İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde düğünler yerini sade nikâh törenlerine bıraksa da dünya evine girmek bazı yörelerde hâlâ ahali için iyi bir eğlence sebebi. Hal böyle olunca da çiftleri bıktıran adetlerin sonu gelmiyor. İşte yeri gelip ‘evlenmiyorum’ bile dedirtebilecek yöresel düğün gelenekleri şu şekilde.
Adana / Yumurtayı vur, yastığı kap
Kına gecesine giden damat yolda durdurulup, yüksek bir ağaç dalına konan yumurtaları vurması isteniyor. Vuramazsa kız evi ceza veriyor. Buna karşılık çeyiz damat evine götürülmeden önce damat tarafı çeyizden bir yastık kaçırıyor. Kız tarafının gençleri onu kovalıyor. Yastığı kapıp damada ilk götüren bahşiş alıyor.
Afyonkarahisar / Kızı vermeden çay-kahve yok!
Afyonkarahisar’da kız isteme sırasında erkek tarafına yalnızca su ikram ediliyor. Kız verilirse erkek tarafı cuma günü çaya davet ediliyor. Nişan günü damadın annesi herkesin önünde gelini bir kez daha istiyor. Elini öpen gelini kaynana kutlamıyor. Sebebi ise ilginç; gelinle ilk günden yüz göz olmamak.
Aydın / Evin yoksa kız da yok
Evlilik için kesin bir kural var: “Evi olmayan erkeğe kız verilmez.” Pazartesi başlayan düğünlere ‘ön düğün’, cuma başlayanlara ‘ters düğün’ deniyor. Damat gelini para, buğday, şeker ve pirinç serperek karşılıyor.
Diyarbakır / Gelin dediğin uysal olur
Diyarbakır yöresinde gelin damadın evinin kapısında dolu bir testiyi kırıyor. Böylece evliliklerinin bir ömür su gibi yolunda akıp gitmesi umuluyor. İçeri girerken ayağının altına post seriliyor. Bunun nedeni gelinin koyun gibi uysal olması.
Edirne / Yemek bizden kaşık sizden
Gelin, damat evine geldikten sonra dışarı çıkarılarak kucağına bir kız ve bir erkek çocuğu oturtuluyor. Bunun nedeni gelinin kız ve erkek çocuğunun olmasının istenmesi. Akşam yemeğine gelen konuklar kaşıklarını yanlarında getiriyor.
Kastamonu / Ayakkabı düz mü düşse ters mi?
Uğura çok inanılıyor. Bir kız istenmeye karar verildiğinde evin en iyi huylu kişisi ayakkabısını sallayarak ayağından atıyor. Düz düşerse evliliğin uğur getireceğine inanılıyor.
Kırklareli / Gelin yerine tavuk
Kırklareli’nde düğün günü erkek tarafı kız evine gelin almaya gittiğinde yanında canlı tavuk götürür ve gelinin evine/bahçesine bırakır. Gelinin ailesi evlerinden bir can çıktığını düşünerek yerine bir can gelmesini (tavuk) ister.
Konya / You’ve got a mail
Gelin erkek evine götürülürken mezarlıktan geçirilmesine özen gösteriliyor. Bunun nedeni geline “Düğünü gördün, ölümü de unutma” mesajını vermek. Ayrıca gerdek öncesinde damadın arkadaşları bacadan içeriye mendil sarkıtarak yiyecek istiyor.
Muş / Damatlık giymek o kadar kolay değil dostum
Düğün tıraşından sonra damat iç çamaşırlarıyla konukların önüne çıkıyor. Damatlık kıyafetler üç kez etrafında dolaştırıldıktan sonra giydiriliyor.
Sivas / Yakalanırsan vay haline!
Sivas’ta düğün masraflarının tamamını erkek tarafı karşılıyor. Gelinin alınacağını haber vermeye gelen kişi görevini hissettirmemek zorunda. Eğer yakalanırsa elleri bağlanıp boynuna tezek asılarak eşeğe ters bindirilerek tüm köyde dolaştırılıyor.
Şanlıurfa / O takı takılacak!
Alışılanın aksine takı töreni düğünün sonunda gerçekleştiriliyor Urfa’da. Takı töreninde takı takmayanlar ‘cumasında’ takabilir. Gelinin Cuması düğünden sonraki üç cuma günü damadın annesinin evinde gerçekleşiyor. Düğüne gelemeyenler, düğünde takı takamayanlar, gelini ve damadın ailesini tekrar tebrik etmek isteyenler gelinin cumasına katılıyor. 1. cumaya yetişemeyenler ikinci cumaya, ikinciye yetişemeyenler üçüncü cumaya geliyor.
Not: Beterin beteri her zaman vardır tabii ama bizim yörenin geleneği daha enteresan diyenleri yorumlara bekliyoruz.