Köklü bir geçmişi olan danışmanlık sektörü de artık diğer meslekler gibi çağın koşullarına ayak uydurmaya başladı. Günümüzde değişimler; süreçlerden tutun, iş yapış şekillerine kadar farklılık göstermeye başladı. Bu gibi değişimlerin vazgeçilmez aktörleri danışmanlar da müşterilerine daha fazla avantaj sağlayabilmek için “yeni nesil danışmanlık” kavramını benimsemeye başladılar.
Yeni nesil danışmanlık nedir?
Yeni nesil danışmanlık elde ettiği verilerle müşterisine en uygun çıktıyı üreten, tabiri caizse seri üretimdeki gibi benzer çıktılardan uzak duran, sayısız dosya ve bir final sunumuyla projesini tamamlamaktan uzak duran, projelerin hayata geçme sürecinde taşın altına elini koyup müşterinin organizasyon yapısına doğrudan entegre olan bir süreç yönetimidir. Aslında bu tanım tam anlamıyla terzi usulü çıktıları toplayan danışmanlık modelidir.
Kabullenilme süreci
“Yeni nesil danışmanlık” yaklaşımı tüm dünyada büyük bir gereksinim haline gelmiş olsa da hayata geçiş süreçlerinde bazı engellere sahip. Bunlardan en önemlisi de insan zihninde değişime karşı oluşan direnç. Sonuçta, her ne kadar çağın getirdiği gerekliliklerden, değişimlerden bahsediyor olsak da tıpkı dünyada olduğu gibi Türkiye’de de danışmanlık sektörünün belli köşeleri kapılmış durumda. Bu yüzden, değişim süreçleri yeni nesil danışmanlık kavramını benimseyen firmalar için biraz sancılı geçebiliyor. Hak verirsiniz ki; sizden hizmet bekleyen müşterileriniz bu süreçte kendilerini güvende hissederek konfor alanları içinde kalmak istiyorlar. Yıllardır benzer hizmetleri veren danışmanlık firmaları ise, her ne kadar tekrar tekrar benzer çıktılar sunsa da zamanında kendilerini kabul ettirdikleri için müşterilere algısal bir konfor alanı sunuyor.
Terzi Usulü çözümler
Yeni nesil danışmanlığı klasik danışmanlıktan ayrıştıran esas nokta nedir diye soracak olursanız cevap; o meşhur “terzi usulü” projelerdir. Terziler seri üretim yapmaz, hatta kıyafet modelinin popüler olmaya başladığını gördüğünde farklılık yaratmak için kendinden bir şeyler katarak farklılaştırırlar. Bu yaklaşımı metaforlaştıracak olursak; Şirketleri insan gibi düşünebiliriz, üzerine giydikleri kıyafette yaptığı stratejik hamleleri, departmanları/ ekipleri temsil etsin. Bu noktada yeni danışmanlar, şirketin ihtiyaçlarını doğru anlamak ve onu memnun etmek için ‘zaman’ harcayarak onunla birebir ilgilenmeli. Tıpkı terzinin yaptığı gibi çalıştığı markanın üzerine oturan bir model sunmalıdır.
Ortak akıl çıktıları
Ortak akılla hayata geçirilen projelerin danışanlar tarafından daha çok benimseniyor. Yuvarlak Masa metodu ile herkesin eşit miktarda katılım sağladığı süreç sonuçlarının ne kadar verimli olduğu aşikar. Çalışanlar ‘tepeden’ gelen kararlar yerine, kendilerinin de eşit ölçüde içinde bulunduğu fikir süreçlerini daha çok sahipleniyor ve o fikirler için daha kolay aksiyona geçiyorlar. Zira, kağıt üzerinde kusursuzca planlanmış bir strateji hayata geçmedikten sonra şirket/ birey için hiçbir değeri yoktur. Bu noktada, yeni nesil danışmanların klasik danışmanlardan farkı sisteme doğrudan entegre olmaktır. Sadece raporlarla dolu soğuk dosyalar sunmak yerine, ekibin oturduğu o yuvarlak masanın bir parçası olmalı ve onların değişim süreçlerine entegre olmalıdırlar.
Yeni nesil danışmanlık bu algıları değiştirmeyi kendine ilke edinmelidir
Sonuç olarak, yeni nesil danışmanlık bu algıları değiştirmeyi kendine ilke edinmelidir. Seri üretim mantığında hizmet alan firmaları farklılaştırmadığı, tam aksine “commodity” (emtia) haline geldikleri konusunda çalıştığı markalara yol göstermelidir. Bu noktada, yeni nesil danışmanlık yaklaşımını benimseyenlere çok önemli bir görev düşüyor: müşterilerini harekete geçirip, onlara daha geniş bir konfor alanı sunmak. İşin özeti; Yeni nesil danışmanlar, markalarla beraber taşın altına ellerini koymalı ve bu değişimin en sancısız şekilde gerçeklemesini sağlamalıdır.