Google tarafından 2011 yılında Android 4.0 işletim sistemiyle birlikte hayata geçen, o dönemde pek popüler olamayan fakat sonradan yeniden ortaya çıkan yüz tanıma teknolojisi, artık birçok akıllı telefonda yerini almış durumda. Özellikle 2017 yılının Mart ayında piyasaya çıkan Galaxy S8 ve Galaxy S8+ ile öne çıkan, ardından 2017 yılının Eylül ayında piyasaya sürülen iPhone X ile birlikte çok büyük popülariteye ulaşan bu teknoloji bizlere zaman kazandırıyor. Ön kameradan ya da kızılötesi sensörden yüzümüzü tanıdığı anda ekran kilidini açan yeni nesil akıllı telefonlarımız, bu sayede bizlere hem hız hem de güvenlik sağladığını iddia ediyor. Peki, yüz tanıma teknolojisi gerçekten ne kadar güvenli dersiniz? Bu teknolojinin nasıl çalıştığına ve ne kadar güvenli olduğuna gelin birlikte göz atalım.
1. Akıllı telefonlardaki yüz tanıma teknolojisi nasıl çalışır?
Sistemi örneklendirmeye Apple’ın Face ID teknolojisi üzerinden giderek başlayalım. Apple patentli True Depth (Gerçek Derinlik) kamera sistemi aracılığıyla çalışan Face ID teknolojisi, yüzünüzde 30 bin görünmez nokta kaydederek yüzünüzün 3D görselini çıkarıyor. Bu üç boyutlu imaj telefonun Face ID sistemine kaydedildikten sonra iPhone X’in infrared kamerası noktaları birleştirip yüzünüzü algılayarak ekranı açıyor.
Bu sistem kızılötesi ışınlarla çalıştığı için aydınlık ya da karanlık ortamda olmanız yüz tanıma fonksiyonunu fazla etkilemiyor. Sistem saliseler içerisinde çalışarak sizi ekran kilidi tuşuna ya da parmak izi okuma noktasına basma zahmetinden kurtarıyor. Unutmadan belirtelim, modern iPhone’lar dışındaki birçok akıllı telefon aynı işlemi kızılötesi sensör aracılığıyla değil ön kamera kullanımıyla yapıyor. Ancak şu bir gerçek ki, sistemin algoritmik açıdan işleyişi pek de değişmiyor.
2. Yüz tanıma teknolojisi başkalarının yüzünü ya da telefonun sahibinin fotoğrafını yanlışlıkla tanıyıp ekranı açabilir mi?
Bu soruya hayır cevabını vermek çok zor, çünkü firmalar her ne kadar yüz tanıma teknolojisinin güvenlik için çok iddialı bir çözüm olduğunu iddia etse de istisnaların örneklerini internet âleminde bulabiliyorsunuz. Parmak izi okuyucu, ekran kilidi deseni ya da ekran pini gibi şaşırma ihtimali çok daha düşük olan güvenlik teknolojilerine oranla, yüz tanıma teknolojisinin daha riskli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle ön kamerayı kullanarak ekran açan akıllı telefonlarda yüz hatları size benzeyen birinin ekranınızı açma ihtimali kesinlikle sıfırdan çok daha yüksek bir ihtimal olacaktır.
Buna ek olarak yüz tanıma teknolojisi üç boyutlu olmayan uygun fiyatlı akıllı telefonların ön kameraları, telefonun sahibinin fotoğrafı kullanılarak kandırılabiliyor. Günümüzde bir kişinin fotoğrafını elde edip çıktısını almanın ne kadar kolay olduğunu anlatmamıza gerek yok. Ortada sosyal medya diye bir gerçek var. Bu doğrultuda yüz tanıma teknolojisi üzerinde çok ciddi yatırım yapılmadığı takdirde büyük güvenlik riskleri taşıyor.
3. Başarısız yüz tanıma denemeleri telefonumu kilitler mi?
Bu soruya verilecek cevap koca bir “evet” olmalı. Yüz tanıma teknolojileri, akıllı telefon içeriğine başkalarının erişememesi amacıyla hayata geçtikleri için bu konuda kesinlikle bir önlem olmalı ve olacak. Bu noktada aklımıza hemen işin kötü ihtimalleri geliyor, “Ya yüzümüze bir şey olursa?” ya da yüzümüzü ısrarla tanımayan akıllı telefonumuz bir anda kilitleniverirse?
Endişeniz olmasın, tüm güvenlik sistemlerinde olduğu gibi burada da yedek parolalar devreye giriyor. Yüz tanıma sistemini aktif ederken akıllı telefonunuz sizden parmak izi, sayısal şifre ya da parola deseni isteyecektir. Burada tek dikkat etmeniz gereken, yüz tanıma teknolojisine alıştıktan sonra yedek parolanızı unutmamak olmalıdır.
4. Yüz tanıma teknolojisi ile kaydedilen yüz hatlarımız firmalar tarafından kaydedilip paylaşılabilir mi?
Yüz tanıma teknolojisini cihazlarına entegre eden hiçbir firma bu konuda “Evet kaydediyoruz ve gerektiğinde paylaşıyoruz.” diyemez. Ancak şu da bir gerçek ki, akıllı telefonlar genel olarak iletişim sağlayan araçlar olsalar da, bir istihbarat verisi gerekli olduğunda ilk akla gelen seçenekler oluyorlar.
Eğer kendinize güveniniz tamsa, istihbarat örgütlerinden kaçacak derecede belalı biri değilseniz bu durumdan dolayı kaygılanmanıza gerek yok. Firmaların da bu konuda tam garanti verdiğini, yüz hatlarımızın başka sunucularda saklanmadığını ve paylaşılmadığını tekrar belirtelim.
5. Cihazlarımızda yüz tanıma özelliğini kullanmalı mıyız?
Eğer akıllı telefonunuzda “kesinlikle erişilmemesi gereken” bilgiler bulunduğunu düşünüyorsanız; kredi kartı bilgileriniz, banka hesaplarınız ya da kripto para cüzdanınız akıllı telefonunuzda kolayca erişilecek şekilde bulunuyorsa bu teknolojiyi tercih etmemeniz daha iyi olacaktır.
“Ben hayatımda vakit kaybına tahammül edemiyorum.” diyenlerdenseniz ve akıllı telefonunuzun içeriği konusunda çok da endişeniz yoksa yüz tanıma teknolojisini rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Emin olun bu sistem kesinlikle hayatınızı kolaylaştıracak. Bu teknolojinin hızı ve kullanım kolaylığı sizlere gelecekte yaşıyormuş hissini sonuna kadar deneyimletecek.