ListeList
  • Ana Sayfa
  • Gündem
  • ListeList Özel
  • Alışveriş
  • Yaşam
  • Sinema
  • Seyahat
  • Diğer
    • Edebiyat
    • Sağlıklı Yaşam
    • Kadın
    • İş Yaşamı
    • Tiyatro
    • Hayvansever
    • Spor
    • İstanbul
    • Koronavirüs
    • Tarih
    • Müzik
    • Astroloji
    • Ekoloji
    • Tasarım
    • Dizi
    • Oyun
    • Teknoloji – Bilim
    • Yeme – İçme
    • Pürtelaş
    • Testler
    • Video
  • Yazı Gönder
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Gündem
  • ListeList Özel
  • Alışveriş
  • Yaşam
  • Sinema
  • Seyahat
  • Diğer
    • Edebiyat
    • Sağlıklı Yaşam
    • Kadın
    • İş Yaşamı
    • Tiyatro
    • Hayvansever
    • Spor
    • İstanbul
    • Koronavirüs
    • Tarih
    • Müzik
    • Astroloji
    • Ekoloji
    • Tasarım
    • Dizi
    • Oyun
    • Teknoloji – Bilim
    • Yeme – İçme
    • Pürtelaş
    • Testler
    • Video
  • Yazı Gönder
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları görüntüle
ListeList
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları görüntüle

Ana sayfa » Edebiyat » Ziya Osman Saba ve Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi

Ziya Osman Saba ve Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi

Nurten Bengi Aksoy Yazar: Nurten Bengi Aksoy
31 Temmuz 2017
Kategori: Edebiyat
Google Haberler'de ListeList'e Abone OlGoogle Haberler'de ListeList'e Abone Ol
0
Share on FacebookShare on Twitter

Türk edebiyatının en iyi öyküleri arasında sayılan ‘Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi’nde, fotoğrafçı dükkanlarının vitrinindeki mutlu insanlara özenen adam, bir gün öyle mutlu bir fotoğraf çektirmek ister; fakat olaylar istediği gibi gelişmez. Kahramanımız bir gün ismi ile müsemma bu fotoğrafçıya gider ve vesikalık çektirmek istediğini söyler; tabii ki aklında bin bir hüzünlü düşünce ve bin bir soruyla… Fotoğrafı çekilirken öyle bir ifadeyle bakar ki kameraya, fotoğrafçı özür dilemek zorunda kalır: “Beyim, kusura bakmayın, sizin resminizi çekemeyeceğim, burası mesut insanlar fotoğrafhanesi.” İşte mutsuzluğun en yalın hikayelerinden birini yazan, edebiyatımızda “Yedi Meşaleciler” diye bilinen topluluğun yedi üyesinden biri olan Ziya Osman Saba ve şiirleri bugünkü liste konuğumuz.

1. Sessizlik

Sessizlik
Biz o kadar ağladık ki beraber,
Gözyaşları doldurdu avucumu şimdilik.
Şimdilik uzun uzun, bambaşka bir sessizlik
Yavaşça alçalarak, yavaşça bizi dinler.
Etrafta kalan sesler kesildi birer birer.
Hatırlamaz olmuşum, her şey uzakta, silik.
Yalnız senin vücudun… Ah içte bir içimlik
Bir su gibi ellerin avucumda serinler.
Vücudunun gölgesi bak yerde gölgemle bir,
Yeni bir nefes gibi sessizlik göğsümdedir.
Sessizlik içerime doluyor yudum yudum.
Dolu bir yelken gibi göğsümde genişleyiş,
Ve öyle için için ve öyle geniş geniş.
Ben hiçbir şey duymadan, ben yalnız seviyorum.

Ziya Osman Saba, 30 Mart 1910’da İstanbul’da dünyaya açar gözlerini. Kalabalık bir aile içerisinde büyüyen Saba, sekiz yaşındayken annesini kaybeder. Ardından başka bir evlilik yapan babasından ayrılır. Üst üste yaşadığı bu acı olaylar şairde hem çocukluk dönemini hem de tüm yaşamını etkisi altına alacak bir ruh hali oluşturur. Mütareke yıllarında yatılı olarak başladığı Galatasaray Lisesi’nden 1931 yılında mezun olunca bir süreliğine amcası ile Paris’e gider ve orada kuzeni Nermin’e aşık olur. Ruhsal açıdan hayli sağlıksız olan Nermin Hanım ile evlenmesine karşı çıkılsa da Ziya Osman Saba, onunla evlenir.

2. Geçen Zaman

Gecen-Zaman
Hiç olmazsa unutmamak isterdim
Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar…
Yalnız bırakmayın beni hatıralar.
Az yanımda kal çocukluğum,
Temiz yürekli uysal çocukluğum…
Ah, ümit dolu gençliğim,
İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgim…
Doğduğum ev… rahatlayacak içim, duysam
Bir tek kapının sesini.
Arıyorum aklımda bir ninni bestesini…
Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler.
Güneş, getir bir bayram sabahını.
Açılın açılın tekrar
Çocuk dizlerimdeki yaralar,
Hepiniz benimsiniz:
Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar…
Yalnız hatırlamak hatırlamak istiyorum
Nerde kaldı sevgilim seni ilk öptüğüm gün,
Rengine doymadığım o sema,
Ahengine kanmadığım ırmak…
Bırakıp her şeyi nereye gidiyorum…
Neler geçmişti aklımdan,
Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm?
Ah nasıldı yaşamak

Yurda döndükten sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okumaya başlar. Eğitimi devam ederken bir süre Cumhuriyet gazetesinde çalışır. Lisede sınıf arkadaşı olan Cahit Sıktı Tarancı da bu yıllarda onunla aynı gazetede çalışmaktadır. 1936 yılında fakülteden mezun olan Ziya Osman Saba, aynı yıl İstanbul’da askerliğini de yapar. Hayata atıldıktan sonra banka memuru, muhasebeci, musahhih (düzeltmen) olarak çeşitli işlerde çalışır.

3. Baharı Beklerken Yazılmış Şiir

Bahari-Beklerken-Yazilmis-Siir
O günü görmek için sade bekleyeceğiz,
Göreceğiz bir sabah yeşil tomurcukları.
Hazırlanıyor gibi gökyüzü, ufuk, deniz,
Bir sabah dökülecek baharların baharı.

Bu bahar yalnız mesut günler taşımaktadır,
Baş başa kalacağız kenarında bir suyun,
Göz alabildiğine yeşil uzanan çayır,
Bir saadet içinde sessiz otlayan koyun.

Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,
Bir melek ordan bize uzatacak elini.
Beni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyle.
Ümitlerin en güzelini…

Ancak bu yıllarda eşinin sağlık durumu pek de iyi değildir ve Bakırköy Ruh hastalıkları hastanesinde tedavi görmektedir. Bu durumdan fazlasıyla etkilenen Ziya Osman, bu ruh halini şiirlerine de yansıtır. Nermin Hanım ile olan evliliğini on yıl boyunca sürdürür, ama eşinin rahatsızlığı geçmeyince 1941 yılında ayrılırlar. Yine aynı yıl babasını da kaybeden şair, büyük ve derin bir acı yaşarken bir yandan da savaş söylentileri ile yeniden askere çağrılır.

4. Ben De

Ben-De
Ne çok anlatacaklarınız var
Birbirinize nişanlılar!
Ben de bir zamanlar sizin kadar mesuttum,
Ben de şu parkın sıralarında oturdum,
Ümit ettim, hayal kurdum…
Şahit bütün ömrüme bu şehir, bütün yurdum.
Ben de o mektepte okurdum
Küçük mektepli!
Bugün gibi hatıramda
İlk gün, ilk ders, ilk hece.
Şiirler yazmak için öğrendiğim güzel Türkçe.
Yeni kitaplarım, siyah göğüslüğüm,
Sevinçle dolup taşardı gönlüm.
Beri yanda günler akar giderdi.
Benim de bir anne üstüme titrer
Bir baba benimle iftihar ederdi.

Üst üste yaşadığı sarsıcı olaylardan sonra 1944 yılında askerden dönen Ziya Osman Saba, bir bankada çalışmaya başlar. Bu günlerde tanıştığı Rezzan Hanım ile ikinci evliliğini yapar. Uzun zamandır, mutsuzlukla beslediği kalbi tekrar sevinç ile dolar. Aradığı huzuru bulan şairin bu evliliğinden Osman ve Orhan adında iki oğlu olur. Beş yıl kadar Milli Eğitim Bakanlığında çalışan Saba, geçirdiği kalp krizi nedeniyle iş yerinden tazminat verilerek malulen emekli edilir.

5. Güz

Guz
Çiçeğin rengi soldu, bitti şarkısı kuşun.
Yol tenha, dal mecâlsiz, su durgun.
Tabut yapılan tahta, ev ev taşınan odun.
Bahar, ümit yerine, ey kış, içimde korkun!

Allahım, kararmasa şu göğün…
Dal senin, ağaç senin, döktüğün
Yapraklarla, mevsimlerle, gün gün.
Geçip gidişi ömrün…

Aslında bakanlıktaki işinden memnun olmayan şairimiz, emeklilikle birlikte maddi sıkıntıya düşer. Bu zor günlerinde lise yıllarında tanıştığı Yaşar Nabi Nayır, Saba’dan Varlık Yayınevinin tahsis işini yapmasını ister. Ancak maddi olarak zor bir durumda olmasına karşın Saba, bu işi ücret almadan yapmak ister. Kendisini maddi olarak da rahatlatmak isteyen dostu Yaşar Nabi ücret konusunda ısrar ederek onu ikna eder. Bir süre sonra Ziya Osman Saba, işlerini evde yapmaya başlar. İşte bu demlerinde ölüm korkusuna kapılan Saba, kalemini ölüm teması ile sivriltir. Şiirlerinde sıklıkla işlemeye başladığı ölüm, 29 Ocak 1957 tarihinde şairin kapısını çalar ve henüz 47 yaşındaki şairimiz kalp rahatsızlığı nedeniyle hayata veda eder.

6. Beyaz

Beyaz
Bir bademin altına yorgun oturmak biraz
Ayrı ayrı seyretmek çiçek açmış her dalı.
Artık bütün renklerden, artık uzaklaşmalı:
Beyaz işte, aylardır gözümde tüten beyaz.

İş bitti… Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz,
Duyuyorum bu sabah, kış içimden çıkalı
İçimin dört duvarı bembeyaz badanalı,
Ah, sade nefes almak, göğsüme dolan bu haz…

Bir kuş ötecek şimdi… Havada bir durgunluk,
Mermeriyle konuşan açık kalmış bir musluk,
Beyaz çiçeklerini tek tük düşüren kiraz.

Bahar pınarlarından içime damlayan su,
Bembeyaz çiçeklerin ıslak, temiz kokusu,
Kış bitti… Uzaklarda ilk ümitler gibi yaz…

Daha Galatasaray Lisesine başladığı yıllarda şiir yazmaya başlayan Saba’nın ilk şiiri 1927’de Servet-i Fünûn dergisinde yayınlanır. Bu dergide tanıştığı edebiyatçı arkadaşlarıyla “Yedi Meşaleciler” topluluğunu kurar. Bir süre Milliyet gazetesinin edebiyat sayfasına ve İçtihad dergisine yazılar yazar. Varlık, Yücel ve Ataç dergisinde de yazı ve şiirleri yayınlanır. Hece ölçüsüyle yazdığı şiirlerinin çoğunda Batı nazım biçimlerini kullanır ama içerikte 19. Yüzyılın edebiyat anlayışına bağlı kalır.

7. İstanbul

istanbul
Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan
Minare minare, ev ev
Yol, meydan.

Geliyor Boğaziçi’nden doğru
Bir iskeleden kalkan vapurun sesi,
Mavi sular üstünde yine
Bembeyaz Kızkulesi.

Bir yanda, serin sabahlarla beraber,
Doğduğum kıyılar: Beşiktaş’ım.
Baktıkça hep semt semt, yer yer,
Beş yaşım, on beş yaşım, ah yirmi yaşım!

Durmuş bir tepende okuduğum mektep,
Askerlik ettiğim kışladır ötesi.
Bir gün bir kızını benim eden
Evlendirme dairesi.

Benim de sayılmaz mı oralar?
Elimi tutar gibi iki yanımdan,
Babamın yattığı Küçüksu,
Anamın toprağı Eyüpsultan.

Önümde açık kollarıyla boğaz,
Çengelköy’den aktarma Rumelihisarı.
İstanbul, İstanbul’um benim,
Kadıköy’ü, Üsküdar’ı…

Gün olur köprü ortasında durur
Anarım Adalar’da çamların uykusunu.
Gün olur, Beyoğlu’nu özler içim,
Koklamak isterim Tünel’in kokusunu.

Bulut geçer üstünden,
Gemi gelir yanaşır
Bir eski türküdür, kulağıma fısıldar,
‘İçi dolu çamaşır’

Göğünde tanıdım ayın on dördünü.
Kırlarında bilirim baharı,
Her şey içimde, her şey,
İstanbul yadigarı.

Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle,
Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir.
Ey doğup yaşadığım yerde her taşını
Öpüp başıma koymak istediğim şehir

Şiirlerinde yalın bir dil kullanan Ziya Osman, hissettiklerini, süssüz, yapmacıksız, duru ve yumuşak bir dille söylemeye çalışır. Çocukluk anıları, ev-aile sevgisi, yoksul yaşamlara karşı utanç ve acıma, Tanrı’ya kulluk, kadere boyun eğiş, küçük mutluluklarla yetinme, ölüm, ahiret özlemi gibi konuları işler. Doğduğu şehir olan İstanbul da şiirlerinde büyük bir yer kaplar. İlk şiirlerinde seyrek olarak yer verdiği İstanbul, ileri dönemlerinde daha sık değindiği bir konu olur.

8. Bütün Saadetler Mümkündür

butun-saadetler-mumkundur
Bütün saadetler mümkündür…
Şu kapının açılması,
İçeri girivermen,
Bahar, kuşlar, gündüz.
Ve bütün dünya
Bir an içinde gürültüsüz.

Bütün saadetler mümkündür…
Bahtsızların biraz gülümsemesi…
Körlerin gün görmesi,
Mümkündür bütün mucizeler…
Ana, baba, evlât, bütün kaybolanlar…
Ebedî bir sabahta buluşmamız bir daha.
Ölüler! Hepimiz için yalvarın Allaha…

Evcimen bir şair olan Ziya Osman, şiirlerinin başlıca konuları olan ev, evlilik, mahalle, komşuluk ilişkilerinde “modernleşmeyi” kabullenemez. Onun için ev, bir barınak değil sığınak, dinse evin ruhudur. Duaları, şükranları hep evdeki huzur içindir. Aşkın ve cinselliğin tek adresi de evdir. Her şeyin değiştiği, dönüştüğü ortamda kendini eve kapatarak geleneksel olanı korumaya, yaşatmaya çalışır.

9. Rabbim Nihayet Sana

rabbim-nihayet-sana
Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz…
Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı,
Belki her sabah vakti, belki gece yarısı,
Artık nefes almayı bırakıp gideceğiz…

Ben artık korkmuyorum, her şeyde bir hikmet var
Gecenin sonu seher, kışın sonunda bahar.
Belki de bir bahçeyi müjdeliyor şu duvar,

Birer ağaç altında sevgilimiz, annemiz.
Gece değmemiş sema, dalga bilmeyen deniz,
En güzel, en bahtiyar, en aydınlık, en temiz
Ümitler içindeyim, çok şükür öleceğiz…

Ona göre ‘dışarısı’ tehlikeli, tehdit ve korku doludur. “Rabbim, nihayet sana itaat edeceğiz / Artık ne kin, ne haset, ne de yaşamak hırsı” diyen Ziya Osman 47 yaşında öldüğünde ardında dokuz şiir kitabı (Yedi Meşale, Sebil ve Güvercinler, Geçen Zaman, Nefes Almak, Bir Yer Düşünüyorum, Çocukluğum, İstanbul, Deniz Kıyısındaki Kulübe, Bir Oda Bir Saat Sesi) ve iki öykü kitabı (Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi, Değişen İstanbul) bırakır.

10. Bu Rüzgar

Bu-Ruzgar
Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek.
Gökte bulut, suda yelken, dalda çiçek.
Bir gün, bir gün var ki günden güne gerçek,
Çatır çatır servi, çıtır çıtır böcek.
Çek ciğerlerine, bir nefes daha çek,
Bu rüzgar her vakit böyle esmeyecek.

Ziya Osman 1930’lu ve 40’lı yıllarda en güzel şiirlerini yazarken, memlekette kültür-sanat dünyası da doruklardadır. Özellikle Hasan Âli Yücel’in Milli Eğitim Bakanlığı yaptığı yıllarda saman alevi gibi parlayıp sönen “Türk Rönesansı” içinde nedense Ziya Osman Saba’nın adı pek geçmez. En güzel şiirlerini bu yıllarda yazdığı halde görmezden gelinmesi belki geçici bir körlükten belki de kasıtlı bir ihmalden ileri gelir. Bu ihmalin cevabını Ziya Osman 1937’de kaleme aldığı “Edebiyatımızın Meseleleri” başlıklı yazısında şöyle açıklar; “Türk sanatkârı hiçbir devirde bugünkü kadar boğucu bir hava içinde yaşamamış, Türk sanatı hiçbir devirde bugünkü kadar birbirine zıt temayüllerin kök saldığı karmakarışık, bakımsız bir bahçe manzarası arz etmemiştir.”

11. Sebil ve Güvercinler

Sebil-ve-Guvercinler
Çözülen bir demetten indiler birer birer,
Bırak, yorgun başları bu taşlarda uyusun.
Tutuşmuş ruhlarına bir damla gözyaşı sun,
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler…

Nihayetsiz çöllerin üstünden hep beraber
Geçerken bulmadılar ne bir ot ne bir yosun,
Ürkmeden su içsinler yavaşça, susun, susun!
Bir sebile döküldü bembeyaz güvercinler…

En son şarkılarını dağıtarak rüzgâra,
Beyaz boyunlarını uzattılar taslara…
Bir damla suya hasret gideceklermiş meğer.

Şimdi bomboş sebilden selviler bir şey sorar,
Hatırlatır uzayan dem çekişleri rüzgâr
Mermer basamaklarda uçuşur beyaz tüyler.

Ziya Osman’ın “boğucu, karmakarışık” diye bahsettiği devir Tek Parti devridir. Buna rağmen şair korkmadan, fikirlerini söylemekten kaçınmaz: “Sanata düşman bir siyasetin sınırlamalarına razı olmak, ideolojik amaçlara sanattan daha fazla önem vermek sanatçıyı kısırlaştırır. Sınırlamacı zihniyete teslim olmak, sanat değeri olmayan demagojik bir edebiyata yol açar. Böyle bir edebiyatın suni surette şişirilmiş ürünleri, gerçek yetenekleri kaybolmaya mahkûm eder. Kötü eserlerin teşvik görmesi, iyi sanatkârların cesaretini kırmaktadır. Sanatçı ancak özgür olduğu zaman yarattığı eser özgün ve ölümsüz olabilir. Sanat, karşısına dikilen tüm engelleri aşarak, tüm ideolojileri yıkıp taşan bir nehir gibidir. Onun sakin veya coşkun olması, sağa veya sola akması değerini eksiltmez.”

12. Artık Yaşamak İçin

Artik-Yasamak-İcin
Artık yaşamak için herkesten kaçacağız,
Dünya bize verecek yalnız güzellikleri,
Yalnız, semalarından dökecek ruhumuza,
Geceler mehtapları ve gündüzler seheri

Düşünceli yürürken bir yol dönemecinde
Çıkacak ömrümüze beyaz dallarla bahar.
Hatırlatacak bize şen çocukluğumuzu,
Erguvanlı bir bahçe, mor salkımlı bir duvar.

Tekrar yaşayacağız ümitli sabahları,
Bulacağız dünyanın o en güzel yerini.
Ebedi bir sahilde yeniden tadacağız
Kol kola sükûn dolu akşam gezmelerini.

Ziya Osman Saba böylesi bir devirde, kendine özgü bu ruh dünyasını içsel buhranlar ve çatışmalar ile birlikte şiirine yansıtır. Genel anlamda yaşamın sıradan insanlara sunduğu imkanları kabullenirken, özelde sürekli bir arayış içerisindedir. Bunun en güzel kanıtı ise “Mesut İnsanlar Fotoğrafhanesi” adlı hikayesidir. Onun bu hikayesindeki temel düşünce ve duyguları şiirlerinde de sıklıkla görülür.

13. Kim bilir

Kim-bilir
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alınyazısı… hepsi kısmet…
Ha yazı ha kışı geceyle gündüzün,
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün…

Hikayede sıradan insanların mutluluğunu içten içe kıskanan kahramanın “Ben de mesut bir halde fotoğraf çektirmeliyim” arzusu gözler önüne serilir. Fakat hikâyenin sonunda fotoğrafçı; “Beyim, mâzur görün, sizin fotoğrafınızı çekemeyeceğim” der. İşte bu söz Ziya Osman Saba’nın sadece bir hikaye kahramanının değil, bizzat kendisinin yaşam karşısındaki duruşunu ortaya çıkarır. O, iç dünyasının derinliklerinde yaşamı sorgulayan, geçmişe yakıcı bir özlemle bağlı olan, mutluluğu arayan ama ölüm gerçeğini hiç aklından çıkaramayan münzevî bir şairdir.

Kaynak; 1,2

Paylaş1TweetleGönder
Nurten Bengi Aksoy

Nurten Bengi Aksoy

İleri
Üç Çocuğunu Taşıyarak Maraton Koşan ve Dünya Rekoru Kıran Süper Anne

Üç Çocuğunu Taşıyarak Maraton Koşan ve Dünya Rekoru Kıran Süper Anne

Yorum yapabilmek için bir ListeList hesabınız olması gerekmektedir. Aşağıdaki bağlantı ile hemen bir hesap oluşturabilirsiniz.

Listelist'e üye ol

Lütfen tartışmaya katılmak için giriş yapın

İlgili İçerikler

Laika’dan Hachikō’ya: Hikayeleriyle Tarihte Unutulmaz Bir İz Bırakan Dünyanın En Ünlü 8 Hayvanı
Hayvansever

Laika’dan Hachikō’ya: Hikayeleriyle Tarihte Unutulmaz Bir İz Bırakan Dünyanın En Ünlü 8 Hayvanı

Bilbao Etkisi: Ünlü Mimar Frank Gehry’nin Tasarladığı Müze Koca Bir Şehri Nasıl Değiştirdi?
Tasarım

Bilbao Etkisi: Ünlü Mimar Frank Gehry’nin Tasarladığı Müze Koca Bir Şehri Nasıl Değiştirdi?

Sinema Gurmeleri için Seçtik: Kurgusuyla Beyin Yakan En İyi Filmler
Film

Sinema Gurmeleri için Seçtik: Kurgusuyla Beyin Yakan En İyi Filmler

Uzmanlar Açıkladı! Karşınızdaki Kişinin Güvenilmez Olduğunu Gösteren 10 İşaret
Yaşam

Uzmanlar Açıkladı! Karşınızdaki Kişinin Güvenilmez Olduğunu Gösteren 10 İşaret

Yılın En Etkileyici Gökyüzü Olayı: Geminid Meteor Yağmurunu Ne Zaman ve Nasıl İzleyebilirsiniz?
Teknoloji - Bilim

Yılın En Etkileyici Gökyüzü Olayı: Geminid Meteor Yağmurunu Ne Zaman ve Nasıl İzleyebilirsiniz?

Trajik Aşk Hikayesi Yüzlerce Yıldır Yankılanan Mümtaz Mahal Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Tarih

Trajik Aşk Hikayesi Yüzlerce Yıldır Yankılanan Mümtaz Mahal Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Dünyanın Farklı Coğrafyalarındaki Birbirinden İlginç 10 Sofra Kuralı
Yeme - İçme

Dünyanın Farklı Coğrafyalarındaki Birbirinden İlginç 10 Sofra Kuralı

Jim Carrey’nin İkonik Filmi “Maske” Hakkında Bilmeniz Gereken 9 Gerçek
Film

Jim Carrey’nin İkonik Filmi “Maske” Hakkında Bilmeniz Gereken 9 Gerçek

Sebebi Sadece Güvenlik Değil! Elektrik Tellerindeki Renkli Yuvarlak Toplar Ne İşe Yarıyor?
Teknoloji - Bilim

Sebebi Sadece Güvenlik Değil! Elektrik Tellerindeki Renkli Yuvarlak Toplar Ne İşe Yarıyor?

Popüler Turistik Yerlere Kıyasla Çok Daha Ucuz ve Güzel Olan 10 Avrupa Şehri
Seyahat

Popüler Turistik Yerlere Kıyasla Çok Daha Ucuz ve Güzel Olan 10 Avrupa Şehri

Türkiye'deki küçük kuşlar
Hayvansever

Muhtemelen Ülkemizde Yaşadığını İlk Defa Duyacağınız 11 Küçük Kuş Türü

Bilim İnsanları Açıklıyor! Farklı Gezegen ve Uydularda Yağmur Yerine Ne Yağıyor?
Teknoloji - Bilim

Bilim İnsanları Açıklıyor! Farklı Gezegen ve Uydularda Yağmur Yerine Ne Yağıyor?

Piero Manzoni: Dışkısını Konserve Kutularına Koyup Binlerce Dolara Satan Sanatçı
Tarih

Piero Manzoni: Dışkısını Konserve Kutularına Koyup Binlerce Dolara Satan Sanatçı

Haftalık Burç Yorumları: 8-14 Aralık Haftasında Sizi Neler Bekliyor?
Astroloji

Haftalık Burç Yorumları: 8-14 Aralık Haftasında Sizi Neler Bekliyor?

Sevimliliğiyle Gönlümüzde Taht Kursalar da Oldukça Tehlikeli Olan 21 Hayvan
Hayvansever

Sevimliliğiyle Gönlümüzde Taht Kursalar da Oldukça Tehlikeli Olan 21 Hayvan

Hiç Terk Edilmemiş! İnsanların Hâlâ Yaşamaya Devam Ettiği Dünyanın En Eski Şehirleri
Seyahat

Hiç Terk Edilmemiş! İnsanların Hâlâ Yaşamaya Devam Ettiği Dünyanın En Eski Şehirleri

Tekstil Ürünlerinin Ömrünü Kısaltmayın! Çamaşır Yıkarken Hepimizin Yaptığı 7 Hata
Yaşam

Tekstil Ürünlerinin Ömrünü Kısaltmayın! Çamaşır Yıkarken Hepimizin Yaptığı 7 Hata

Esaretin Bedeli’nden Forrest Gump’a: Sinemanın Altın Yılı Olan 1994’de Vizyona Giren En İyi 17 Film
Film

Esaretin Bedeli’nden Forrest Gump’a: Sinemanın Altın Yılı Olan 1994’de Vizyona Giren En İyi 17 Film

Chaupadi: Nepal’de Adet Olan Kadınların Kulübelere Kapatıldığı Çağ Dışı Gelenek
Yaşam

Chaupadi: Nepal’de Adet Olan Kadınların Kulübelere Kapatıldığı Çağ Dışı Gelenek

Kuralsız Güreşten Mızraklı Dövüşe: Kanın Gövdeyi Götürdüğü Tarihin En Vahşi 6 Eğlencesi
Tarih

Kuralsız Güreşten Mızraklı Dövüşe: Kanın Gövdeyi Götürdüğü Tarihin En Vahşi 6 Eğlencesi

Eski NASA Astronotu Açıklıyor: Uzayda Seks Yapmak Mümkün Mü?
Teknoloji - Bilim

Eski NASA Astronotu Açıklıyor: Uzayda Seks Yapmak Mümkün Mü?

Doğduğunuz Ayın Çiçeği Karakter Özellikleriniz Hakkında Ne Söylüyor?
ListeList Özel

Doğduğunuz Ayın Çiçeği Karakter Özellikleriniz Hakkında Ne Söylüyor?

14 Mayıs 2025
Toplanın Açıklıyoruz! Göz Renginiz Genetik Mirasınız Hakkında Ne Söylüyor?
ListeList Özel

Toplanın Açıklıyoruz! Göz Renginiz Genetik Mirasınız Hakkında Ne Söylüyor?

16 Haziran 2022
Uzmanlar Uyarıyor! İş Görüşmesinde Asla Söylememeniz Gereken 10 Şey
İş Yaşamı

Uzmanlar Uyarıyor! İş Görüşmesinde Asla Söylememeniz Gereken 10 Şey

5 Eylül 2025
Aman Dikkat! Telefonunuzun Dinlenip Dinlenmediğini Anlamanın 10 Yolu
Teknoloji - Bilim

Aman Dikkat! Telefonunuzun Dinlenip Dinlenmediğini Anlamanın 10 Yolu

15 Ekim 2025
Laika’dan Hachikō’ya: Hikayeleriyle Tarihte Unutulmaz Bir İz Bırakan Dünyanın En Ünlü 8 Hayvanı
Hayvansever

Laika’dan Hachikō’ya: Hikayeleriyle Tarihte Unutulmaz Bir İz Bırakan Dünyanın En Ünlü 8 Hayvanı

10 Aralık 2025
Bilbao Etkisi: Ünlü Mimar Frank Gehry’nin Tasarladığı Müze Koca Bir Şehri Nasıl Değiştirdi?
Tasarım

Bilbao Etkisi: Ünlü Mimar Frank Gehry’nin Tasarladığı Müze Koca Bir Şehri Nasıl Değiştirdi?

10 Aralık 2025
Sinema Gurmeleri için Seçtik: Kurgusuyla Beyin Yakan En İyi Filmler
Film

Sinema Gurmeleri için Seçtik: Kurgusuyla Beyin Yakan En İyi Filmler

10 Aralık 2025
Uzmanlar Açıkladı! Karşınızdaki Kişinin Güvenilmez Olduğunu Gösteren 10 İşaret
Yaşam

Uzmanlar Açıkladı! Karşınızdaki Kişinin Güvenilmez Olduğunu Gösteren 10 İşaret

10 Aralık 2025
Yılın En Etkileyici Gökyüzü Olayı: Geminid Meteor Yağmurunu Ne Zaman ve Nasıl İzleyebilirsiniz?
Teknoloji - Bilim

Yılın En Etkileyici Gökyüzü Olayı: Geminid Meteor Yağmurunu Ne Zaman ve Nasıl İzleyebilirsiniz?

10 Aralık 2025
Trajik Aşk Hikayesi Yüzlerce Yıldır Yankılanan Mümtaz Mahal Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Tarih

Trajik Aşk Hikayesi Yüzlerce Yıldır Yankılanan Mümtaz Mahal Hakkında Bilmeniz Gerekenler

9 Aralık 2025
İstanbul’dan Ankara’ya: Farklı Şehirlerimizde Kutu Oyunu Oynayabileceğiniz En Güzel 12 Mekân
ListeList Özel

İstanbul’dan Ankara’ya: Farklı Şehirlerimizde Kutu Oyunu Oynayabileceğiniz En Güzel 12 Mekân

6 Aralık 2023
Kanada’dan İspanya’ya: Astronotların Uzaya Gitmeden Önce Eğitim Aldığı 5 Yer
Teknoloji - Bilim

Kanada’dan İspanya’ya: Astronotların Uzaya Gitmeden Önce Eğitim Aldığı 5 Yer

14 Eylül 2025
Hepimiz Yapıyoruz! Televizyon Karşısında Yemek Yemek Zararlı mı?
Sağlıklı Yaşam

Hepimiz Yapıyoruz! Televizyon Karşısında Yemek Yemek Zararlı mı?

18 Kasım 2024

Sosyal Medya'da ListeList

  • Hakkımızda
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • Muvafakatname
  • Yazı Gönder
  • Reklam
  • İletişim

© 2021 ListeList - Yeni Nesil Medya Platformu

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password? Sign Up

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Gündem
  • ListeList Özel
  • Alışveriş
  • Yaşam
  • Sinema
  • Seyahat
  • Diğer
    • Edebiyat
    • Sağlıklı Yaşam
    • Kadın
    • İş Yaşamı
    • Tiyatro
    • Hayvansever
    • Spor
    • İstanbul
    • Koronavirüs
    • Tarih
    • Müzik
    • Astroloji
    • Ekoloji
    • Tasarım
    • Dizi
    • Oyun
    • Teknoloji – Bilim
    • Yeme – İçme
    • Pürtelaş
    • Testler
    • Video
  • Yazı Gönder

© 2021 ListeList - Yeni Nesil Medya Platformu