ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delmekle suçladığı eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın yargılandığı dava görülmeye devam ediyor. Normalde Cuma günü bitmesi planlanan tanık Zarrab’ın ifadesinin sarkacağı konusunda birçok otorite hemfikirdi. Suçunu kabul eden ve savcılıkla işbirliği konusunda anlaşan Reza Zarrab, dün hem juriye ifade vermiş, hem de suçlarını savcı ve hakime itiraf etmeye başlamıştı. Zarrab’ın itirafları tüm hızıyla bugün devam ediliyor. Çapraz sorgu yapılması ise olası gözüyle bakılıyor.
Zarrab’a daha önce hakim sistemin anlatmasını söylemişti. Zarrab ise kısaca ‘sistem benim’ dediği bir şema çizmişti. Aynı birinci, ikinci ve üçüncü davada olduğu gibi bugün de gelişmeleri Twitter üzerinden davayı anlatan ABD’li gazetecilerden sizlere aktaracağız.
Davayı bildirenler; @katiezavadski ve @KlasfeldReports
Bugünlük oturum da sona erdi. Hakim Berman;
“Bugünlük bu kadar. İyi ilerleme kaydettik”
Bir dizi ses dosyası Türkçe ve delil dosyasına eklenecek
Savcı, delil dosyasına eklenmiş olan tapelerin ses kayıtlarının oynatılmasını istediğini söylüyor.
Zarrab şemada SWIFT mesajlarının düzeni içinde nasıl bir yere sahip olduğunu gösteriyor
Açıklamak gerekirse, bu konuşmalar halen tapelerde yer alıyor ve muhakeme edilecek fakat koruyucu tedbir altındaki bir bilgi henüz kamuoyuna açıklanamaz. -Klasfeld
Birkaç saat önce bahsi geçen ve savunma avukatlarının doldurduğu şikayetlerin konusu olan, telefon kayıtları, Mahkeme Kayıtlarına Kamunun Elektronik Erişimi sisteminden çıkarılmış. – Klasfeld
Gerekli uyarı:
“Kısmen” rüşvetin ne anlama geldiğine dair henüz bir fikrimiz yok. Bu nedenle de devamının gelmemesine şaşırdım. -Klasfeld
Savcıların delil dosyasına son ekledikleri;
Shanghai Bankası, bir Dubai bankası ve Standard İmtiyazlı Banka, New York gibi görünüyor; 45+ bin dolar değerinde. Bu durumda bir İran bankasını da kapsıyorsa, savcılar için bu büyük olacak.
Çok sayıda SWIFT mesajı olduğu belirtiliyor.
ABD bankalarının da nasıl ilişkili olduğunu açıklayacaklar, tıpkı şimdi bahsettikleri standart imtiyazlı banka ve Centrica’nın olduğu gibi.
Zarrab kayıtların gerçekliğini doğrularken davanın bir kolu Dubaili Rostamani Döviz’e de dokunuyor. Hakim Berman bunu delil dosyasına kabul ediyor.
Zarrab ifadesinde yeniden Centrica Dubai’ye geçiyor.
Kenardan yöneltilen bir soru:
Diğer kısmı tamamen cömertlikten kaynaklandığında mı?
Bu tür sorular geleneksel olarak gazeteciler ve savcılar tarafından “devam sorusu” olarak bilinir diyor Klasfeld
Mehmet Hakan Atilla’nın avukatlarının Hakim Berman’a yazdığı bir mektup
Reza Zarrab’ın 15 Eylül 2016 tarihli bir telefon görüşmesinin kaydında “ABD’de hapisten çıkmak için işlemediğin bir suçu itiraf etmen gerekli” dediği öne sürülüyor.
Zarrab, ABD’de tutuklu olduğu sırada “dışarı çıkmak için yalan söylemek zorundayım” dediği telefon görüşmesini “Ahad” adlı bir kişiyle yapmış. Ahad, Reza’nın bir dostu, avukatı veya danışmanı olabilir.
E-postalar seri halde kayıtlara geçiriliyor.
Şimdiki 28 Ekim 2014 tarihli. Şimdiki e-postada Sermayeh Bank’ın hesabıyla ilgili bir açıklama yer alıyor.
Konu kısmında “SWIFT” yazan bir e.posta inceleniyor
“Banka şubeleri arasında bir tür mesajlaşma şekli.”
Yeni kanıt:
Sermayeh Döviz’den Ali Zadeh’den gelen bir e.posta
İfade, İranlı Sermayeh Döviz’le ilgili olan işlemlerle alakalı.
Zarrab:
“İşime eskiden olduğu gibi devam ettim… Altın ve gıdayla”
Zarrab: “17 Aralık sonrası hiç bir Halkbank çalışanına rüşvet vermedim.”
Soru: Ali Fuat’a hiç rüşvet verdin mi?
Zarrab: Ne ben Ali Fuat’a rüşvet vermek için bir girişimde bulundum ne de o benden böyle bir şey talep etti.
Zarrab:
“Hapishaneden tahliye edildikten sonra gıda ticareti yapan bir firmanın sahibi olarak görünmem doğru olmazdı”
Zarrab’ın beyanına göre;
2013’teki tutuklanmasının ardından kendisinin gıda ticareti yapan bir firmanın yöneticisi olduğuna kimse inanmamış.
Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile olan bir görüşmeden bahsediliyor.
Bu görüşme, Zarrab’ın Türkiye’de hapishaneden çıktıktan birkaç ay sonrasında gerçekleşmiş. Zarrab 28 Şubat 2014 tarihinde tahliye edilmişti.
Duruşma verilen aranın ardından tekrar başlıyor.
Duruşmaya TSİ 22.00’ye kadar ara verildi.
Tahliyesinin ardından Zarrab Halkbank’a gitmiş.
Soru: Halkbank’ta kimle konuştun?
Zarrab: Halkbank Genel Müdürüyle.
Zarrab: Avukatlarım geldi, konuştuk ve tahliye edildim.
Soru: Tahliye edilmek için bir ödeme yaptın mı?
Zarrab: Evet sayın hakim.
Soru: Bu ödemeler rüşvet miydi?
Zarrab: Kısmen…
Zarrab Türkiye’de mali şube tarafından gözaltına alınmasını anlatıyor.
Soru: Türkiye’de hiç hapse girdin mi?
Zarrab: Evet, daha sonrasında tutuklanarak hapse gönderildim. Sonra tahliye edildim…
Soru: Hangi mevzuata atıfta bulunuyorsun?
Zarrab: Ambargo mevzuatı.
Soru: Hangi ambargo?
Zarrab: ABD’nin yaptırım ve ambargosu.
Tapede Zarrab: “Abicim başka yolu yok. Mevzuat böyle.”
Zarrab ses kaydını açıklıyor: “Abdullah’a, bu konunun bana bağlı olmadığını anlatmaya çalışıyorum.”
Soru: Bankada bu konuyla ilgili kimle konuşmuştun?
Zarrab: Daha önce Süleyman Aslan’la konuşmuştum ve ayrıca Hakan Atilla’yla da konuştum.
Zarrab:
“Diyordum ki, gümrük beyanatında geçişler Dubai üzerinden olmalı.”
Yeni ses kaydı:
Konuşmanın Atilla’nın evrak işini halletmesiyle ilgili olduğunu söylüyor.
Zarrab “Bir sorun vardı ama çözüldü. Altının nihai varış noktası İran mı yoksa Dubai mi henüz belli olmadığı için önce evrakta çözülmesi gerekiyor” diyor.
Soru: Gerçekte altın hangi ülkeye gönderildi?
Zarrab: Gerçek ticari faaliyete konu olan tüm altın Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihraç edildi.
Birleşik Arap Emirlikleri ile ilgili bir diğer gümrük beyanatı; fatura tarihi 08/03/2012
Gümrük beyanatında Sermayeh Döviz için bir paravan şirketten bahsediliyor.
Delil dosyasına eklenen bir diğer gümrük beyanatı açıklanıyor.
Zarrab her kısmın ne anlama geldiğini açıklıyor, oralara ne yazıldığının açıklamasını ise henüz yapmadı.
Zavadski:
Bu arada Zarrab’dan daha önce görüştüğüm Türk avukatı (Şeyda Yıldırım), beni iMessage’da bloklamış. Üzüldüm! Bu telefon görüşmeleriyle ilgili soru soramayacağım ona.
Davayı yerinden bildiren Zavadski:
“Bana gelen tweetler doğruysa, anlaşılan o ki Sarraf’ın avukatı Şeyda (Yıldırım) Erdoğan’ın adamlarıyla temas halindeymiş Sarraf hakkında. Görüşme özetine göre (Erdoğan’ın) danışman(ı), ‘Bu sadece Rıza meselesi değil, milli bir mesele’ demiş.”
Soru: Gönderimleri bitirmek için neden evraka ihtiyaç duydunuz?
Zarrab: “Benim Halkbank hesabıma gelen tüm gönderimlerin her biri kapanmalıydı. Altın ticaretiyle ilgili olanlarsa altın ihracatına dair bir belgeyle kapatılmalıydı.
Zarrab, Atilla’yla altın ticareti konusunda görüştüklerini söylüyor.
İhracatın bekletildiği bir durumda gönderimi durdurduklarını anlatıyorlar.
Dosyada yer alan 5. tapede Zarrab’la bir kişi arasında geçen konuşmada “Beyefendi”nin Başkan Obama’yı arayacağı bilgisi yer alıyor.
Soru: Hem gıda hem altın sistemlerini kullandığınız bir zaman oldu mu?
Zarrab: Tabii ki
Zarrab:
Burada söylemeye çalıştığım şey, Süleyman Aslan bankanın en tepesinde ve bankayı yönetiyor… Bu iş için gereken tüm yetkiye sahip.
Zarrab, dinletilen ses kaydının Aslan’a verilen rüşvetle ilgili olduğunu söyledi:
Happani: Ne kadar göndereceksin?
Zarrab: Bilmem ki, gıdaya falan ne kadar verdik ona bir bak. Toplamda ona göre bir hesap çıkarıp göndeririz.
Savcı, Zarrab’a Türkçe telefon konuşmasının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını sordu.
Zarrab: “Evet sayın savcı, yansıtıyor.”
Sırada Zarrab ve Happani arasında geçen bir başka telefon konuşması tapesi var. Happani’yle olan 10. telefon konuşması olmalı.
Halkbank’tan para gönderimini konuşuyorlar.
Zarrab
“Ne şirketlerim ne de ben İran’a herhangi bir gıda malzemesi gönderdik.”
Zarrab, Atilla’nın kendisini sevkiyatların gerçekçi görünmesi konusunda uyardığını söylüyor.
“14 ton kapasiteli gemiyle 25 ton gönderim yaptım deme”
Soru: Atilla’ya ne söylediniz bu karışıklık üzerine?
Zarrab: “Bunu değiştirdik Hakan bey” dedim
Volgum Gıda şirketi konuşuluyor; Zarrab, Atilla’nın Volgum’la ilgili kafasının karıştığını söylüyor:
“Hakan Atilla bey Volgum’un altın için olduğunu sanmıştı çünkü başta bu amaçla kurulmuştu. Fakat sonradan gıdaya döndü.”
Zarrab, Süleyman Aslan’ın kendisine Mehmet Hakan Atilla’nın tavsiyelerini dinlemesi telkininde bulunduğunu söylüyor.
“Hakan beyi dinle sadece ve başka bir şey olursa o zaman yine konuşuruz.”
Zarrab:
“Ödediğim en yüksek komisyon yüzde 1’di”
Zarrab iki evrakta hata yaptığını anlatıyor. Birincisinde, rakamı fazla yazmış.
Zarrab: İkinci hatayı buğday sevkıyatında yaptık. Menşe belgesine “Dubai” yazdık.
Hakim: Nasıl bir hata bu yani?
Zarrab: Dubai’da buğday yetiştirilmiyor
“Belge talebi geldiği zaman sorun baş gösteriyordu.”
“Süleyman bey de bu belgelerin neden istendiğini anlamıyor.”
Süleyman Aslan bu meseleyi en hızlı şekilde çözeceklerini söylüyor.
18:37 Soru: Bu şirket sizin rakibiniz miydi?
Zarrab: Hem evet hem hayır.
Soru: Biraz açıklayabilir misin?
Zarrab: Onlar gerçek gıda sevkiyatı yapıyorlardı bizse hayali; rakip değildik yani. Rakibiz dememin nedeniyse, onların da İran’ın Halkbank’taki parasını kullanıyor olmasından. Halkbank’ta benim kullanabileceğim miktarı azaltıyorlardı. Halkbank’ta ne kadar fazla İran mevduatı bulunursa bu benim için o kadar iyiydi.”
“Belge talebi geldiği zaman sorun baş gösteriyordu.”
“Süleyman bey de bu belgelerin neden istendiğini anlamıyor.”
“Süleyman Aslan bu meseleyi en hızlı şekilde çözeceklerini söylüyor.”
18:35 Zarrab, Aslan’la Halkbank’ın nasıl İran’a hayali ihracatı gerçekmiş gibi gösterebileceğine dair yazışmalar yaptıklarını söylüyor.
Küçük sevkiyatlar, taşıma & teftiş belgeleri gibi çekinceler vardı. Zarrab, Atilla’nın Aslan’ın takımında olduğunu söylüyor.
Süleyman Aslan arasında aynı konuya ilişkin mesajlaşma devam ediyor
18:27 Zarrab’la Aslan arasındaki konuşmalar:
Zarrab, Aslan’ın tercih etmesi durumunda 5 milyon dolarlık parçalar halinde gönderim yapabileceğini belirtiyor. Aslan bunun daha iyi olacağını söylüyor. Giden gemiler küçük tonajlı gemiler; büyüklerin iz bırakması muhtemel.
18:23
Savcı: “Bu niye önemliydi?”
Zarrab: “Çünkü gönderilen bir gıda maddesi yoktu.”
18:22
İran’a giden bu gemiler çok küçük tonajlıydı. Büyük gemilerin izi sürülebilirdi.
18:20 (Mesajda) Zarrab, Aslan isterse işlemleri 5’er milyon dolarlık yapabileceğini söylüyor.
Aslan: “Daha iyi olur.”
18:15 Aslan’dan Zarrab’a mesaj: “Toplamlar, gerçek gıda ihracatıyla uyumlu değil.”
Savcı: “Ne demek istiyor?”
Zarrab “İran’dan gönderilen miktar, çok fazla olduğu için, gerçek gıda ticareti miktarına uymadığını söylüyor.”
18:15
Zarrab, koyu renk blazer ceket ve beyaz gömlek giymiş.
18:10
Zarrab takın kürsüsünde yerini aldı.
18:00
Önceki duruşmalarda uyuyan jüri üyesi men edilmişti. Bugün de bir jüri üyesinin hala gelmediği anlaşılıyor.
17:55
Duruşmada gecikmeler yaşanıyor. Zarrab hala salonda görünmüyor.
17:30
Yargıç gelip herkese oturmasını söylüu. Zarrab salonda görünmüyor. Jüri üyeleri bekleniyor.
17:30
Gazeteci @KlasfeldReports duruşmada yayınlanacak bazı belgeleri Youtube üzerinden yayınlayacağını açıkladı. İlk tapeyi buradan dinleyebilirsiniz.
Merhaba, everyone. Before trial gets started today, here's one of the same audio files that I posted on Friday on YouTube, where I'll post recordings from now on – as many folks have requested. https://t.co/nv6OXYDbyI
— Adam Klasfeld (@KlasfeldReports) December 4, 2017
Zarrab’ın tanıklığındaki dördüncü gün başlıyor.
Reza Zarrab’ın tanıklığının üçüncü gününde öne çıkan detaylar
-Hakim: “Bence salonda olan bitenleri izleyemeyen bir jüri görevini yerine getiremez”
-“Ne zaman Süleyman Aslan’ı arasam borçlu çıkıyordum. Bu nedenle Aslan’a biraz daha rüşvet vermemek için Happani’den bir belgeye fotoşopla imza yerleştirmesini istemiştim.”
-“16-17 yaşlarımdayken çay ticaretinde konşimentonun [taşıma senedi] ne olduğunu öğrendim”
-“İki şirket de benim üzerimeydi.
-“Sistemler birbiriyle eş zamanlı çalışıyordu. Altın bittiğinde gıdaya döndük ve sonrasında altınla devam ettik”
-“Aslan ve Atilla’yla bir toplantıda yöntemi (gıda ticareti üzerinden bankacılık işlemi) finalize ettik.”
Reza Zarrab’ın tanıklığının ikinci gününde öne çıkan detaylar
-“Ahmet Alacacı benim kârımın bir kısmını Zafer Çağlayan’a verdiğimi ve maliyetlerimin onunkinden yüksek olduğunu biliyordu… Kendisi kimseye bir ödeme yapmadığından, bizimkinden çok daha düşük bir fiyat veriyordu piyasaya.”
-“O zamanın İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, oğlundan yardım istedim”
-“Zaten Ekonomi Bakanı’na rüşvet veriyordum, Halkbank’tan birine daha rüşvet verme gereği duymadım. Hakan Atilla da zaten rüşvet istemedi.”
-“Tıpkı Sermayeh Bank gibi, şemada çizdiğim üzere, birçok İran bankası Halkbank altında hesaplara sahip.”
-“Sayın Başbakan [Recep Tayyip Erdoğan] ve Ali Babacan onay ve işlerin başlaması için talimat verdi.”
-“O dönem Ziraat Bankası ve Vakıfbank da İran işlerine dahil olmak istiyordu.”
-“Hint parası Halkbank’a geliyor. Sonra oradan Arap-Türk Bankası’na, oradan da benim hesabıma ve altın olarak çevrilip ticarette kullanılıyor.”
-“Hint şirketi Halkbank’ta hesap açacak, Hindistan’daki ham petrol alıcısı parayı Halkbank hesabına yatıracaktı. Ardından başka bir Türk bankasına aktarılacak, ben de son aktarıldığı yerden alacaktım.”
-“Halkbankçılar yapılanların basına sızmasından korkuyordu.”
-“İstanbul Bölge Trafik Denetleme Şube Müdürü’nden emniyet şeridini kullanabilmek için izin istedim.”
-FBI neden sizi koruma altına aldı?”
Zarrab: “Cezaevinde tehdit edildim.”
Reza Zarrab’ın tanıklığının ilk gününde öne çıkan detaylar
-“ABD hükümeti bana hiçbir af sözü vermedi. Cezama hakim karar verecek. Savcılıkla işbirliği, sorumluluğumu kabul edip hapisten çıkmanın en hızlı yoluydu.”
-“Türkiye’ye iade edilmem için avukatlar tuttum. Olmayınca suçumu itiraf etmeye karar verdim.”
-“İranlılar petrol ve doğalgaz satışından elde ettikleri paraları kullanamıyordu yaptırımlar yüzünden. Uluslararası ödemelerini yapamıyorlardı. Mehmet Hakan Atilla Halkbank’ta yaptırımlar konusundaki en bilgili adamdı.”
-“Aktif Bank’ın genel müdürüyle görüştükten sonra hesabım açıldı. Hesap açmama eski AB bakanı Egemen Bağış yardım etti. Önce beş 10 milyon dolarlık işlemlerle başladım.”
-“Altın ihracatı sistemini Halkbank hesapları üzerinden işletmeyi kuyumcu Ahmet (soyadı anlaşılmadı) önerdi.”
-“Başta Halkbank benimle çalışmak istemedi. Türkiye’deki şöhretimden ötürü. Genel Müdür Süleyman Aslan, ‘Altın ihracatı yapmak için fazla popülersin’ dedi. Çünkü benim karım çok ünlü bir şarkıcıydı. Sürekli göz önünde bulunan biriydim. Yine de bastırdım işi kotarmak için.”
-“Halkbank’la iş tutabilmek için benim hesaplarıma göre Çağlayan’a en az 40 ila 50 milyon avro rüşvet verdim. Diğer para birimleriyle verdiklerim ayrı.”
-“Halkbank’a gelen paranın bankadan çıkışı euro ve Türk Lirası olarak DenizBank’a gönderilmesi aracılığıyla yapılıyor”
– “Birkaç milyar Avro, İranlılardan aldığımız ve altın olarak gizlediğimiz uluslararası ödeme talimatlarını gerçekleştirmek için kullanıldı. Bu konuyu Süleyman Aslan ve diğerleriyle de görüşmüştük.”