Kimse bize sinemada bir Lanthimos filmi izlemenin bu kadar zor olacağından bahsetmemişti. Ve kimse bizi sinemadan çıktığımızda bir Lanthimos filminden ne kadar çok etkileneceğimiz konusunda uyarmamıştı. Yunan Yeni Dalga’sının en büyük ve önemli temsilcisi Yorgos Lanthimos yeni şahanesi The Favourite ile görücüye çıkmaya hazırlanırken gelin sinemasına bir göz atalım, eskileri hatırlayıp, yenilerin de kulaklarını çınlatalım…
1. Yorgos Lanthimos kimdir?
27 Mayıs 1973 yılında Atina’da doğan Yorgos Lanthimos, Hellenic Cinema and Television School Stravkos’da eğitimini tamamladı. Eğitimi sona erdikten sonra ise çok fazla sayıda reklam, müzik klibi yönetmenliği yaptı. Ayrıca 2005 Atina Olimpiyatları’nın beğenilen açılış kapanış seremonisini de Yorgos Lanthimos hazırladı. İlk uzun metraj filmi ise 2005 yapımı Kinetta oldu. Birçok ödüle aday olan bu filmin sonrasında ise Dogtooth ve Alps filmlerinin çekimini yaptı. 2015 yılında çekmiş olduğu The Lobster adlı filmi ile Cannes Film Festivali Jüri Özel Ödülü’nü almayı başardı. Bunların sonrasında ise 2017 yılında The Favourite adlı film için gerekli olan hazırlıklarına ise hız kesmeden başladı. Sinemada Yunan Yeni Dalgası akımının temsilcisidir.
2. İlk uluslararası ün sağlayan filmi Dogtooth’tur.
Festival çevrelerinde büyük ün kazanmasını, 2009 yapımı Dogtooth (Köpekdişi/Kynodontas) filmine borçludur. İnsanlardan uzak, oldukça tuhaf alışkanlıkları olan 3 çocuklu bir ailenin içinde bulunduğu durumu son derece vurucu, aynı zamanda absürt bir dille anlatan Lanthimos, başta Cannes Film Festivali’nde Un Certain Regard ödülü olmak üzere birçok festivalde ödülleri kazanırken En İyi Yabancı Dilde Film dalında Oscar adayı oldu.
3. İlk İngilizce filmi: The Lobster
2015 yılında ilk kez Yunanca olmayan bir filmi, The Lobster’ı yöneten Lanthimos, Cannes Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. 2017’de ise Colin Farrell ve Nicole Kidman gibi oyuncuların yer aldığı kadrosuyla The Killing of a Sacred Deer filminin yönetmenliğini üstlendi. 2018’de Olivia Colman, Rachel Weisz ve Emma Stone’un başrollerinde yer aldığı The Favourite filmini yaptı.
4. Dogtooth’un özü: Aile kavramına sıradışı bir bakış
2012’de Akademi tarafından Yabancı Dilde En İyi Film ödülüyle taçlandırılan Dogtooth; üç kardeşin anne ve babalarıyla birlikte yaşadığı, sanki bu dünyaya ait değilmiş gibi görünen bir evde olan biteni anlatır. Bu evdeki çocuklar dış dünyayla iletişim kuramazlar çünkü evden çıkmaları yasaktır. Aile kendi uygun gördüğü şekilde eğitir çocuklarını. Ancak “dış dünya” çok güçlüdür ve ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar eve “sızmayı” başarır. Biraz Haneke biraz da Von Trier etkisi gözlenen filmde “kutsal” aile kavramı sorgulanır, ayrıca toplumun bu (yapay) kutsallık üzerine inşa edilişi de sorgulanmış olur.
5. Sizce neden ıstakoz olmak isteriz?
Yorgos Lanthimos, kendi ülkesi dışında farklı bir yerde çektiği The Lobster’la ise bizleri distopik bir geleceğe götürüyor. Bekar yaşamanın yasak olduğu tarihi belli olmayan bir gelecekte insanlar kaybettikleri/ayrıldıkları eşlerinin yerine yenisini bulabilmek için bir süre bir otelde misafir edilir. Bu yeni eşleşmeyi başarabilenler otelden “çift” olarak ayrılmayı başarır. Başaramayanlar ise önceden belirledikleri hayvana dönüştürülecektir. İnsan olmanın özü, ikili ilişkilerin doğası, hayvanlarla olan ilişkimiz7onlara olan benzerliğimiz konusunda nefis tespitler yapan bu harika film etkileyici finaliyle de nefes keser.
6. Kutsal Geyiğin Ölümü
Mitolojik temelleri olan The Killing of a Sacred Deer’da filmin adının çağrıştırdığı kurban etme temasını ele alırken yine kutsal aile birliğini bozarak, daha doğrusu bu kutsiyetin temelindeki çürümüşlüğü gözler önüne sererek son derece sert ve izlemesi zor bir eser yaratırken yarattığı anti kahramanın karakterleştirilmesindeki üstün başarısıyla da göz dolduruyor. Martin karakteri her şekilde tüyler ürperticiyken bir de yaptıklarını yapabilmesinin sebeplerinin belirtilmemesiyle iyice korkutucu bir şekle bürünüyor.
7. Yeni “Favorimiz” yolda!
18. yüzyılda, 1702 ve 1714 yılları arasında İngiltere tahtında oturan Kraliçe Anne ve onun sadık danışmanı, sırdaşı ve sevgilisi Marlborough Düşesi Sarah Churchill’le olan ilişkilerinin, düşesin kuzeninin gelmesiyle bozulmasını anlatan filmin oyuncu kadrosunda Lanthimos’un daha önceki filmlerinden tanıdık simalar var.
8. The Favourite’ın kadrosunda başarılı oyuncular yer alıyor.
The Lobster’da birlikte çalıştığı Olivia Colman, Kraliçe Anne rolünde karşımıza çıkıyor. Onun sevgillisi ve sıradaşı olan düşes rolünde yine The Lobster’da yönetmenle birlikte çalışan Rachel Weisz var. Hollywood’un son yıllardaki en popüler aktrislerinden biri olan Emma Stone ise yönetmenle ilk kez çalışıyor. Bu isimlerin yanı sıra Mark Gatiss, Joe Alwyn ve Nicholas Hoult gibi izleyicilerin çok yakından tanıdığı isimler de filmde rol alacak.
9. The Favourite Lanthimos sinemasında bir ilk olma özelliği taşıyor.
Filmlerini daha önceleri mitolojik hikayelere ve distopik dünyalara dalarak çeken Lanthimos bu kez kostümlü bir tarihi drama, bir dönem filmi yapmış. Tarzının dışına çekmiş gibi görünen başarılı yönetmen imzası haline gelen anlatımını, teknik yaklaşımını, zorlayıcı fikir ve temalarını mutlaka yeni filminde de kullanacak ve tercih ettiği bu alışılmadık türe de yenilikler katacaktır.
10. Lanthimos’un fetiş oyuncuları
Sinema tarihi sürekli ya da sık sık aynı oyuncularla çalışan yönetmenlerle dolu. Bu tür yönetmen-oyuncu ilişkilerinde “X yönetmenin fetiş oyuncusu Y” gib bir tabir kullanıyoruz. Bugüne kadar çektiği filmlere bakarsak Lanthimos için Colin Farrell, Rachel Weisz ve Oliva Colman isimleri fetiş oyuncular olmaya adaylar.
11. The Favourite 17. Filmekimi’nde!
Filmin Türkiye’deki ilk gösterimi İKSV tarafından 17. kez düzenlenen Filmekimi’nde yapılacak. Filmekimi 5-14 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek.