcı olan ışık hassasiyeti de kaybolmuştu.
Daha sonra Exhall Grange School’da beyaz basyon kullanmaktan sokakta nasıl yürüleceğine dair bir çok eğitimi alıp Braille alfabesini öğrenmişti.
Daha sonra Northampton Üniversitesi’nde Amerikan Kültür ve Edebiyatı Bölümüne başladı.
Tüm bu sorunlarla başa çıkarken içindeki Dünya’yı gezme duygusu hiç geçmedi.
Tony şimdiye kadar 125 ülkeyi gezdi.
Bu gezilerin büyük bir çoğunu ise tek başına tamamladı. Tek başına gezmeyi kendisi için bir iddia gibi görüp bu iddiayı her seferinde kazandı.
Tony dünyayı gezmesinin ona alçak gönüllülük, sabır ve bir çok farkındalık kattığını söylüyor.
İleride sevgilisiyle birlikte Yeni Zellanda’ya taşınıp bir hostel açmayı planlıyor.
Önümüzdeki yıl ise Rusya ve Grönland hedefleri arasında.
Tony bize hayatta imkansız diye bir şey olmadığını gösterenlerden.
O yüzden gezmeye devam et koca yürekli insan!
Kaynak: 1