Birlikte çok uzun bir zaman yaşamışsanız acı ve tatlı günleriniz birlikte geçtiyse, onun ailesi ve sizin aileniz birlikte koca bir aile olursunuz. İrma ile birlikte 9. yılımıza girdik. Kendisi Gürcistanlı. % 96 engelli birey olduğum için, benim elim ayağım oldu. Beni sokağa bile tek başıma göndermek istemez. “Seni kimseye emanet edemem” sizi öyle çok sahiplenir ki, kendisinden başka kimsenin daha iyi bakacağına inanmaz.
1. Çok uzun yıllar Türkiye’de yaşamış bile olsa tam Türkçesi düzgün olmadığından, arada kendi şivesi ile karışık olarak konuştuğu için, kelime ve cümleler sevimli, şirin ve farklı olarak çıkabilir
2. Pazara alışverişe gönderdiğinizde, sebze ve meyveleri internetten gösterip, neler alması gerektiğini söylersiniz. O da kendi dilince bir kâğıda not alır
Pazarda satıcılardan ürünleri isterken, ‘marul’ ‘moruk’, ‘Üzüm’ ‘uzun’ olmuş olarak geri döner ve “Pazarda bana çok güldüler, neden?” sorusu ile karşılaşabilirsiniz.
3. Evde yemek yapmasını istersiniz. Şansınız varsa yemek yapmasını biliyordur. Yoksa her gün makarnanın farklı farklı çeşitlerini yiyebilirsiniz
‘Biraz değişik yemek yapabilir misin?’ dediğinizde, “Tabii yaparım, ben biliyorum.” der, çok sevinirsiniz. Sonra size her gün, bir gün burgu, bir gün boncuk, bir gün fiyonk, bir gün spagetti pişirerek değişik makarna çeşitlerini menü yaparak karşınıza çıkabilir.
Sonundasizden görüp yemek yapmasını beklersiniz. İşkembe çorbası yaparsınız, kendisi de çok beğenir ve “İşkence çorbası çok güzel oluyor. İşkence çorbası yapalım mı?” diye sorar.
4. Hasta olduğunuzda, saçlarınızı taranırken “Senin kafan çok kalın.” sözüyle karşılaşabilirsiniz
O anda sizi bir gülme tutar. Aslında demek istediği o değildir, ‘saç tellerinin kalın’ demek istemiştir. Sizin kahkahalarla gülmenize çok şaşırır. Siz ona bu cümleyi açıkladığınızda utanır, öyle demek istemediğini söyler, sonra beraber evde uzun süren bir kahkaha şenliği başlar.
5. Ve doğum günü sürprizi!
Sabah sekizde neşeli bir uyandırma ve sonrasında “şimdi hemen dışarı çıkıyoruz, bugün benimlesin. Ben ne dersem o olacak!” önce deniz kenarında çay ve tost yedikten sonra, bana bir armağan daha, bu kez gökyüzünden çiseleyen yağmur… Uzun süren yağmur altında yürüyüş… Bunun için de çok şükür Rabb’ime..
Ne güzel doğum günümde istediğim şeyler oluyor. Sokakta çalan müzik eğlence, sonrasında açık alan da olan bir alışveriş merkezinde kahvelerimiz… Yağmur Sonrası bir gökkuşağı…
Tekrar çiseleyen yağmur altında ıslanarak yürüme. Akşama doğru artık anne babayı evde yalnız bırakmamak gerek. İrma’nın istediği her şey olacağı için, tabii ki kendisinin çok sevdiği pide ve pasta alıp eve gitmek, annem babam ile birlikte doğum günü kutlamak, o gün birlikte çok eğlenceli bir gün, her şey bir İrma’dan..
Küçük bir kapanış…
Zorunlu olarak memleketine gitmek durumunda kaldığında, kendisinin de güvendiği, tanıdığı birine bırakmak ister.
Kendisinin çok şanslı olduğunu söyler, Benim için de aynı şey geçerlidir. Aradaki saygı ve sevgi olduğu süre içerisinde, problemleri kendi aramızda çözmeye çalışırız. O ailesinden kilometrelerce uzakta, güvendiği bir yerde çalışmak ister. Aynı şey benim için de geçerli, güvendiğim ve dürüst olduğuna inandığım biriyle olmak isterim.
Siz okuyucularımıza arada yaşamıs olduğum anıları, yaşadıklarımı, güçlükleri zorlukları, güzellikleri, paylaşmak isterim. Ben sizlerle mutlu oluyorum. Bana sormak istediklerinizi yada yazmamı istediğiniz konular hakkında yorum yapabilirsiniz, sevinirim. Sağlıkla, mutlulukla, sevgi, saygı, hoşgörü, birlik ve beraberlik içinde olmak dileğiyle..