Varolduğumuz ilk andan beri cildimizi, hatta vücudumuzu mikroskobik canlılarla paylaşıyoruz. Özellikle cildimizde yaşayan akar adını verdiğimiz “şeyler”, jenerasyondan jenerasyona aktarılıyor. İlk anda kulağa fazlasıyla iğrenç gelse de ne yazık ki bu bilgi doğru ? Minik örümcekleri andıran bu canlılar, doğduğumuz andan beri yüzümüzde yaşıyorlar. Cildimizden beslenen bu akarların bizlere yararı da yok değil! Her gece uyuduğumuzda yüzümüzde adeta parti veren bu canlıları gelin daha yakından tanıyalım! ?
1. Her biri geçmişimizden önemli DNA’lar taşıyor
Akarlar, insanoğlunun evrimi boyunca hep bizimleydi. Yani aslında her birinin atalarımızla bir bağlantısı var. Dünyada evrim geçirip göç ettikçe akarlar da bizimle beraber seyahat etti. Dolayısıyla bilim insanları, bu akarları araştırarak atalarımızın nerelerde yaşadığını anlayabiliyor.
2. Sadece 3 santimetrekarelik bir alanda bile 2 akar bulunuyor
Cildimizde yaşayan 2 tür akar vardır. Bunlardan biri direkt olarak yüzümüzde yaşar ve örümceklerle yakından ilişkilidirler. Cildin yağlı kısımlarında yaşayan akarlar, bu yağlardan ve hücrelerden beslenir. Yapılan araştırmalar her 3 santimetrekarelik alanda 2 akar yaşadığını gösteriyor.
Akarlar karanlıkta hareket etmeyi severler. Bu nedenle parlak bir ışık olduğunda hareket etmeyi bırakırlar. Genellikle gece saatlerinde çiftleşirler ve yumurtalarını gözeneklere ya da saç foliküllerine bırakırlar.
3. Bu akarlar, rozasea adı verilen gül hastalığına ya da çeşitli kızarıklıklara yol açabiliyor
Yüzümüzde yaşayan akarlar, normal şartlarda, zararsızdır. Bununla birlikte sayıları artarsa rozasea adı verilen gül hastalığına ve çeşitli kızarıklıklara yol açabilirler. Zayıf bir bağışıklık sistemine sahip olan kişilerde bu risk artar. Böyle bir durumda yapılması gereken ilk şey dermatologla görüşmektir. Dermatologlar ciltteki akar sayısını belirleyebilir ve buna yönelik bir tedavi uygulayabilir.
4. Az sayıda akar, aslında cildiniz için faydalı olabilir
Çoğu zaman akarlar, semptomlara neden olmaz. Hatta size fark ettirmeden haftalarca yüzünüzde yaşayabilirler. Yapılan çalışmalar az miktarda akarın cildiniz için faydalı olabileceğini kanıtlıyor. Çünkü kendileri fazla ölü deriyi temizlemekte oldukça başarılılar!
Yüzünüzdeki akarlara dikkat etmeniz gerektiğini gösteren işaretler:
Az sayıda akarın cildinizde herhangi bir semptoma neden olmayacağını söylemiştik. Ancak yüzünüzdeki akar miktarı artarsa bu durum çeşitli cilt hastalıklarına davetiye çıkarabilir. Bu noktada fark edilebilir ilk değişiklik cildinizin sertleşmesi olacaktır. Eğer cildiniz sertleştiyse, yanıyorsa ve hassaslaştıysa bir dermatoloğa başvurmanız gerekiyor.
Kaynak: 1