Wall Street, New York‘un Lower Manhattan tarafında bulunan bir sokağın adı. Bu sokak New York’un, hatta tüm dünyanın ticaret ve finans merkezi konumunda. Ayrıca Wall Street’te dünyanın en büyük iki borsası olan New York Menkul Kıymetler Borsası (NYSE) ve NASDAQ yer alıyor. Tabii verdiğimiz bu bilgiler sadece Wall Street’in günümüzdeki halini tanımlıyor. Biraz geçmişe gidip Wall Street’in bilinmeyen hikayesi hakkında bilgi sahibi olmaya ne dersiniz? İşte Wall Street ve ardındaki son derece korkutucu hikaye…
Pek bilinmeyen Wall Street hikayesi 17. yüzyılda başladı
Paranın asla uyumadığı yer olarak bilinen Wall Street hikayesi ile herkesi şaşırtmayı başarıyor. Günümüzde finans merkezi olan bu sokak, geçmişte çok daha farklıydı. Manhattan 17. yüzyılda Avrupa’dan gelen Hollandalı göçmenlerin sahip olduğu ve yaşadığı bir yerdi. Ancak bir süre sonra Kızılderililer, Hollandalıların olan Manhattan’a geldiler ve burada yaşamaya başladılar. Hollandalı vali Kieft bir gece adamlarını Kızılderilileri öldürmesi için gönderdi ve nüfusun çoğu katledildi. Kurtulan kişiler ise hikayeyi yaydı. Bu olay geride kalan tüm Kızılderili kabilelerini kışkırttı. Kısa bir süre sonra ise öfkeli Kızılderililerden korunmak için tahta parmaklıklardan oluşan bir çit dikildi.
1640’larda tahta çitler, kolonideki arazileri ve konutları gösteriyordu. Daha sonra Hollanda Batı Hindistan Kumpanyası adına çalışan Peter Stuyvesant, 1652’de esir olan Afrikalıları kullanarak bir duvar inşa etti. Bu duvar 710 metre uzunluğundaydı ve 4.6 metrelik kalaslardan oluşuyordu. Duvar, o zamanlar kıyı şeridi olan Pearl Street’te başladı ve Hint yolu Broadway’i geçip diğer kıyı şeridinde (bugünkü Trinity Place) sona erdi. Wall Street adı ise bu duvardan geliyor. Wall İngilizcede ‘duvar’, street ise ‘sokak’ anlamını taşıyor.
Duvar 1699 yılında kaldırıldı
Bu dönemde tüccarlar hisse ve bono alıp satmak için farklı noktalarda toplanırdı. Wall Street aynı zamanda mal sahiplerinin, kölelerini günlük veya haftalık olarak kiralayabilecekleri bir pazar yeriydi. Duvar 1699’da kaldırıldı ve 1700’de yeni bir Belediye Binası inşa edildi.
Kölelik, 1626 yılında Manhattan’a getirildi fakat burası 1711’de şehrin ilk resmi köle pazarı oldu. Köle pazarı, Wall ve Pearl Streets’in köşesinde 1711’den 1762’ye kadar faaliyet gösterdi. Şehir, orada alınıp satılan her kişiye vergi uygulayarak köle satışından doğrudan yararlandı.
18. yüzyılın sonlarında bir çınar ağacının altında yapılan anlaşma ile Wall Street şekillenmeye başladı
18. yüzyılın sonunda tüccarlar ve spekülatörler menkul kıymet ticareti yapmak için bir çınar ağacının altında toplanıyorlardı. Tüccarlar, 1792 yılında New York Borsası’nın kökeni olan Buttonwood Anlaşması’nı (Çınar Ağacı Anlaşması) yaptılar. İşte o gün Wall Street oluşmaya başladı. Anlaşmanın amacı, piyasayı bir komisyon yapısıyla daha “yapılandırılmış” ve “manipülatif açık artırmalar olmadan” yapmaktı. Anlaşmayı imzalayan kişiler, birbirlerinden standart bir komisyon oranı tahsil etmeyi kabul etti. İmzalamayan kişiler de katılabiliyordu, ancak bu durumda işlem için daha yüksek bir komisyon vermeleri gerekiyordu.
19. yüzyılda konut ve işletmelerin sayısı arttı
Wall Street, 19. yüzyılda çok farklı bir bölgeye dönüştü. Yıldan yıla konut ve işletmelerin sayısı arttı. Hal böyle olunca iş dünyası ağırlık kazanmaya başladı. 19. yüzyılın başlarında Erie Kanalı’nın açılması, New York için iş dünyasında yükselmek anlamına geliyordu. Çünkü bu, Great Lakes’teki (Büyük Göller) limanlara iç su yollarından doğrudan erişimi olan tek büyük doğu limanıydı. Böylece Wall Street, “Amerika’nın para başkenti” oldu.
Tarihçi Thomas Kessner’e göre, 1860 ile 1920 arasında ekonomi “tarımdan sanayiye, sanayiden finansa” değişti ve New York bu değişikliklere rağmen yükselişini sürdürdü. New York, Londra’dan sonra dünyanın en büyük ikinci finans başkentiydi.
20. yüzyıl Wall Street’te inişli çıkışlı geçti
İş yazarı John Brooks, Once in Golconda adlı kitabında 20. yüzyılın başlangıcının Wall Street’in en parlak dönemi olduğunu yazdı. Fakat çok inişli çıkışlı geçen bir asırdı. Wall Street, hükümet yetkilileriyle değişken ilişkiler yaşadı. Örneğin 1913’te yetkililer, 4 dolarlık bir hisse devir vergisi önerdiğinde hisse senedi memurları protesto etti. Bunun gibi pek çok olay ve protesto yaşandı. Eylül 1929 borsanın zirvesiydi ama ilerleyen aylarda düşüş yaşandı. Büyük Buhran her yeri ve herkesi çok kötü etkiledi.
Wall Street, 1940’larda durgundu. Büyüyen ulusal ekonomi ve refah, 1960’larda borsanın toparlanmasını sağladı. Vietnam Savaşı’nın ardından 1970’lerin başlarında bazı düşüşler yaşandı. 1973’te finans topluluğu, hükümetin geçici yardımını teşvik eden 245 milyon dolarlık toplu zarar bildirdi. 1987’de borsa düştükten sonra gelen kısa süreli durgunlukta 100.000 kişi işini kaybetti. 1990-91 ekonomik durgunluğuna şehir merkezindeki ofislerin boş olması damga vurdu.
2000 sonrası finans merkezi için çok parlaktı
2001 yılında NYSE olarak adlandırılan Big Board, dünyanın “en büyük ve en prestijli borsası” olarak tanımlandı. Ancak 11 Eylül 2001’deki saldırı ile Dünya Ticaret Merkezi yıkıldığında, Wall Street bundan olumsuz yönde etkilendi. Bu durum, Wall Street’in en iyi ofis alanının yüzde 45’inin yok olmasına neden oldu.
Wall Street, yaşanan tüm olumsuzlukları bir şekilde atlattı ve varlığını güçlendirdi. New York’un finans merkezi şu anda toplam piyasa değeri açısından dünyanın en büyük iki borsası olan New York Menkul Kıymetler Borsası ve NASDAQ’a ev sahipliği yapıyor.
Kaynak: 1