Yer çekimi, suyun kaldırma kuvveti, pusulalarımızın başını döndüren, dünyanın manyetik alanı gibi halihazırda sürekli online takılan kuvvetler boş yere akar giderken, bu kuvvetler maharetiyle sürekli enerji sağlayan bir “ERKE Dönergeci” oluşturulamaz mı diye düşünenleriniz olmuştur.
Mamafih şimdiye kadar doğadan elde edebildiklerimiz güneş, rüzgar ve akan su kaynaklarından faydalanmaktan ibaretti. Ancak malumunuz bu kaynaklar da biraz keyfi davranabiliyorlar. Rüzgarın esmeyesi tutabiliyor, akarsuların debileri düşüyor, Güneş bir doğup bir batıyor, bizi tanrılara inandırıyor…
Artık yerçekimi kuvveti ile aydınlanmak mümkün
Elektriğin ulaşamadığı gelişmekte olan bölgeler içinse rüzgar veya güneş paneli kurmak elektrik hattı çekmekten daha az zorlu işler değil. Elektrik olmayan bu bölgelerdeki en önemli eksiklik de tabi ki internettir. Akıllı telefonların şarj edilememesi sosyal yaşamda bir kaos ortamının hakim olmasına neden olur…
Yalan kandırdık! Bu bölgelerde yaşayan insanların elektriğin olmaması nedeniyle eksikliklerini çektikleri çok daha temel gereksinimleri var tabi ki. (Hadi itiraf edin, internet seçeneğini de ciddi ciddi düşünenleriniz oldu.)
Elektriğin insan yaşamında yarattığı ilk ve en temel devrim insanları artık gündüze mahkum olmaktan kurtarmasıdır. Gerçi bu bizim iş mesailerimizin gece yarılarına kadar uzayabilmesi gibi bir olumsuzluğu da beraberinde getirdiğini söyleyenleriniz çıkacaktır elbet ama gece gezmelerine akarken de iyiydi ama değil mi…
Peki ya elektrik imkanına ulaşamayan üçüncü dünya ülkeleri başta saydığımız başıboş enerjilerden faydalanarak pratik ve ücretsiz olarak elektriğe, en azından aydınlığa, kavuşabilir mi?
Misal, yerçekimi kuvveti döndükçe varlığını sürdürebilecek olan bir kuvvettir fakat yerçekimi kullanılarak elektrik üretebilen ve bundan günlük yaşamda pratik olarak faydalanabilecek bir kabadayı bu zamana kadar çıkmamıştı. Zaten basit bir motor düzeneğine ağırlık bağlanarak üretilecek elektrik harcanacak kinetik enerjiyi ancak amorti ediyordu.
Akkor ampullerin ardından geliştirilen floresanlar aydınlanmak için gereken elektrik miktarını ciddi şekilde düşürdüler (gerçi yapılan elektrik zamlarıyla bizden çıkan, giren değişmedi ayrı mesele). Floresandan da çok daha küçük miktarda elektrik ihtiyacıyla aydınlık sağlayabilmek için led teknolojisinin gelişmesi beklendi.
Led lambaları ve yerçekimini uyarmak için bir ağırlık kesesi ile çalışan bu yeni düzeneğin küçük de bir kinetik enerji katkısına muhtaç olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Elektriğin alternatifi hala gazyağı lambaları
Elektriğin ulaşmadığı az gelişmiş bölgelerde en yaygın aydınlanma aracı hala gazyağı lambaları…
Dünya nüfusunun yüzde 20’si elektrik bağlantısı olmayan yaşam alanlarında yaşıyorlar
Bu her 5 kişiden birisi demek. Dünyanın geri kalanının çok da umursamadığı bir buçuk milyarlık bir nüfustan bahsediyoruz. Bunların büyük çoğunluğu Uzakdoğu, Hindistan ve Afrika’da yaşıyor.
Nostaljik görüntüsüyle bizi bizden alan gaz lambaları aslında zehir saçıyor
Dünya Bankası’nın tahminlerine göre her yıl 780 milyon kadın ve çocuk günde 40 sigaranın dumanına eş değer zararda gaz lambası dumanı kokluyor. Dünya’ya salınan karbondioksitin %3’ü yalnızca gaz lambalarının maharetidir. Bunun da küresel ısınmada en etkili olan türlerden birisi olan siyah karbon olduğunu belirtmekte fayda var.
Gaz yağı lambaları aynı zamanda gözü kara birer kundakçıdır
Sadece Hindistan’da her yıl bir buçuk milyon kişi ciddi yanıklara maruz kalır. Bunun nedeni sıklıkla gaz lambalarının bir şekilde devrilmesidir ve bu da kolay tutuşabilecek binalardan oluşan getto ve mülteci kamplarında çok hızlı yayılan yangınlara neden olur.
Meğerse ne lanet bir şeymiş yıllarca dekoratif diye baş tacı ettiğimiz gaz lambaları!
Peki hala neden kullanılıyor? Çünkü elektriğin ulaşmadığı ortamdaki tek alternatif hala gaz lambaları. Yani öyleydi. Kısa süre öncesine kadar…
Artık yer çekimi ile ışık üreten yaratıcı bir çözüm mevcut
Elektrik olmayan uzak diyarlarda gaz lambalarına göre daha güvenli, daha ekonomik ve çevre açısından da daha az zararlı bir çözüm üretildi. Ve bunu yaparken yalnızca yer çekimi enerjisinden faydalanması adeta devrim niteliğinde.
Çalışmak için Güneş ışığı ya da bataryaya gerek duymayan ve hiç maliyeti olmayan tek yöntem
Birkaç parçadan oluşan basit bir düzenek…
Yer çekimi boşa çekmesin! Cihazın çalışma prensibi ise çok basit. İdeal bir yere cihazı sabitleyip içinden elektrik üretmek gerekli kinetik enerjiyi sağlayacak olan kemeri geçiriyoruz. Kemer makinenin içinde bir uçtan diğerine doğru hareket ettiğinde elektrik üreten çarkçı çeviriyor. Peki ya kemeri kime çektireceğiz? Yer çekimi varken onu da mı biz çekelim. Bağlıyoruz ucuna bir ağırlık torbası, o cihazı usulünce yavaşça hareket ettiriyor…
Düzeneğin ağırlık kesesine 10 okka çekecek istediğiniz ıvır zıvırı doldurabilirsiniz
İstenilen düzeyde sonuç alabilmek için 10-12 kg arası bir ağırlık yeterli.