Havasına, suyuna, taşına, toprağına yandığımız memleketimiz harbiden bir başka. Ama öyle böyle değil tamamen bambaşka. Dışarıdan bakınca ışık hızıyla değişen gündemiyle dünyanın en eğlenceli ülkelerinden biri ama içinde yaşayan için de bir o kadar tam tersi.
Öyle ki Türkiye’ye ilk kez adım atan adam için bayağı kafa karışıklığı yaratabilen bir durum bu. Kendi topraklarında, onu geçtik dünyanın hiçbir yanında benzer durumlarla karşılaşma ihtimali olmayan bu Türkiye çömezi için kısa bir kılavuz hazırladık. Sonra sudan çıkmış balık gibi kalmasın, yazık ona da.
1. Öncelikle hoş geldiniz! Yok yok doğru yere geldiniz, valla billa Suriye değil Türkiye burası
Her yerde Suriyeli görüyor olabilirsiniz ama yanlışlıkla yanlış sınır kapısından girmediniz, doğru yerde, Türkiye sınırlarındasınız. Her ne kadar savaştan kaçarak bize sığınan Suriyelilere kapılarımızı ardına kadar açsak da onları aç, perişan sokaklarda bırakan bir devletimiz var ama olsun. Mağdurun yanında duran bir devletimiz var çok şükür. İnanmazsanız şu fotoğrafa bir bakın.
2. Bir anda tüm ülke karanlığa gömülebilir, her zaman şarjınız tam, el feneriniz yanınızda olsun
Burası Taksim Metrosu elektrikler kesildi göç ediyoruz. pic.twitter.com/6WwFoDkRV2
— Tayfun Geçim (@tayfungecim) March 31, 2015
Bir ülkenin tüm illerinde aynı anda tüm gün boyunca elektrikler kesilir mi? O ülkenin adı Türkiye ise olur. Sokaklar Walking Dead setine dönebilir, metroda mahsur kalabilir, GSM operatörleri saçmalayabilir, iletişimsizlikten kendinizi Taş Devri’nde bulabilirsiniz. Hazırlıklı olmakta fayda var. Ayrıca işinizi garantiye almak için seçim döneminde buralarda olmamaya gayret edin. Çünkü Türkiye’nin kedileri de pek hınzır, keratalar.
3. Derbi olduğu günler sokağa, hatta balkona çıkmayın, burada kurşun adres sormaz
Balkonda çamaşır asarken derbiyi kazandığına sevinen bir taraftarın kaza kurşununa maruz kalmayın. Örnekler çok. Aynı şey düğünlerde de geçerli. Sevinirken öldüren bir milletiz biz…
4. Hatta sokağa siz pek çıkmamaya çalışın, çevrenizde hayalet bir sniper olabilir
Samsun gibi güzide bir yerleşkemizi korku şehri haline dönüştüren keskin nişancılar varken can güvenliğinden bahsetmek pek doğru değil gibi. Mahallenize bir sniper yerleşebilir ve sizi oranızdan buranızdan vurabilir. Aman diyelim.
5. Kadınsanız minibüste son yolcu olarak kalmamaya gayret edin
Hala içimiz yanıyor, Özgecan‘ı anarken hala öfkemizi ilk günkü gibi içimizde hissediyoruz. Bu ülkede hayatının baharında taze bir genç kız vahşice öldürüldü. Tek suçu okuldan çıkıp eve gitmek için minibüse binmekti. Tecavüze uğrayacaktı, direndi ve öldürüldü. Yazarken bile boğazımız düğüm düğüm. Üstelik Özgecan tek örnek değil, bu ülkede kadına şiddet ve kadın cinayetleri bitmek bilmiyor, önü kesilemiyor. Kadınsanız tehlikedesiniz, çok üzgünüz.
6. Bir yere yetişmek istiyorsanız 2 saat önceden trafiğe çıkın, metrobüs pişmanlıktır, binmeyin
Bir belediyenin en temel görevi şehre temiz su ve ulaşım olanakları sağlamaktır, biz de farkındayız. Ama burası Türkiye, burada işler böyle işlemiyor. Trafik hep hep var, yolda bir yere yetişmeye çalışırken akıl sağlığınızı kaybetmeniz olası. İstanbul’daki trafiği rahatlatmak için yapılan metrobüs ise bir işkence aracı. Tavsiye etmiyoruz.
7. Belediyecilik anlayışıyla yönetilen dünyadaki ilk ülke
Bir ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı hala belediyelerin yapmasının boynunun borcu olduğu şeylerle mitinglerde alkış topluyor, seçim vaati olarak sunuyorsa bu ülkenin yönetim biçimi belediyecilik diyebiliriz çok rahat. Biz hala başkanlık sistemini tartışalım, dünyada bu konuda ilkiz vesselam.
8. Metroda giderken kalçanıza demir saplanabilir
8 duraklık dev metro ağımızda sakin sakin ilerken bir anda içeri demir direk girip sizi hastanelik edebilir. Kalçanıza, belinize girerse ve ölmezseniz şanslısınız. Hele bir de şikayetçi olmazsanız sizden iyisi yok bu ülkede.
9. Okey oynarken kafanıza inek düşebilir
Canınız iki el oyun oynamak istedi. Oturdunuz çayınızı söylediniz. Ama bir anda ne olduysa oldu, kafanıza inek düştü. Evet inek! Tamamen gerçek hikaye! Sizin başınıza da gelebilir, inek de düşebilir, öküz de… Dua edin de küçük baş düşsün.
10. Biber gazı yemeye, toma sularıyla bir anda ıslanmaya hazır olun
İstiklal’de tıngır mıngır dolaşıyorsunuz. Bir anda o da ne? Garip bir koku geliyor. Boğazınız yanmaya, gözlerinizden yaşlar gelmeye başladı. Etrafta 83248348348 bin polis var. Dükkanlara sığınmaya çalışıyorsunuz, içeri almıyorlar. Havada gaz kapsülleri uçuşuyor. Her an başınıza gelebilecek bir senaryodan bahsediyoruz. Siz her ihtimale karşı bir gaz maskesi edinin. Ama çantanızı arar da bulurlarsa hapse girebilirsiniz. O da tehlikeli. Valla ne yapın biz de bilemedik. Kendimiz de bilemiyoruz zira.
11. Rüşvetle istediğiniz her işi yaptırabilirsiniz, dert etmeyin
Bu ülkede sadece baklava çalarsanız kötüsünüz. Yoksa hırsızlık, rüşvet, yolsuzluk falan hep serbest. Büyüklerimizden öyle gördük. Bir işiniz hallolmuyor mu rüşvet teklif edin, işin içinden tereyağından kıl çekiyormuş gibi sıyrılın. Bu kadar basit.
12. Sakın ha sosyal medya hesaplarınızda hükümet hakkında ileri geri konuşmayın
Sonra kendinizi önce gözaltında sonra hapiste bulabilirsiniz. Bir tweet ile hayatınız kararabilir. Düşünce özgürlüğü falan Batı’ya özgü pis şeyler. Bu ülkede piyano bile gözaltına alındı. Ona göre…