Dünya, milyonlarca yıldır oldukça ilginç doğa olaylarına sahne oluyor. İnanılmaz güzellikteki doğal yapılar, ilginç yeryüzü oluşumları ve daha pek çok şey, milyonlarca yıldır dünyayı ilginç bir yer haline getiriyor. Ancak, teknoloji ve bilim geliştikçe, dünyadaki bu olayların gizemleri aydınlatılabiliyor. Buna rağmen, bazı olayların veya yapıların gizemlerini aydınlatmak, sanılandan çok daha uzun sürüyor. Üstelik ortada bariz bilgiler ve kanıtlar olduğu halde! İşte, şimdilerde dünyanın 8. kıtası olarak isimlendirilen Zelandiya da oldukça ilginç bir hikâyeye sahip!
Neredeyse tamamı sular altında olan bu adanın varlığı 1642 yılından beri biliniyordu. Buna rağmen kıtanın gerçekten keşfedilmesi ancak 2017 yılında mümkün oldu. Yani dünyanın kayıp kıtası Zelandiya gerçekten var olabilmek için 375 yıl boyunca beklemek zorunda kaldı! Öte yandan, kıtanın varlığı yüzlerce yıldır bilinmesine ve son dönemde keşfedilmesine rağmen kıta hakkındaki tartışmalar bugün de devam ediyor. En şiddetli tartışma ise, Zelandiya’nın gerçekten bir kıta olup olmadığı hakkında. Kimi uzmanlar, dünyanın kayıp kıtasına kavuştuğu görüşündeler. Ancak bazı uzmanlar bundan tam olarak emin değil! İşte, oldukça ilginç ve tartışmalı bir yapı olan Zelandiya hakkında bilmeniz gerekenler…
Hollandalı denizci Abel Tasman, güneyde bilinmeyen bir kıta olduğuna inanıyordu
Bugün, Yeni Zelanda’nın yer aldığı bölge, o dönemde Avrupalılar tarafından çok iyi bilinmiyordu. Ancak Abel Tasman, bölgede gizli bir kıta olduğundan emindi. Bu nedenle, bölgeye bir yolculuk yaptı. Tasman, bu yolculuğu sırasında Yeni Zelanda’daki Güney Adası’na ulaşmayı başardı! Ancak bölgedeki yerli halk ile Avrupalıların ilk karşılaşmaları pek de iyi olmadı. Bu nedenle Tasman, keşfettiği kayıp kıtanın sırlarına vakıf olamadan geri dönmek zorunda kaldı. Ancak, kayıp Zelandiya kıtası bu olaydan yaklaşık yüz yıl sonra yeniden gündeme geldi!
Bu defa İngiliz harita yapımcısı James Cook, Zelandiya’nın bulunduğu bölgeye doğru bir yolculuk yaptı. Görevlerinden biri de, kayıp kıtayı açığa çıkarmaktı! Ancak Zelandiya’nın varlığına dair en gerçekçi kanıtlar 1895 yılında ortaya konuldu. 1895 yılında İskoç doğa bilimci James Hector, Yeni Zelanda’daki adaların jeolojisini inceledi. Bunun sonucunda, Yeni Zelanda’nın sular altında kalan büyük bir kıta alanın tepesindeki dağ zincirinin kalıntısı olduğu sonucuna vardı. Bütün bu gelişmelere rağmen Zelandiya kıtası 1960’lara kadar unutuldu.
1960’larda, jeologlar kıtanın “ne olduğu” konusunda uzlaşmaya vardılar
Buna göre kıta, “yüksek rakıma sahip, çeşitli kayaçlara ve kalın bir kabuğa sahip jeolojik alan” olarak tanımlandı! Böylece, kayıp kıtayı ortaya çıkarmak için izlenebilecek bir yol haritası oluşturuldu. Ancak, bir kıtayı keşfetmek hiçbir zaman kolay bir iş değildi. Çok fazla efor, kanıt ve maddi destek gerekiyordu. 1995 yılına gelindiğinde, “Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi” yürürlüğe girdi. Bu sözleşmedeki maddelere göre, Yeni Zelanda eğer daha büyük bir kıtanın parçası olduğunu ispatlayabilirse, daha geniş bir kıta sahanlığına, böylece daha fazla ekonomik imkâna kavuşacaktı. Kayıp Zelandiya kıtasının bulunması için gerekli maddi destek böylece bulunmuş oldu!
Aynı yıllarda Amerikalı jeofizikçi Bruce Luyendyk bölgeyi bir kıta olarak tanımladı ve buraya Zelandiya adını vermeyi önerdi. Bütün bunların sonunda, Yeni Zelanda’nın maddi destekleri ile Zelandiya’yı bulma çalışmaları başladı. Okyanus zemininin haritası çıkartıldı, hassa uydu görüntüleri incelendi, farklı bölgelerdeki yer çekimi farklılıkları bile tespit edildi! Ve evet, neredeyse Avustralya kadar büyük bir kara parçası rahatlıkla görülebiliyordu! Zelandiya, oradaydı…
Zelandiya’nın 8. kıta olduğuna dair en ciddi kanıtlar kıtadaki kayaç türleriydi
Çünkü okyanus tabanı genellikle yalnızca bazalt gibi magmatik kayaçlardan oluşuyor. Oysa Zelandiya, tıpkı diğer kıtalarda olduğu gibi yer kabuğunda granit, şist ve kireç taşı gibi farklı özelliklere sahip kayaçlardan oluşuyor. Bu nedenle bazı bilim insanları, Zelandiya’nın dünyadaki 8. kıta olduğu konusunda ısrarcı. Ancak, hâlâ kıta hakkında aydınlatılmayı bekleyen pek çok gizem var.
Zelandiya’nın 550 milyon yıl önce oluşan süper kıta Gondwana’nın bir parçası olduğu düşünülüyor!
Zelandiya’nın 105 milyon yıl önce süper kıtadan ayrıldığı düşünülüyor. Bu durumun sebebi ise bilinmiyor! Ancak bu ayrılığın, Zelandiya’nın yapısı üzerinde oldukça önemli etkileri olduğu biliniyor. Örneğin, kıtaların yer kabuğu kalınlığı genel olarak 40 kilometre civarında. Ancak Zelandiya’nın, Gondwana’dan ayrılırken zorlandığı düşünülüyor. Kıtanın yer kabuğu 20 kilometre derinliğe sahip! Bu kadar ince bir kalınlığa rağmen Zelandiya’nın hala neden parçalanmadığı ise bilim insanlarını en çok düşündüren sorulardan bir tanesi! Ancak, Zelandiya’nın sahip olduğu ilginç özellikler bununla sınırlı değil.
Zelandiya’nın ne zaman sular altında kaldığı da bilinmiyor
Gerçi, başlangıçtan itibaren sular altında mıydı, yoksa sonradan mı sular altında kaldı, o da bilinmiyor! Bu bilinmezlik Zelandiya ile ilgili daha büyük bilinmezliklerin ortaya çıkmasına neden oluyor! Zelandiya’da yaşayan canlıların türleri, kayıp kıta hakkında en çok merak edilen soruların başında geliyor. Çünkü bilim insanlarına göre Zelandiya’nın da bir zamanlar parçası olan Gondwana kıtası farklı türlerden birçok canlıya ev sahipliği yapıyordu. Öte yandan, geçmiş dönemlerde Yeni Zelanda’da bulunan farklı dinozor türlerine ait fosiller, kayıp kıtada böyle fosillerin olabileceğine işaret ediyor! Elbette, bunun bir garantisi yok. Üstelik okyanus zemininde fosil aramak oldukça pahalı ve zahmetli bir işlem! Yine de bir zamanlar kayıp kıtada yaşayan canlıları daha yakından tanıyabilmek için bazı çalışmalar yapılıyor.
Kaynak: 1