Fakir olduğunuz halde kendinizi multi-milyarder gibi hissetmek istiyorsanız; Hayat gösteriş efendim. Öyle olmasaydı “Güzel yüz” diye fotoğraf lensi, instagramda alabildiğine filtre olmazdı. Kim vesikalığını profil fotoğrafı yapmış ki şu fani dünyada. Bu yüzden boşverin, basın havanızı gitsin.
İşte bu kaynak tam da bizim gibi, fakir olduğunu açığa çıkarmaktan bıkmış usanmış kişiler için muhteşem bir yol gösterici. Hepimizin bildiği ama yapmaktan utandığı şeylerin bir derlemesi. Haydi fakirler, el ele, mutluluğa. Kalabalık olan biziz, neden zenginler mutlu olsun ki?
Metrobüste; Bastığınız akbilde ne kadar kaldığına bakmayın
Benim akbilimde her daim para olur ifadesi sizi metrobüsteki diğer fakir yolculardan ayıran en önemli özelliğiniz olacaktır.
Metrobüsten inince iade almayın
İade makinasının yanından öyle bir geçin ki sanki 7 hafta devretmiş sayısal loto biletinize isabet etmiş de parasını almaya gitmiyormuşçasına bir edanız olsun.
Metrobüste sürekli yukarıdaki ekrandan durakları takip edip, sanki hayatınızda metrobüs kavramını hiç duymamış gibi davranın
Uçakta; Elbette ki Sabiha Gökçen’den, 4 ay önce alınmış pegasus biletinize önceden yemek siparişi verin.
Herkes o 6 liralık sandviçlere burun kıvırırken sizin önceden hazırlanmış yemeğiniz masaya geliyor ya. O dakika itibariyle Uçakta pilot 1, siz 2.
Yolda; Yoldan geçen taksilere bakın
Uzaktan dolu olduğunu fark ettiğinizde el edin. Durmayacaktır. Fakat olur da milyonda bir de olsa içerideki yolcu tam sizin el ettiğiniz yerde iner de taksi boşalırsa “ben kullanılmış taksiye binmem. Bomboş taksi istiyorum, bakire olsun” edasında derhal olay mahallini terk edip en yakın otobüs durağına doğru topuklayın
Çevrenizdeki satılık lüks dairelerin ilanlarını arayın
Cebinizde para olmadığı için 5 dakikalık yolu 45 dakika boyunca yürüyor dahi olsanız telefonda emlakçıya “225 bin mi? İyiymiş. Kaç tane var bu dairelerden elinizde?” tavırlarında konuşun. Merak etmeyin anlamıyorlar, ben çok yaptım.
İş yerinde; “Maaşlarınızı alabilirsiniz” diye muhasebeden çağrıldığınızda savaşa gider gibi hurra atlamayın.
O günün maaş günü olduğunu bile fark etmemişçesine, dakikaları bile saydığınızı belli etmeden “haha, yine mi maaş yahu” edasında yavaş adımlarla muhasebeye doğru ilerleyin. Nasıl olsa maaşınızın 17 dakikada biteceğinden kimsenin haberi yok, bari havasını yaşayın
Restoranda; Menüye bakmadan sipariş verin
Öyle 45 dakika incelediğiniz menüde sadece fiyatlara baktığınızı çok açık ediyorsunuz. Hatta gerekirse o restorana birkaç saat önceden uğrayın “Öğlen yemeğini sizde yemeyi planlıyorum, neleriniz var?” diyerekten menüyü inceleyip. Yemek vakti geldiğinde sanki canınız sadece yarım ekmek tavuk döner çekiyormuşçasına yerinize oturmadan siparişinizi verin. Emin olun kimse fakir olduğunuzu anlayamayacaktır.
Arkadaşınızın arabasında; Öyle hiç görmemiş gibi arabanın sağına soluna bakmayın.
Önünüze bakın, hatta sağ camdan dışarı bakın. “Biz ne arabalara bindik be pehey” edasındaki memnuniyetsiz tavrınızdan asla taviz vermeyin. “Park sensörü yok galiba hehe” gibi laflarla pis pis sırıtın. Arkadaşınızın canını sıkın, henüz geçen hafta Range Rover’ınızı sattığınızı düşünüp, kendi arabasında kendisini size karşı mahcup hissetsin.
Alışveriş Merkezi’nde; Öyle etiketlere bakıp öf püf yapmayın.
Alışveriş Merkezi’ndeki her şeyden evde 2’şer tane varmış gibi davranın. “Amaan hep aynı şeyler” ifadesi ile yine memnuniyetsiz bir tavırla gezip, satın almaşız çıkıştan, sanki burayı beğenmemişsiniz de başka bir avm’de yüzbinler harcayacakmışsınız gibi yürüyün.
Bakkalda; Verilen para üstünü parmağınızla ayırıp ayırıp saymayın
Bırakın yahu çıkınca sayarsınız. “ee 20 kuruş eksik oldu galiba hehe” söyleminiz maddi durumunuzu açığa çıkarıyor. Bırakınız efendim 20 kuruşunuz eksik olsun ama itibarınız artsın. Siz bakkalın önünden geçerken mehter marşı çalsın.