Günümüzün en önemli teknolojilerinden biri olan yapay zekâ pek çok uzmana göre henüz emekleme aşamasında. Ancak daha şimdiden bilimden sanata, endüstriden mimariye kadar pek çok alanda kullanılıyor. Yapay zekâ teknolojisi geliştikçe, kullanım alanlarının da genişleyeceği ifade ediliyor. Buna karşın yapay zekâ teknolojisi, her geçen gün yeni bir alanda karşımıza çıkıyor. Yapay zekânın yeni kullanım alanlarından biri ise hayli ilginç. Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Furman Üniversitesinde çalışan felsefe profesörü Darren Hick, bazı öğrencilerin okul ödevlerinin yapay zekâ tarafından hazırlandığını fark etti! Yapay zekânın bu yeni ve sıra dışı kullanım alanı, gelişmekte olan teknoloji hakkında uzun süredir devam eden pek çok tartışmaya, bir yenisini eklemiş oldu. Gelin bu ilginç olayın detaylarına birlikte bakalım…
Yapay zekâ, son dönemin en önemli teknolojileri arasında gösteriliyor
Öyle ki bazı uzmanlar, yapay zekâ sayesinde insan medeniyetinin yeni bir evreye geçebileceğini ifade ediyor. Öte yandan son dönemde yapay zekâ teknolojisinde de gözle görülür bir ilerleme var. Pek çok farklı alanda yeni programlar geliştiriliyor. Farklı programların ve yazılımların ortaya çıkması, hem milyonlarca insanın bu teknolojiye erişim imkânının kolaylaştırıyor hem de yapay zekâ çalışmalarının inanılmaz bir hızla ilerlemesine olanak tanıyor. Buna bağlı olarak yapay zekâ teknolojisi son dönemde pek çok farklı alanda kullanılabilen temel araçlardan biri olma yolunda ilerliyor.
Yapay zekânın en yeni kullanım alanlarından biri ise üniversite öğrencileri için makale yazmak!
Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Furman Üniversitesinde görevli felsefe profesörü Darren Hick, geçtiğimiz günlerde öğrencilerinden “David Hume ve Korku Paradoksu” konulu 500 kelimelik bir makale yazmalarını istedi. Öğrencilerin teslim ettiği makaleler arasında oldukça ilginç olanlar da vardı. Ancak hiçbiri, son dönemin popüler yazılımı “ChatGPT” tarafından yazılan makale kadar ilgi çekici değildi!
Alanında uzman bir isim olan Darren Hick, okuduğu makalenin bir insan tarafından yazılmadığını fark etti!
ChatGPT, OpenAI isimli firma tarafından geliştirilen ve derin öğrenme prensibine göre çalışan bir sohbet robotu. Robot, kısa süre önce piyasaya sürülse de “bir insan gibi metinler yazmak” konusunda oldukça başarılı. Bu nedenle programın kısa sürede milyonlarca kişi tarafından kullanıldığı biliniyor. Ancak Darren Hick, felsefe alanındaki bir metnin, bir insan tarafından yazılmadığını anlayabilecek kadar tecrübeli bir isim!
ChatGPT, David Hume ve Korku Paradoksu üzerine teknik açıdan oldukça başarılı bir makale kaleme almıştı!
Gramer açısından kusursuzdu. Ayrıca kendinden emin ve hatta ikna edici bir üslupla yazılmıştı, konunun uzmanı olmayanlar için! Makale, teknik olarak son derece başarılı olsa da, içerik olarak tamamen anlamsızdı! Darren Hick makale hakkında, “Temiz bir tarz. Ama tanınabilir. Çok akıllı bir 12. sınıf öğrencisi gibi yazdığını söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı. Hick, makaleyi “Konuyu tamamen yanlış bir şekilde ancak kendinden emin ve ayrıntılı bir biçimde ele almıştı. Ayrıca konuyu bilmeyen biri için mükemmel bir şekilde okunabilirdi. Hatta ikna ediciydi!” şeklinde değerlendirdi.
Darren Hick, makalenin bir “sohbet robotu” tarafından yazıldığını anlamıştı ancak bundan emin olması gerekiyordu
Bu nedenle Hick, ChatGPT programını kullanarak aynı makaleyi elde edip edemeyeceğini görmeye karar verdi. Programa öğrencisinin sormuş olabileceği soruları sorarak, yeni bir makale elde etti. İki makale arasında büyük benzerlikler olsa da, profesör amacına ulaşmadı. Darren Hick, sonunda ödevini yapay zekâya hazırlatan öğrencisi ile görüştü ve öğrencisi ödevini yapay zekâya yazdırdığını itiraf etti! Ancak tahmin edebileceğiniz gibi öğrenci dersten kaldı.
Yapay zekânın kopya için kullanılması, akademi dünyasında yeni tartışmaların başlamasına neden oldu
Yapay zekâ teknolojisinin gelişmesiyle, metinlerin veya herhangi bir üniversite ödevinin yapay zekâ tarafından hazırlandığını tespit etmek imkânsız hale gelebilir. Çünkü pek çok yapay zekâ programı, temelde sınırsız bir “öğrenme yetisine” sahip. Bu nedenle yapay zekâ ne kadar çok eğitilirse o kadar kusursuz hale geliyor. İşte bu durum, ilerleyen dönemde akademiye büyük fayda sağlayabilir. Ancak önemli sorunların ortaya çıkmasına da neden olabilir.
Yapay zekânın gelişiminin ilerleyen dönemde akademide pek çok yeni “sahtekârlık veya kopya” olayına ve pek çok etik tartışmaya sebep olabileceği ifade ediliyor. Darren Hick ise yeni sahtekârlık ve kopya vakalarına engel olabilmek için şimdilik öğrencilerini “sözlüye kaldırmayı” planlıyor.