Dedektif dendiğinde aklımıza gelen o pardösülü, pipolu tipi zihinlerimizde yaratan adam o. Abdülhamit’in tüm kitaplarını çevirttiği, Hitler gibi bir adamın bile hayranı olduğu yazar. Aslında tek derdi tarihi roman gibi kalın ve hatırı sayılır kitaplar yazmaktı. Ama biraz da kendi isteğinin dışında, okuyucuların zorlamasıyla, ruh hastası, bağımlı, takıntılı bir dedektifle ünlü oldu. “Yeter artık” deyip öldürdüyse de, baskılara dayanamayıp tekrar bin bir katakulliyle diriltmek zorunda kaldı kahramanını.
İlk kez 128 yıl önce kendini gösterdi Sherlock Holmes. Tam 128 yıldır herkes tarafından okunuyor, izleniyor. Bu ölümsüz karakterin yaratıcısı Sir Arthur Conan Doyle da, 85 yıl önce bugün ayrıldı aramızdan. Kendisi öldü ama yarattığı karakter Sherlock -ve hakkını yemeyelim Dr. Watson- geçen zamana inat yaşıyor. Öyle görünüyor ki, ölmeye de pek niyeti yok. Zaten ölmek istediğinde de, yüz yıl önce yazarın kapısına dayanan okuyucuların torunlarının torunları yine birilerinin kapısını aşındırmaya başlar. Sherlock yaşadığı sürece de insanoğlu Doyle’u anmaya devam edecek.
1. Hıristiyan okulundan mezun bir agnostik
Doyle soyadlı Arthur çocuk, Charles Altamont-Mary Foley çiftinin oğlu olarak 22 Mayıs 1859’da İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da dünyaya geldi. İsmini annesi verdi, zira Kral Arthur’a hayrandı anneciği. Arthur’un babası da, kardeşleri de ressamdı. Charles Dickens ve Walter Scott romanlarıyla büyüdü. Katolik Cizvit Stonyhurst Hazırlık Okulu, Stonyhurst Koleji’nde falan okudu ama 1875’te Hıristiyanlığı reddetti, agnostik olmayı seçti.
2. İlk kısa hikâyeler
Sonraki okulu Edinburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’ydi. Hikâye geçmişi de burada başladı. Okurken kısa hikâyeler yazdı. İlk hikâyesi de Chambers’s Edinburgh Journal adlı dergide yayımlandı.
3. Hasta yoksa ben de hikâye yazarım
Üniversiteyi bitirdikten sonra gemi doktoru olup Afrika sahillerine yelken açtı. Yıl 1882 olduğunda ise artık Plymouth kentinde bir muayenesi vardı. Ama sanmayın ki muayenehanesi hastayla dolup taştı. Pek hastası olmuyordu; o da bunu fırsat bilip hikâyeler yazdı.
4. Evlendi ama yine âşık oldu
1885’te Touie diye hitap ettiği Louisa Hawkins ile evlendi; iki çocukları oldu. Evlendi evlenmesine ama üzerinden 12 yıl geçip yıl 1897 olduğunda yeni bir kalp çarpıntısı yaşamaya başladı. Bu çarpıntının sebebi, tanıştığı ama eşine olan sadakatinden dolayı açılmadığı Jean Leckie’ydi.
5. Eşini veremden kaybetti
Touie maalesef vereme yakalandı ve 4 Temmuz 1906’da öldü. Arthur 1907’de vakti zamanında âşık olduğu Jean Leckie ile evlendi. Conan Doyle’un ikisi ilk eşinden, üçü ikinci eşinden toplam beş çocuğu oldu.
6. Bir başarısız doktorluk serüveni daha
1890’da Viyana’da göz üzerine araştırmalar yapan Doyle, 1891’de oftalmolog olarak Londra’da bir muayenehane açtı. Fakat yine pek hastası olmadı ve böylece yazarlığa vakit ayırabildi. 1900’lerin başlarında parlamentoya girmek için aday oldu, hatırı sayılır oy da aldı fakat seçilemedi.
7. Kitabına ilham veren arkadaşlar: Morel ve Casement
Doyle, gazeteci E. D. Morel ve diplomat Roger Casement’ın başını çektiği Kongo’nun Özgürleştirilmesi Kampanyası’na destek verdi. Bu destek Morel ve Casement ile olan arkadaşlığını güçlendirdi. Bu iki kişi, 1912 yılında yazdığı Kayıp Dünya adlı kitabının başkarakterlerine ilham verdi.
8. Lanetli yıl: 1906
1906 yılı Doyle için berbat, bunalımlarla geçen bir yıldı. Zira hem karısını hem oğlu Kingsley’i (savaşta yaralanıp zatürreden öldü) hem de birçok akrabasını savaşta yitirdi. Bu kayıplar, özellikle de oğlunu kaybetmesi, onu ruhani bir dünyaya itti. Oğlunun bir yerlerde yaşıyor olduğuna inandı. Bu durumu kitaplarına da yansıdı. Yarattığı karakter Profesör Challenger’ın yazdığı bir roman, Sis Diyarı, bu konuyu barındırdı.
9. Tüm numaralarının gerçek olduğuna inandığı sihirbaz: Houdini
Ünlü sihirbaz Houdini ile arkadaştı. Fakat Doyle’un içine girdiği ruhani durum, Houdini’nin gerçekten doğaüstü güçleri olduğuna inanmaya itti. Sihirbaz, yaptıklarının birer sihirbazlık numarası olduğunu söylese de Doyle’u ikna edemedi, arkadaşlıkları bozuldu. Üzerine kitap yazacak kadar spiritüalist olması, çevresi tarafından alay konusu edildi.
10. Farklı spor branşları ile ilgiliydi
Spora da çok düşkün biriydi Conan Doyle. Golf, kayak, boks gibi sporlarla ilgilenmesinin yanı sıra Portsmouth’ta yaşarken oranın amatör bir takımında A. C. Smith takma adıyla top da koşturdu. Hatta bu kulübün kurucularından biri oldu.
11. Ve tabii ki Sherlock Holmes
7 Temmuz 1930’da kalp krizinden ölen ve Minstead’deki kilise bahçesine gömülen Sir Arthur Conan Doyle hakkında elbette asıl değinmemiz gereken şey, yarattığı ve ünü dünyayı saran Sherlock Holmes karakteri. Karakter için ilk olarak Sherringford (ya da Sheridan) Hope idi. Fakat bu ad Touie’nin hoşuna gitmedi. O da sevdiği müzisyen Alfred Sherlock ile ünlü hukukçu Oliver Wendell Holmes’un soyadlarından yeryüzünün en ünlü dedektifini yarattı; Sherlock Holmes.
12. Holmes’un selam çaktığı ilk öykü
Sherlock Holmes ilk olarak, Doyle’un ilk öyküsü olan Kızıl Dosya’da (A Study in Scarlet) görünür. Kızıl Dosya, 1887’de Beeton’s Christmas Annual’da yayımlanır. 1891’de ise Holmes’u, The Strand adlı dergide seri olarak yayımlamaya başlar.
13. Joseph Bell mi, Auguste Dupin mi?
Doyle’un Sherlock karakterini kimi örnek alarak oluşturduğu konusunda fikir ayrılıkları bulunur. Üniversitedeki eski hocası Joseph Bell gibi zeki, kibirli ve duygusuz bir karakter yarattığı söylenir. Ama Rudyard Kipling’in, başarılarından ötürü Doyle’u kutlamasının ardından sorduğu “Bu karakter arkadaşım Joseph olabilir mi?” sorusu üzerine Doyle, Edgar Allen Poe’nun Auguste Dupin karakterinden esinlendiği yanıtını verir.
14. Geber Sherlock Holmes!
Öykü, okuyucular tarafından fazlasıyla sevilir. Kimi model alarak yarattığını tam bilmediğimiz Holmes karakteri, zeki, kibirli ve duygusuzdur. 24 bölüm boyunca okuyucu Holmes’un maceralarını takip eder. Doyle, daha ciddi eserler yazmak istediği için Sherlock’u 24 öykü sonunda, The Adventure of the Final Problem adlı bölümde, Profesör Moriarty ile birlikte şelaleden düşürerek öldürür.
15. Sen misin Sherlock’u öldüren!
Ama serinin sıkı takipçileri bu duruma isyan eder ve binlerce kişi dergi aboneliğini iptal ettirir. Bununla da kalmazlar, yazarın evinin önünde protesto gösterileri düzenlenir. Baskılara daha fazla dayanamayan Doyle, 1901’de (bazı kaynaklarda 1902’de) Boş Ev Macerası adlı öyküsünde Sherlock’u hayata geri döndürür. Bunu da, Moriarty’nin gerçekten öldüğü, Holmes’un ise diğer düşmanlardan sakınmak için kendisini ölmüş gibi gösterdiği kurgusuyla yapar.
16. Sherlock’u ikon yapan adam
Sherlock’un bir ikon haline gelmesi sadece öykünün bir sonucu değil. Çizimleri de es geçmemek lazım. Sherlock’u herkes tarafından beğenilen, çekici, iyi giyimli bir karakter haline getiren kişi, o dönemin en iyi illüstratörlerinden birisi olan Sidney Paget’tır. Sherlock’un şapkası, kitaplarda geçmemesine rağmen, Paget’ın Sherlock’a bir armağanıdır.
17. Öykülerden ve Sherlock’tan satırbaşları
* Anlatıcı genellikle Dr. Watson’dır.
* Sherlock zehir gibi bir zekâya sahip, araştırdığı kişinin saç telinden ayakkabı numarasını bulabilecek potansiyelde bir dedektiftir.
* Tütün düşkünüdür.
* Watson’ın vazgeçirme denemelerine rağmen Sherlock zaman zaman yüzde 7’lik kokain çözeltisi kullanır.
* Kitaplar aşk ve cinsellik içermez. Çünkü kadınlar Sherlock’ın ilgi alanı değil.
* Sherlock’un dostu Dr. Watson hiçbir halttan anlamayan, hiçbir ipucunu birleştiremeyen bir karakterdir.
* Sherlock’u ilgilendiren tek şey olayı çözmektir. Aşk, para, seks falan boştur Sherlock için.
18. Aseksüel ve afyon bağımlısı Holmes’un dokuz kitaplık macerası
Arthur Conan Doyle, kitaplarını Dr. John Watson şeklinde imzalardı. Dr. Watson, öykülerde, bu aseksüel, afyon bağımlısı, mantık manyağı karakterin, en yakın -hatta tek- dostuydu. Sherlock karakteri Doyle’a 4’ü roman, 5’i de 56 kısa hikâyeden oluşan toplam 9 kitap yazdırdı.
19. Ara verilerek sürdürülen serüven
Hikâyelerin ilk iki bölümü olan The Adventures of Sherlock Holmes ve The Memoirs of Sherlock Holmes, The Strand Magazine’de Temmuz 1891-Kasım 1893 arası yayımlandı. 8 yıllık bir aradan sonra The Hound of the Baskervilles, Ağustos 1901-Nisan 1902 arasında yine The Strand’de yayımlandı. Hikâyelerin üçüncü bölümü ise 6 aylık bir aradan sonra The Return of Sherlock Holmes adıyla Ekim 1903-Ocak 1905 arası yine The Strand’de yayımlandı.
Bonus 1: Holmes vs House
House MD dizisindeki Gregory House karakterinin Sherlock karakterinden esinlenilerek yaratıldığını herkes bilir. Sherlock gibi takıntılıdır, bağımlıdır, onun için en önemli şey kendisine gönderilen vakayı çözmektir. Bizim de sonrada fark ettiğimiz bir de şu görseldeki ayrıntı var. Sherlock’la House’un adresleri aynı; 221 Baker Street.
Bonus 2: İlk Sherlock filmi – Sherlock Holmes Baffled
Sherlock’la ilgili çekilen bu ilk film 1903 yılına ait.
Bonus 3: Abdülhamit’in Sherlock tutkusu
Abdülhamit polisiye roman hastasıymış. Sırf bu yüzden Fransızcadan sayısız eser çevrilmiş vakti zamanında. Bir gün Abdülhamit için roman çeviren zat-ı muhterem, padişah beğenebilir düşüncesiyle Doyle’un bir öyküsünü çevirmiş. Padişah bayılmış bu öyküye. Londra’dan Doyle’un ne kadar öyküsü varsa getirtmiş ve çevirtmiş. Conan Doyle eşiyle birlikte İstanbul’a geldiğinde -belki de davet üzerine gelmiştir- Abdülhamit, Conan Doyle’a Mecidiye Nişanı, eşine de Şefkat Nişanı vermiş.
Bonus 4: Robert Downey Jr’lı Sherlock serisi
Filmleri bilmeyen yoktur ama biz yine de hatırlatalım. Ünlü İskoç yönetmen Guy Ritchie’nin çektiği “Sherlock Holmes” ve “Sherlock Holmes: A Game of Shadows” adlı iki filmde Sherlock’u Robert Downey Jr., Watson’ı ise Jude Law canlandırıyor.
Bonus 5: Benedict Cumberbatch’li Sherlock
Sadece filmleri yok, fena halde ilgi çeken bir dizisi de var Sherlock’un. Benedict Cumberbatch cuk diye oturmuş Sherlock karakterine.