Zeki Müren’in sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya mal olabilecek bir sanatçı olduğunun kanıtı, Amerikalı bir editörün kaleminden çıkan kısa biyografisinden bir kez daha anlaşılıyor. Cara Giaimo, Zeki Müren hakkında yazdığı yazıyla bizi gülümsetmeyi başardı.
Prince ve David Bowie gibi isimlerin daha esamesi bile okunmazken, Zeki Müren vardı diye yazmış Giaimo kendi yazısında.
Hiçbir zaman unutmayacağımız, bu topraklarda yaşamış en değerli sanatçıların başında gelen Zeki Müren’i bir kez daha saygıyla anarken, haklı bir gurur da yaşamadık diyemeyiz.
1. Müren 1931 yılında doğduğunda Türk Sanat Müziği alemi, yeni bir soluk kazanacağından habersizdi
Onun şarkıları uzun, duygusal aşk hikayelerini andırıyordu.
2. Zamane şarkıcılarının aksine, o herhangi bir hocadan esinlenmedi, müziğinde sadece kendi hazinesi ve zengin altyapısını kullandı
Kariyerinin başlarında kendisine müzik yapmayı kimin öğrettiğini sorduklarında, cevabı şöyle olmuştu; “Babam, dedem, radyo, çadır tiyatroları ve kayıtlar…”
3. 1951 yılında, Müren 20 yaşındayken bir radyoda ses kaydı yaptı. Efsanenin saatlerce şarkı söylediği günden sonra, ülkedeki tüm evlerde onun sesi yankılanmaya başladı
O günden sonra insanlar radyo satın alırken, “Bu Zeki Müren çalabiliyor mu?” diye sormaya başladılar. Müren hayatına 600 tane müzik kaydı ve 18 sinema filmi sığdırdı.
4. Zeki Müren sadece müziğiyle değil, kendi tasarlayıp giydiği kıyafetleri ve tarzıyla da gerçek bir ikondu
Rengarenk tasarladığı giysilerindeki gösteriş, onun gerçek bir yıldız olmasında önemli bir paya sahipti. Tüylü pelerinleri, parlak takımları, mini etekleri, platform topuklu ayakkabıları ve daha niceleri… “Mor Geceler”, “Uzak Diyarlardan Gelen Prens”, “Dr. Jivago’nun Aşkı”, “Zirvede Açan Lale”, giydiği takımlara verdiği isimlerden bazıları.
5. 1950’lerde cinsiyet rollerindeki tüm kapalılığa karşın, Zeki Müren’in İstanbul’un tüm gazinolarında binlerce hayranı oldu
T şeklindeki gazino sahnelerinde elindeki mikrofondan duygusalca seslendi hayranlarına.
6. Müzik tarihçisi Murat Meriç, BBC’ye verdiği bir röportajda, Zeki Müren hakkında şöyle diyor: “O, kelimenin her manasıyla devrimsel bir insandı. Yaşadığı dönemin her zaman 10 yıl ilerisindeydi.”
7. 30 yıl boyunca Müren, sahnelerde, ekranlarda ve radyolarda hep hayranlıkla dinlenildi
8. Öldüğünde, devlet destekli cenazesine onbinlerce insan yas tutmak ve dua etmek için akın etti
9. Müren hiçbir zaman resmi bir şekilde eşcinsel olduğunu açıklamamış olsa da, bu konuda da Türkiye’de güçlü bir ikon olmuştur
10. 1996 Eylül ayında Zeki Müren, aylar sonra ilk defa TRT İzmir Televizyonunda sahne aldı. Ve bu aslında onun son sahnesiydi
Kendisi için düzenlenen gecede kalp krizi geçiren Müren, o gün hayatını kaybetti.
11. Sahne aldığı son gecede, sunucu Müren’e hediye bir mikrofon uzattı. Bu, onun 45 yıl önce ilk radyo performansında kullandığı mikrofondu
12. Bu hediye karşısında Müren, gözlerini yavaşça kırparak “Gülsem mi yoksa ağlasam mı bilmiyorum” dedi. Ve aynı gece, geçirdiği kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı
13. Ölümünün ardından 20 yıl geçmiş olmasına rağmen hala Zeki Müren’i özlüyoruz. Buna en iyi örneklerden biri, “Zeki Müren Hattı”
Film yapımcısı Beyza Boyacıoğlu tarafından hazırlanan web sitesi, Zeki Müren hayranları sayesinde, onun hakkında bir veri tabanı oluşturmak için hazırlanmış. Müren hakkında bugüne kadar çeşitli belgeseller çekilmiş olsa da, çoğu yüzeysel düzeyde. Boyacıoğlu ise onun hakkında detaylı bir birikim yapmak istiyor.