Kim demiş tiyatro öldü diye? Her geçen sene biraz daha köşeye sıkıştığımızı hissettiğimiz bu ülkede, “Bak güzel şeyler de oluyor” edebiyatını devam ettirebileceğimiz yegane alanlardan biri tiyatro oldu. Hatta sanki Türkiye’de bir tiyatro rönesansı başladı alttan alta, sessizce ve çok da güzel kendi yolunda gittikçe de daha çok gürleyerek akmaya devam ediyor. Pek çok tiyatro sanatçısı inadına yeni oyunlar koyuyor. Yeni biçimler, yeni konular, yeni denemeler görüyoruz. Gördükçe de mutlu oluyoruz. Bu liste elbette “bu sezonun en iyi oyunları” listesi değil. Öyle bir değerlendirmede bulunmak bizlere düşmez. Bu listeyi aslında şöyle görelim: Bu sezon görülmesi gereken oyunlardan sadece ilk on tanesi… Belki bir süre sonra bir ikinci onluk liste daha sunarız. Yeter ki tiyatrodaki bu verimlilik böyle devam etsin, biz de üşenmez daha çok liste yaparız.
Tiyatro kategorimizde yeni sezon oyunların bilgilerine ve tiyatro hakkında daha birçok listeye ulaşabilirsiniz.
Tüy Kalemler
Yazar: Doug Wright
Yapım: Tatbikat Sahnesi
Marquis de Sade’ın hikayelerine kulak verin. Kilisenin, paranın, giyotinlerin ve tüy kalemlerin büyük savaşına şahit olun! Doğanın ve ahlak kurallarının, sadeizmin kurucusu Marquis de Sade’ın hikayelerinde bir kez daha, en acımasız haliyle yüzleşmeye hazır olun! Fransız Devrimi’nin hemen ardından, Sade’ın akıl hastanesi yıllarında geçen Quills sizi, tüy kalemlerin yazdığı ve giyotinlerin susturamadığı hayatlara şahit olmaya çağırıyor ve gerçek sanatçının asıl zor zamanlarda var olabildiği bir kez daha kanıtlanıyor.
Erdal Beşikçioğlu’nun yönettiği ve üstün bir performansla De Sade’yi canlandırdığı oyun, ayrıca muhteşem dekor ve ışık kullanımıyla da mutlaka kaçırılmaması gereken bir oyun.
Yönetmen: Erdal Beşikçioğlu
Oyuncular: Erdal Beşikçioğlu, Gökhan Soylu, Saygın Soysal, Melisa Şenolsun, Işık Erdoğan, Diren Yurtseven, Onur Eroluş, Buğra Orhan, Beril Öztarakçı, Sena Kelahmet, Metehan Aktaş, Ceren Aydın
Ivan Ivanoviç Var Mıydı Yok Muydu?
Yazar: Nazım Hikmet Ran
Yapım: TiyatroAdam
“İnsan neden güç ve mevki sahibi olduğunda erdemlerini unutur?”
Tiyatroadam’ın merakla beklenen yeni oyunu Nazım Hikmet’in çarpıcı eseri “İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?” Emrah Eren rejisi ve Tiyatroadam tarzıyla sahnede… Olay Rusya’da geçer. Bir taşra kasabasında… Her şeyden önce yani, insanlara kağıtlardan çok inanan, kasabanın en sorumlu mevki sahibi amiridir, Petrof. Dürüst, yardım sever, iyi bir insandır. Bütün kasaba onu seviyor, saygı duyuyordur.
Peki ya otorite? Otorite sahibi midir?
Nazım Hikmet’in yazdığı “İvan İvanoviç Var Mıydı Yok Muydu?” oyununun başkişisi İvan, yazarı bu oyunu yazmaktan vazgeçirmeye çalışır, ama çabaları boşunadır. 1956 yılında Moskova’da yazdığı oyunda sosyalist sistemdeki bürokratlaşmayı eleştirir Nazım Hikmet.
Nazım Hikmet’in vakti zamanında Moskova’da ilk gösteriminin ardından gerekçe gösterilmeden Sovyet yetkililerce yasaklanan bu oyunu mutlaka gidip görün deriz.
Yöneten: Emrah Eren
Oyuncular: Aşkın Şenol, Baransel Gürsoy, Berk Yaygın, Deniz Özmen, Fatih Koyunoğlu, Gökhan Azlağ, Pınar Tuncegil
Torun İstiyorum
Yazar: Thomas Jonigk
Yapım: Moda Sahnesi
Moda Sahnesi, yeni sezona yeni oyunlarla giriş yapmayı alışkanlık haline getirdi. Ki bunu merakla bekleyen izleyici kitlesi de oluştu denilebilir.
Sahnenin tüm oyunlarının yönetmeni Kemal Aydoğan’ın bir kez daha el attığı yeni oyun, Torun İstiyorum. “Farklılıklarla yaşamayı bilmeyen, farklılıklara yaşam alanı bırakmayan totaliter anlayışların bir aile ve onun ilişki içinde olduğu toplumun çeşitli unsurları içerisinde izini sürüyor” sözleriyle anlatılan Oyunun Yazarı, Thomas Jonigk. Bütün oyunlarında dehşetin, vahşetin, her türlü toplumsal baskının hayata geçirildiği bir burjuva cehennemi olarak nitelediği ‘aile’yi ele alan Jonigk’in metninin bu uyarlamasını mutlaka izleyin. Bir de not: Oyun +18 sınıfında; aklınızda olsun.
Yöneten: Kemal Aydoğan
Oyuncular: Nazan Kesal, Münircan Cindoruk, Caner Cindoruk, Aslı Samat, Hülya Gülşen, Bülent Çolak, Ahsen Özercan
Bir Delinin Hatıra Defteri
Yazar: Nikolay Casilyevic Gogol
Yapım: Dostlar Tiyatrosu
Gogol’un 1842 yılında yazdığı ve çevresinde sürekli aşağılanıp alay edilen sıradan bir devlet memurunun platonik aşkı olan burjuva kızının bir asilzadeyi sevdiğini öğrenmesiyle yıkılması ve hedef değiştiren hayallerinin, soylu bir beyzade, kral olmaya yönelmesi ve sonuçta delirerek “İspanya kralı” olmuş bir halde, akıl hastanesine kapatılmasını konu olan kitabı, Genco Erkal tarafından oyunlaştırılıp ilk kez 1965 yılında sahneye konmuştur. Oyunun efsanesi Genco Erkal tabi ki. 1965 yılında oyun ilk kez sahnelendiğinde Türkiye’de ayrıca ilk defa bir yeniliğe şahit oluyordu. Oyun, Türkiye’de oynanan ilk tek kişilik performanstı. Oyunla Genco Erkal, Türk Tiyatrosu’nun efsane isimlerinden biri haline geldi. 2014 yılında 50. Yılı olması nedeniyle oyun yeniden sahnelenmeye başlanan oyunu ve Genco Erkal’ın hiç eskimeyen olağanüstü performansını mutlaka gidip görün.
Uyarlayan – Yöneten ve Oynayan: Genco Erkal
Antabus
Yazar: Seray Şahiner
Seray Şahiner’in oldukça başarılı aynı isimli kitabından uyarlanan oyun, İstanbul’a yeni bir hayat kurmaya gelen Leyla Taşçı isimli işçi sınıfından bir kızın aile, iş ve evlilik hayatında çevresini saran erkekler ve düzenin baskılarından bunalmasını, kaçışını ve ayakta kalma mücadelesini anlatıyor. Leyla Taşçı’yı çok sevdiğimiz Nihal Yalçın, bir buçuk saat aralıksız süren bir performansla muhteşem bir şekilde canlandırıyor. Bu sezon Semaver Kumpanya’nın sahnesinde oynayacak olan oyun hem metni hem rejisi hem de oyunculuğuyla kaçırılmaması gereken önemli bir iş.
Yöneten: İlham Yazar
Oynayan: Nihal Yalçın
En Kısa Gecenin Rüyası
Yazar: William Shakespeare
Yapım: Moda Sahnesi
Shakespeare’in genellikle Bir Yaz Gecesi Rüyası adıyla, “çeviren” yerine “Türkçe söyleyen” titrini kullanan Can Yücel tarafından ise Bahar Noktası adıyla çevrilen eseri A Midsummer Night’s Dream, Moda Sahnesi’nin prodüksiyonunda En Kısa Gecenin Rüyası’na dönüşüyor. Aysun Şişik’le birlikte metnin özgün çevirisini yapan Emine Ayhan, oyunun ve oyuna getirilen yeni yorumun mekanizmasını daha iyi yansıtabilecek bir başlık bulma arayışları sonucu bu noktaya vardıklarını belirtirken Kemal Aydoğan’ın rejisine Bengi Günay’ın sahne tasarımı, İrfan Varlı’nın ışık tasarımı, Can Güngör’ün müzikleri ve Yeşim Coşkun’un koreografisi eşlik ediyor.
William Shakespeare elbette tiyatronun en geniş deryası. Yüzyıllar boyunca oyunları oynanan ve oynanmaya devam da edecek yazarın komedi alanında sayılan bu oyunu Kemal Aydoğan’ın rejisiyle bu sezon içerisinde mutlaka görülmesi gereken işlerden biri. Kendisinin Shakespeare alanında ki başarılarını OyunAtölyesi’nde sahneye koyduğu Othello, Hırçın Kız ve özellikle de Atinalı Timon oyunlarından biliyoruz. Bir de üstüne her bir oyuncunun başarılı performanslarını da ekleyelim… E daha ne olsun.
Yöneten: Kemal Aydoğan
Oyuncular: Onur Ünsal, Mert Fırat, Beyza Şekerci, Melis Birkan, Murat Tüzün, Volkan Yosunlu, Ezgi Coşkun, Caner Erdem, Mert Şişmanlar, Hasan Demirtaş, Alper Baytekin, Çağlar Yalçınkaya
Godot’yu Beklerken
Yazan: Samuel Beckett
Yapım: Studio Oyuncuları
Samuel Beckett, her ne kadar ülkemizde genelde kitaplarından ve oyunlarından cımbızla ayıklanmış cümleleri yediden yetmişe herkes tarafından Twitter ve Facebook gibi mecralarda alıntılanarak kullanılan, ama bu cümlelerden öte çok da okunmayan / okunamayan bir yazar. Tabi bu onun muhteşem bir deha olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Yazarın en bilinen ve yazılıp sahnelendiği dönemde büyük olay yaratan oyunu Godot’yu Beklerken’in varoluş sancıları çeken kahramanları Vladimir ve Estragon, yolları kesiştiğinde birbirleriyle iletişim kurmaya çalışır. Her gün yinelenen bu ritüelde bellek, işlevini yerine getiremeyince de gerçekliğin kesinliğinden uzaklaşmaya başlarlar. Oyun, eylemsizliklerine yenilmiş insanların, Godot adında ne olduğu bilinmeyen bir kimse veya “şeyi” beklemelerini konu alan en önemli absürt tiyatro eserlerinden biridir. Şahika Tekand zaten malumunuz. Bu ülkenin yetiştirdiği en önemli tiyatro insanlarından birisi… Dolayısıyla mutlaka gidip görülmesi gereken bir iş var karşımızda.
Yöneten: Şahika Tekand
Oyuncular: Onur Berk Arslanoğlu, Cem Bender, Sedat Kalkavan, Nazlı Deniz Korkmaz, Nilgün Kurtar, Mehmet Okuroğlu, Yiğit Özşener
Ormanlardan Hemen Önceki Gece
Yazar: Bernard – Marie Koltés
Yapım: Biriken
Bernard-Marie Koltès’in noktasız metninde “arkadaş” diye hitap ettiği dinleyicisinin karşısında tek bir nefeste anlattığı hikayeler birbiri içine giriyor: Sadece bir kez seviştiği ve gecelerce beklediği Mama, metrodaki serseriler, kıpırdayan herkesi vuran general, toprak yiyerek ölen kadın, cuma akşamları, fabrika, sendika, ormanlar… Bu dev monolog, dünyanın neresinde olursa olsun “burası da benim evim” denilebilecek yerlerin tükendiği ve tek çözümün kendini koruyabilmek olduğu noktadan yola çıkıp koşulsuz ve beklentisiz bir “seni seviyorum”a uzanıyor.
Biriken, çağdaş tiyatronun yönünü değiştiren Ormanlardan Hemen Önceki Gece’yi, özgün bir sahne tasarımı içinde dinamik ancak kırılgan ve dalgalı bir beden diliyle sahneye taşıyor. Sahnedeki “adama” eşlik eden müzik, video ve ışık tasarımı da Koltès’in bu şiirsel başkaldırısına hizmet etme amacını taşıyor.
Geçen sene Rıza Kocaoğlu’nu ödüllere boğan performansını hala görmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz demektir.
Yöneten: Biriken
Oynayan: Rıza Kocaoğlu
Kasap
Yazar: Halil Babür
Yapım: İkincikat
Geçen yıl ikincikat, yazın tiyatrosunu kapatmayarak bir ilke imza atmış, Sami Berat Marçalı’nın tasarlayarak ‘Yarının Oyunları’ olarak adlandırdığı özgün, ilginç ve epey de iddialı olduğu proje çok başarılı olmuştu.
‘Savaş ve Barış Oyunları’nın yazarları, yönetmenleri oyuncuları ve her ana başlığın savaşa mı barışa mı odaklanacağı seyircilerin çektiği kuralarla belirlendi.
İkinci yılın en sevindirici sonucu tiyatromuza dört sağlam ve kalıcı metin daha kazandırılmış olması. Bunların sonuncusu Halil Babür’ün yazdığı ‘Kasap’.
Güray Dinçol’un yönettiği, dekor-ışık tasarımını Eyüp Emre Uçaray ile Güray Dinçol’un, kostüm tasarımını Meltem Tolan’ın üstlendiği Kasap, halen ikincikat’ta sahneleniyor. Halil Babür’ün oyunu distopik bir yakın gelecekte, dünyamızın herhangi bir yerinde geçiyor. Karakterlerin isimlerindeki yabancılaştırma, hiç bir modaya ve ortama uymayan, ama iğreti de durmayan giyinişleri, olaylara belirlenmemiş, hem çok yabancı, hem de çok bildik bir açıdan bakmamızı sağlıyor.
Karşımızda orijinal bir fikirden çıkmış orijinal bir iş var. Oyun ek gösterimlerini yapıyor. Daha ne kadar oynamaya devam eder bilemiyoruz. O yüzden tembellik yapmayın en kısa sürede oyuna bir bilet alın deriz.
Yöneten: Güray Dinçol
Oyuncular: Mert Denizmen, Evrim Doğan, Oğuzhan Ayaz, Aziz Caner İnan, Adnan devran, Melis Öz
Hedwig ve Angry Inch
Yazar: John Cameron Mitchell
Yapım: Kazan Dairesi
Gelmiş geçmiş en iyi rock operası olarak tanımlanan ve daha önce oyunun yazarı John Cameron Mitchell de dahil olmak üzere Darren Cirss, Michael C Hall ve Neil Patrick Harris gibi isimlerce canlandırılan bu Off-Broadway oyunu en sonunda Türkiye’de de sahnelenmeye başlandı.
“Hedwig ve Angry Inch” müzikali; Alman şarkıcı Hedwig’in ve orkestrası Angry Inch’in dünya turnesini konu ediyor. Doğu Berlin’de yaşayan Hansel’in iki hayali vardır; rock yıldızı olmak ve öteki yarısını bulmak. Amerikalı bir askere aşık olunca ameliyatla cinsiyet değiştirmeyi kabul eder ama operasyon beklediği gibi sonuçlanmaz ve “bir ‘inch’ et öbeği” ile ortada kalır. Adını Hedwig olarak değiştirir ve Amerika’ya kaçar. Dindar genç şarkıcı Tommy’ye aşık olur. Tommy, onun şarkılarını kendine mal edip şöhrete adım atınca, Hedwig kendi kurduğu grupla onu gölge gibi izlemeye başlar… Ünlü şarkıcı Tommy Gnosis’in peşinden tüm dünyayı turlayan Hedwig’in yolu bu sefer İstanbul’a düşer.
Daha önce özellikle doğaçlama tiyatro alanında yaptığı çalışmalarla tanıdığımız Yılmaz Sütçü tarafından çevrilen, müzikleri Türkçe’ye uyarlanan oyunda Hedwig’i de yine kendisi muhteşem bir performansla canlandırıyor; adeta sahnede devleşiyor. Özellikle Glam Rock severlerin kaçırmaması gereken oyun, bu ülkede her şeye rağmen çok güzel işlerin hala yapılabildiğini göstermesi açısından da ayrıca önemli.
Yönetmen: Barış Arman
Oyuncular: Yılmaz Sütçü, Ayşe Günyüz, Kaan Bıyıkoğlu, Engin Özşahin, Eren Turgut, Can Kalyoncu, Sinan Altıparmak