19. yüzyıl İskoçya’sında “mezar soygunculuğu” oldukça kazançlı bir işti. Ancak her ikisi de İrlanda doğumlu olan William Burke Ve William Hare isimli iki arkadaş, işleri daha ileri bir boyuta taşımaya karar vermişti. İkili, sürekli bir gelir kaynağı yaratmak için cinayet işlemeye ve kurbanlarının cesetlerini satmaya başladı! 1827-1828 yılları arasında en az 16 kişiyi öldüren ve geçimlerini bu şekilde sağlayan seri katiller, İskoçya başkentinin en korkulan simaları haline gelecekti! İşte 19. yüzyıl İskoçya’sının ceset tüccarları olan William Burke Ve William Hare cinayetleri hakkında bilmeniz gerekenler.
William Burke, 1792 yılında İrlanda’nın Urney isimli bölgesinde dünyaya geldi
Gençlik yıllarında kraliyet ordusuna katıldı, takip eden süreçte oldukça kısa sürecek bir evlilik yaptı. 1818 yılında eşinin babasıyla yaşadığı bir tartışma sebebiyle ailesini terk ederek İskoçya’ya yerleşti. Doğum yeri ve tarihi kesin olarak bilinmeyen William Hare yaşama gözlerini İrlanda’da açtı. Uzmanlar, 1792-1804 yılları arasında İrlanda’nın County Londonderry veya Newry isimli bölgelerinden birinde doğduğunu düşünüyor. Gençlik yıllarında tarım işçisi olarak çalıştığı ve 1820’lerin ortalarında İskoçya’nın başkenti Edinburgh’a yerleştiği biliniyor.
İskoçya tarihinin en kötü şöhretli simaları arasında gösterilen ikilinin arkadaşlıkları 1827 yılında başladı
Tarihte William Burke ve William Hare cinayetleri olarak anılan korkunç eylemleri de aynı yıl başladı. William Burke 1820’lerin sonunda, başkent Edinburgh’da partneri Margaret Laird ile birlikte bir pansiyon işletiyordu. William Hare ise 1827 yılında Helen McDougal adlı bir kadınla bu pansiyonun bulunduğu sokağa taşındı. Hare ve Burke kısa süre sonra iki iyi arkadaş haline geldi.
29 Kasım 1827’de, Hare’in pansiyonunda yaşayan Old Donald isimli bir adamın ölümü Hare ve Burke için önemli bir dönüm noktası oldu
Eceliyle hayatını kaybeden adam pansiyon parasını ödememişti, ödeyemezdi de! İşte artık hayatta olmayan borçlusuna bir hayli öfkelenen William Hare, talihsiz adamın cesedini gömmek yerine satmaya ve alacağını karşılamaya karar verdi. Planını yakın arkadaşına anlattı ve “ceset tüccarlarının” ortaklığı bu şekilde başladı.
Bu noktada ölü bir bedenin ne için, nereye ve nasıl satıldığı sorusu aklınıza gelebilir
Hemen yanıtlayalım. İskoçya 1820’li yıllarda Avrupa’daki en önemli tıp merkezlerinden biriydi. Özellikle anatomi alanında faaliyet gösteren bilim insanlarına ve kıymetli araştırmalara ev sahipliği yapıyordu. Ne var ki tıp dünyası anatomi araştırmaları için hayati önem taşıyan kadavralara erişim sıkıntısı çekiyordu. Bu sebeple 19. yüzyıl İskoçya’sında ölü bedenler son derece değerliydi. Öyle ki Hare ve Burke ellerindeki cesedi Robert Knox isimli bir doktora 7 pound ve 10 şilin karşılığında satarak önemli bir kazanç elde etmişlerdi. Bu sıra dışı ve korkutucu gelir kaynağını sürekli hale getirmek için harekete geçtiler…
Korkunç seri katillerin ikinci kurbanı yine pansiyonda kalan Joseph isimli adam oldu
Takvimler 1828 yılının ilk aylarını gösteriyordu. Joseph adlı adamın konaklamak için iki seri katilin pansiyonunu tercih etmekten başka bir kabahati yoktu. William Burke ve William Hare pansiyonda kaldığı sırada hastalanan adama yardımcı olmak şöyle dursun onu öldürmeye karar verdiler, öldürdüler de. Üstelik bu, geçimlerini kurbanlarının cesetlerini satarak sağlayan ikilinin son cinayeti olmayacaktı.
William Burke ve William Hare bir cinayet evine dönüştürdükleri pansiyonda en az 16 kişiyi acımasızca öldürdü
Kurbanlarını, şehrin yoksulları ve kimsesizleri arasından seçmeye özen gösteriyorlardı. Bir şekilde kandırdıkları insanları bir odaya yerleştiriyorlardı. En savunmasız oldukları anda ise saldırıyor, öldürüyor ve cesetleri 7 ila 10 pound arasında bir fiyata Knox adındaki doktora satıyorlardı. Bu yöntemle günümüz parasıyla 24.000 dolar kazanmayı başardılar. Ancak son “ticaretleri” ikiliye pahalıya patlayacaktı.
Pansiyonda kalan James ve Ann Gray, tesadüf eseri seri katillerin son kurbanı olan Marjory Campbell Docherty isimli kadının cesediyle karşılaştı
Hemen polise haber verdiler. Ancak yetkililer olay yerine geldiklerinde ceset ortada yoktu. Buna rağmen William Burke ve William Hare, kız arkadaşlarıyla birlikte tutuklandı. Ancak suçlanmalarına sebep olabilecek bir delil yoktu. Bu sebeple savcılar, oldukça akıllıca bir yönteme başvurmaya karar verdi.
Dönemin İskoçya Başsavcısı Sir William Rae, Hare’e bir anlaşma teklif etti
Burke ve McDougal’a karşı tanıklık etmeyi kabul ederse kendisine ve Laird’e dokunulmazlık verilecekti. Elbette William Hare teklifi hemen kabul etti ve işledikleri cinayetleri detaylı şekilde anlattı!
William Burke ve Helen McDougal’ın yargılanması 1829 yılının Noel arifesinde başladı
Margaret Laird ve William Hare ise serbest bırakıldı. Yargılama sonunda Helen McDougal da beraat etti. Edinburgh halkının büyük öfkesiyle karşı karşıya kalan üç isim, şehri terk ederek kayıplara karşıtı. Ceset tüccarlarının en sadık müşterisi Doktor Robert Knox ise satın aldığı cesetlerin cinayet kurbanlarına ait olduğunu bilmediğini söyleyerek yakayı sıyırmayı başardı. Ancak William Burke idam cezasına çarptırıldı. William Burke ve William Hare cinayetleri işte bu şekilde sonlandı.
William Burke, 5 Ocak 1829’da 25.000 kişilik bir kalabalığın önünde idam edildi
Cesedi, başkentteki bir tıp merkezine bağışlandı! İzini kaybettiren suç ortağından ise bir daha haber alınamadı.
Kaynak: 1