Merhaba sevgili Listelist okuyucuları. Bu yazımızda ülkemizde en çok yaşanan ayrımcılık türlerinden biri olan “Yaşçılık (ageism)” ile karşınızdayız. Yaşçılık, kişilerin yaşları nedeniyle çocuk, genç ya da yaşlı gibi söylemler ile maruz kaldıkları ayrımcılık türünün adıdır. Türkiye’de bu konuyu konuşmuyoruz ya da görmezden geliyoruz. İçselleştirdiğimiz bu ayrımcılık türü konusunda farkındalık kazanmaya ihtiyacımız var. Bu konuda yaşanan bazı örnekleri sizler için derleyerek, yaşçılık konusuna dikkatinizi çekmek istedik.
NOT: Toplum olarak farkındalığımızın artması için maruz kaldığınız durumları yorumlarda bizlerle paylaşabilirsiniz.
1. “Bu gençler mi yapacaklar”
Toplumsal olarak bilgi sahibi olmayı ilerleyen yaş ile paralel olarak görüyoruz. 18 yaşına gelen bir bireyin, 50 yaşındaki birey kadar bilgi sahibi olmasına şaşırıyoruz. Bu konuda pek çok haber gözünüze çarpmıştır. Bilgi sahibi olmanın bu kadar kolaylaştığı bir dönemde hala takıldığımız konu birey değil yaşı. Bir firmanın yönetim kadrosunu gençleştiği zaman, çalışanların çoğu “Bu gençler mi yapacaklar?” sorusunu sesli ya da içlerinden söylüyor. Nadiren kişinin yaşına bakmadan bilgisine saygı duyabiliyoruz. Örneğin eğitim sektöründe, bir eğitmenin en az 35-40 yaşlarında olması bekleniyor. 25-30 yaşında iki kişi olarak eğitime gittiğimizde bizler ile yaşıt kişilerden dahi “Eğitimi bu gençler mi yapacaklar?” söylemi duyuluyor ve bu davranışlara da yansıyor. Eğitmenlerin konuya hakimiyetini gördükleri zaman bu tutum hızla değişse de ayrımcılık olarak sürüp gidiyor bu konu. Bir işi yaştan bağımsız olarak o alanda bilgi birikimi olan herkesin yapabileceğini hatırlamak/hatırlatmak gerekiyor bazen.
2. “30 yaşını aşmamış, deneyimli çalışan alınacaktır.”
İş aramak hele ki istediğiniz özellikleri kapsayan bir kurumda işe girmeyi istemek gittikçe zorlaşıyor. İşsizlik sayısı arttıkça iş bulmak da zorlaşıyor. Bir işte yeterince çalışırken gelecek planlarınızı değiştirmek ve farklı bir kuruma geçmek istediğiniz zaman aradığınız ilanlarda şunu görmeniz mümkün: “30 yaşını aşmamış, deneyimli çalışan alınacaktır”. Mezun olurken deneyim isteniyor, bir işe girip deneyim kazanıyorsunuz bu sefer yaşınız 30’u geçtiyse giremiyorsunuz. Deneyim ve yaşı birlikte düşünen toplumumuz, bazen yaşı deneyimden bağımsız olarak düşünebiliyor görüldüğü gibi. Ancak bu seferde iş arama kriterine yaşı koyarak büyük bir yaş ayrımcılığına imza atılabiliyor. İşler için çocuk işçi olmadığı sürece yaşın bir işi yapıp yapmayacağınızı belirlemesi kabul edilebilir değil. Bu konuda farkındalık yaratarak yaşı, bilgi birikimine ve işin uygunluğuna dair kriterlerden uzaklaştırmalıyız.
3. “Bu yaşlı kişi mi bize teknolojiyi anlatacak”
Yaşçılığa gençlerin daha fazla maruz bırakıldığını söylemek doğru olmayabilir. Yaşları nedeniyle ayrımcılığa maruz kalan pek çok genç, yaşından dolayı yaşça kendisinden büyüklere de ayrımcılık uygulayabiliyor. Dijital teknoloji çağının içerisine doğmuş bireylerin, hızlı değişimleri yakalama konusunda diğer nesillerden hızlı olduğu belirtiliyor. Bu da dijital bir teknolojilerdeki gelişimleri, yaşça kendilerine yakın kişilerden duymak istediklerini gösterebilir. Ancak bu durum yaşam boyu öğrenen bireylerin bu teknolojik gelişmeleri yakalayamayacağı ya da bu konuda bilgi aktaramayacağı anlamına gelmiyor. Dolayısı ile gençlerin de yaşça kendisinden büyük birilerini gördükleri zaman verdikleri “Bu yaşlı kişi mi bize teknolojiyi anlatacak” söylemi yaş ayrımcılığını gösteriyor. Pek çok içerik üreticisinin “Facebook’u öğrenen ebeveynlerden sonra Instagram’da story atan ebeveynler” gibi yazıları ve bu yazıların paylaşılma oranları yaşçılığı ne kadar içselleştirdiğimizi gösteriyor.
4. “Aradığımız deneyime sahipsiniz ancak çok gençsiniz.”
İş görüşmeleri hepimiz için büyük bir önem ve heyecan teşkil ediyor. İş görüşmelerinde aranan kriterler malumunuz. “Üniversiteden yeni mezun 5 yıllık tecrübe sahibi…” gibi pek çok ilana denk geliyoruz. Bir de sonrasında kendi işini kurarak “freelance” çalışan bir kişi haline geldiğiniz zaman süreç daha da zorlu. Bir iş talebi için kuruma başvurduğunuz zaman, aranan her şeyi sağlamanıza rağmen “Aradığımız deneyime sahipsiniz ancak çok gençsiniz.” denilebiliyor. Eğitim sektöründe bundan sonra gelen cümle “Bizim şirketimizdeki kişiler sizin kadar genç birisinin sözünü dinlemez.” Yaş ayrımcılığının birey tarafından içselleştirilmesi yanında bu konuda bir adım ileri giderek başkaları yerine konuşarak bilginin, tecrübenin değil, yaşın önemli olduğunu aktardıklarına şahit oluyoruz.
5. “Gençler bir şeyler yapıyorlar, bir bakın.”
Girişimciliğin hızla artması ile hayatımızı kolaylaştıracak pek çok mobil uygulamaya ve yeniliklere erişimimiz artmış durumda. Fikri olan kişilerin fikirlerini hayata geçirmesi ve bu sayede kendine bir pazar payı yaratmasına sıklıkla rastlıyoruz. Girişimcilik dünyasına dışarıdan bakıldığı zaman pek çok farklı yaş grubundan kişiyi görmemiz mümkün. Ancak genel algımız “gençlerin” bu işleri yaptığı konusunda. Özellikle de yatırım/müşteri arayan girişimcileri bir yatırımcı/müşteri ile tanıştırmaya çalışan kişilerin sık kullandığı cümle ise şu: “Gençler bir şeyler yapıyorlar, bir bakın.” Bu cümle ne yazık ki girişimcilerin verdiği emeği, üretimlerini ve yarattıkları etkiyi kenara bıraktıran bir ayrımcılık göstergesi. Bunu yapan kişi büyük olasılıkla içselleştirdiği “yaşçılığı”, yaptığının ve uyguladığının farkında değil. Niyeti girişimciye yardım etmek.
Ayrımcılığa maruz kalmanın bu kadar kolay olduğu bir toplumda cümlelerimizi ifade ederken bir adım geri adım atıp düşünmek yararlı olabilir.