Ülkemizdeki çok yönlü sanatçılardan biri olan oyuncu, şair, yazar ve tiyatro yönetmeni Yılmaz Gruda, bir süredir çeşitli sağlık sorunları ile mücadele ediyordu. Türk sinema ve televizyon dünyasında sayısız yapımda rol alan başarılı sanatçı, ne yazık ki kısa süre önce hayatını kaybetti. Uzun soluklu sanat yaşamına onlarca sinema filmi, tiyatro oyunu, kitap ve ödül sığdıran Yılmaz Gruda’nın vefat haberi, sevenlerinin büyük bir üzüntü yaşamasına neden oldu. Gelin Yılmaz Gruda kimdir, birlikte bakalım.
Yılmaz Gruda, 1930 yılında İstanbul’da dünyaya geldi
Yaşamının ilk yıllarını İstanbul’da geçiren Gruda, çocukluk yıllarında babası ile birlikte Ankara’ya yerleşti. Eğitim hayatına Ankara Ticaret Lisesinde devam eden sanatçı okulu yarıda bırakarak, bir süre banka memurluğu ve muhasebecilik gibi farklı mesleklerde çalıştı. Takip eden süreçte İstanbul’a döndü.
Gruda’nın sanat yaşamı, 1950’li yılların ortasında başladı
Gruda, 1955 yılında Cep Tiyatrosu bünyesine katıldı. Gruda’nın yıllar boyunca devam edecek olan tiyatro kariyeri de bu şekilde başladı. Yılmaz Gruda 1955-1956 yıllarında Cep Tiyatrosu sahnesinde pek çok oyunda görev aldı.
Yılmaz Gruda’nın Cep Tiyatrosu ile başlayan oyunculuk serüveni, Ankara Devlet Tiyatrosunda devam etti
Bu dönemde tiyatronun önemli isimleriyle birlikte çalışma imkanı buldu. Takip eden yıllarda Dormen Tiyatrosu, Ulvi Uraz Tiyatrosu, Ankara Meydan Sahnesi, Nisa Serezli-Tolga Aşkıner Tiyatrosu ve Devekuşu Kabare Tiyatrosu gibi pek çok farklı tiyatro topluluğunun bünyesine katıldı, 1950’li yılların ortalarından itibaren yüzlerce oyunda izleyici karşısına çıktı. Ancak Gruda’nın sanata olan ilgisi, tiyatro ile sınırlı değildi.
1958 yılında gösterime giren Daha Çekecek Miyim? isimli film ile beyaz perdeye adım attı
Kariyerinin ilk filminde Belgin Doruk, Baki Tamer ve Hadi Hün gibi dönemin önemli sinema yıldızları ile çalıştı. Takip eden yıllarda Düşman Yolları Kesti, İstanbul Macerası, Gecelerin Ötesi, Affetmeyen Kadın, Ağlayan Melek ve Diyet gibi yapımların da aralarında olduğu sayısız sinema filminde boy gösterdi.
Yılmaz Gruda, sanat yaşamı boyunca yalnızca sinema ve tiyatro ile değil, edebiyatla da ilgilendi
İlk şiiri “Memo’ya Mektup” 1945’te Yağmur ve Toprak dergisinde yayımlandı. Türk edebiyatının en önemli isimlerinden Attila İlhan’ın önderlik ettiği, “Mavi” hareketinin güçlü şairleri arasında yer aldı. Şiirlerini, Çarmıhtaki Yeni Mehmet (1968), Kuyumcular (1980), Çerçi Zeus (1997), Bir Çürümüş Kent Belgeseli (2002), Marathon-Bir Uzun Koşu (2002) ve Bir Başka O – Oratoryo isimli kitaplarda topladı.
Çerçi Zeus isimli şiir kitabıyla 1999 yılında Behçet Aysan Şiir Ödülü’nü, Marathon-Bir Uzun Koşu kitabıyla ise 2003 yılında Yunus Nadi Şiir Ödülü’nü kazandı
Edebiyat alanında da oldukça üretken bir sanatçı olan Yılmaz Gruda, şiirlerinin yanı sıra deneme ve roman türüne de ilgi duydu, bu alanlarda da çok sayıda kitap kaleme aldı. Yaşamı boyunca sürdürdüğü yazarlık faaliyetleri çerçevesinde pek çok tiyatro oyunu da kaleme alan sanatçı, bu metinlerden bazılarını sahneleyerek hem okuyucunun hem izleyicinin büyük beğenisini kazandı…
Yaşamı boyunca yüzlerce sinema filminde ve tiyatro oyununda yer alan, sayısız şiir ve kitap kaleme alan Gruda, popüler televizyon dizilerindeki rolleri ile de geniş kitleler tarafından tanındı
Şahsiyet, Hercai, Babam Çok Değişti, Menajerimi Ara, Çukur, Ulan İstanbul, Galip Derviş ve İşler Güçler gibi popüler televizyon dizileri, Gruda’nın yeni kuşak izleyici tarafından da sevilen bir oyuncu haline gelmesine katkı sağladı.
Sanat tarihimizin en üretken ve en renkli isimlerinden biri olan Yılmaz Gruda, bir süredir çeşitli sağlık sorunları ile mücadele ediyordu
Usta sanatçının geçtiğimiz mart ayında, böbrek yetmezliği sebebiyle tedavi altına alındığı biliniyordu.
Yılmaz Gruda, 93 yaşında hayatını kaybetti
Gruda’nın vefat haberi, menajeri Tümay Özokur tarafından sosyal medyada paylaşıldı.
Kaynak: 1