Hepimizin başına gelmiştir: Gün boyunca kendinizi gayet iyi hissedersiniz, sonra bir anda… bir koku! Hani şu sinsice yaklaşan, “Ben mi böyle kokuyorum yoksa çevrem mi?” diye insanı paranoyak eden türden. Parfüm sıktınız, duşunuzu aldınız, tertemiz kıyafetlerinizi giydiniz ama yine de o hafif ama inatçı koku sizi takip ediyor gibi. İşte tam da bu noktada bir suçluyu gözden kaçırıyor olabilirsiniz: Tabağınızdaki masum görünen yiyecekler! Yemeklerin tadı damakta şölen olabilir ama bazen vücutta… pek de öyle çalışmıyor. Özellikle bazı besinler, vücudunuzda adeta “görünmeyen ama kokusu hissedilen” izler bırakabiliyor. Vücut kokusunu değiştiren besinler üstelik sadece nefesinizi değil, terinizi, hatta idrarınızı bile etkileyebiliyor. İşte yedikten sonra vücut kokusunu değiştiren besinler…
1. Turpgiller
Vücut kokusunu değiştiren besinler listemize başlıyoruz. Turpgiller ailesi: Brokoli, karnabahar, lahana ve minnoş Brüksel lahanası. Hepsi sağlıklı mı sağlıklı, bağırsaklarınızı mutlu eden süper kahramanlar gibi. Ama küçük bir sorun var: kokuları!
Bu sebzeler lif yönünden oldukça zengin, bu da demek oluyor ki sindirim sisteminizde mini bir gaz festivali başlatabilirler. Üstelik içerdikleri sülfür, terinizden ya da nefesinizden çıkan “yumurtamsı” bir kokuyla kendini gösterebilir.
2. Kırmızı et
Bir akşam yemeğinde bifteği afiyetle yediniz, kendinizi harika hissediyorsunuz. Ama sonra… vücut kokunuz değişti gibi mi geldi? Evet, bu gayet mümkün!
Kırmızı et, sindirildiğinde kokusuz proteinler salgılıyor. Ancak işin ilginci şu: bu proteinler ciltteki bakterilerle buluşunca ortaya keskin bir koku çıkabiliyor. Bir araştırmaya göre, et yiyen erkeklerin vücut kokusu, kadınlar tarafından “daha çekici” bulunmuş. Evet yanlış duymadınız! Ama yine de, çekici olacağım derken abartmamak gerek. Dengeyi korumakta fayda var.
Sarımsak ve soğan mutfakta harikalar yaratır, ama vücutta işler biraz değişiyor. Yediniz, sevdiniz, keyfiniz yerinde. Ama birkaç saat sonra… bir garip koku burnunuza çarpabilir. Sebep mi? İçerdikleri kükürt bileşikleri! Mideniz bu güzelim aromaları sindirdikçe, cildiniz yoluyla dışarı çıkan bileşikler kokusal anlamda pek arkadaş canlısı olmayabiliyor.
4. Kahve
Kahve, sabah mahmurluğunun en büyük ilacı olabilir ama aynı zamanda vücut kokularının gizli suç ortaklarından biri olabilir. Kahve doğrudan kötü kokmaz, ama dolaylı olarak işin içinde parmağı vardır.
Nasıl mı? İçindeki kafein, ter bezlerini harekete geçirir. Sonuç: daha çok terleme, daha çok koku. Eğer kahve sonrası “ben mi öyle kokuyorum?” diyorsanız, yalnız değilsiniz. Alternatif olarak, polifenol zengini şekersiz yeşil ya da siyah çay ile ferah bir geçiş yapabilirsiniz. En azından hem uyanırsınız hem de kokusuz kalırsınız.
5. Köri ve kimyon
Şimdi dürüst olalım. Kimyon ve köri inanılmaz lezzetli baharatlar, değil mi? Ama maalesef cildimiz bu konuda aynı fikirde olmayabilir. Bu baharatlar, tıpkı sarımsak ve soğan gibi, vücutta kükürt benzeri bileşiklerin salınmasına yol açıyor. Bu da demek oluyor ki; terlediğinizde bu kokular dışarı çıkıyor ve pek de hoş bir iz bırakmıyor. Üstelik köri ve kimyon genellikle acılı tariflerde kullanıldığından, yedikten sonra vücut ısınız artıyor, daha çok terliyorsunuz.
Her balık seven bunu yaşamıyor ama bazı kişiler deniz ürünü yedikten sonra tuhaf bir vücut kokusu fark edebilir. Bunun sebebi oldukça ilginç: “trimetilaminüri” adında nadir bir metabolik durum. Kulağa karmaşık gelse de basitçe açıklayalım…
Bu durumu yaşayan kişiler, trimetilamin adlı bileşiği parçalayamıyorlar. Trimetilamin de çoğunlukla balıkta, yumurtada, süt ürünlerinde ve kuruyemişte bulunuyor. Parçalanmayan bu bileşik, vücutta balıksı bir koku şeklinde ortaya çıkabiliyor. Hem nefeste, hem terde, hatta idrarda bile.
7. Kuşkonmaz
Vücut kokusunu değiştiren besinler listemizin sonuna geldik. Kuşkonmaz sağlıklı mı? Kesinlikle! Peki kokusuz mu? Pek sayılmaz…
Kuşkonmazın içindeki “asparagusik asit” adındaki özel bir bileşik, vücutta parçalandığında kükürt bazlı kimyasallara dönüşüyor. Bu kimyasallar özellikle idrarda kendini gösteriyor ve hızlıca buharlaşıyor. Yani, tuvalete gittikten kısa süre sonra kendinizi “Hmm… bu koku da neyin nesi?” diye sorgularken bulabilirsiniz.
Ama işin en ilginç kısmı şu: Herkes bu kokuyu alamıyor! Evet, yanlış duymadınız. Genetik olarak bazı kişiler kuşkonmazın bu kokusuna tamamen “burun körü” olabiliyor. Bilim buna kuşkonmaz anosmisi diyor. Kimi farkında bile olmazken, kimi için tuvalet adeta bir kokteyl laboratuvarına dönüşebilir!