Vücudun çeşitli yerlerinde ara sıra meydana gelen şişlikler, hepimizin yaşadığı bir durumdur ve çoğunlukla geçici sıvı tutulması veya küçük yaralanmalar gibi faktörlerden kaynaklanır. Ancak sık sık vücudunuzun belli bölgeleri şişiyorsa, bu durumun altında dikkat edilmesi gereken bazı, önemli sorunlar yatıyor olabilir. Vücudun farklı bölgelerindeki şişkinlik hormonal dalgalanmalar, kalp veya böbrek sorunları gibi kronik durumlar, hatta vücut sistemlerinde bir dengesizliğin işareti olabilir. İşte vücudun farklı bölgelerindeki şişkinliğin nedenleri.
Vücudunuzdaki şişkinliği azaltmak için:
Vücudun Farklı Bölgelerindeki Şişkinliği Azaltmak İçin Ne Yapabilirsiniz?
1. Göz altı
Gözlerinizin yakınındaki deri ince ve hassastır. Bu bölge ara sıra şişebilir ve genellikle sonradan kendi kendine geçer. Ancak bu sık sık oluyorsa nedeni şunlar olabilir:
Çok fazla tuz tüketmek: Çok fazla tuz tüketmek vücudunuzun suya tutunmasına ve şişkinliğe neden olabilir. Özellikle sabah kahvaltınızda çok fazla tuz tüketiyorsanız, bu durum gözlerinizin etrafındaki derinin şişmesine neden olabilir. Vücudunuz doğal olarak fazla sudan kurtulacak ve genellikle birkaç saat veya daha uzun bir süre içinde şişkinlik azalacaktır.
Yetersiz uyku: Yetersiz uyku göz altı şişmesine, göz kapaklarının düşmesine, gözlerde kırmızılığa ve koyu halkalara neden olabilir.
Alerji: Alerji sinüslerinizde ve gözlerinizin çevresinde sıvı birikmesine neden olabilir. Bu da göz altınızın şişmesine sebebiyet verebilir.
Göz enfeksiyonu: Gözlerden birinde veya her ikisinde veya göz kapaklarında meydana gelen enfeksiyon, göz altı şişmesine neden olabilir. Genellikle bir gözde başlar ancak hızla diğerine yayılır.
Gözyaşı kanalı tıkanıklığı: Gözyaşı kanallarınız tıkalıysa gözlerinizin etrafında sıvı birikerek göz altı şişmesine neden olabilir.
Graves hastalığı: Tiroid göz hastalığı olarak da bilinen bu durum, göz çevresindeki dokuda değişikliklere neden olarak göz altı şişmesine neden olabilir.
Mononükleoz: Göz altı şişmesi, göz ve görme değişiklikleri, mononükleozun göstergesi olabilir.
2. Yüzün alt kısmı
Vücudun farklı bölgelerindeki şişkinliğin nedenleri yazımıza devam ediyoruz. Çeneniz ve yanaklarınız şişiyorsa ve bu durum doğal yüz şekliniz veya kilo alımından kaynaklanmıyorsa bunun nedeni şunlar olabilir:
Hipotiroidizm: Hipotiroidizm, tiroid beziniz vücudunuz için yeterli hormon üretmediğinde meydana gelir.
Cushing sendromu: Adrenal bezleriniz çok fazla kortizol ürettiğinde Cushing sendromu ortaya çıkar. Bu sendroma sahip kişiler kilo alır ve yüzleri şişer. Diğer belirtiler arasında boyun çevresinde yağlanma, omuzlar arasında bir kamburluk, mor çatlaklar ve zayıf kaslar veya kemikler yer alır.
Sjogren sendromu: Bu, bağışıklık sisteminizin tükürük ve gözyaşı bezlerinize saldırdığı uzun süreli bir durumdur. Tükürük bezlerinin şişmesi nedeniyle yanaklarınız şişmiş gibi görünebilir.
Lenfadenit: Lenfadenit, yakındaki bir enfeksiyon nedeniyle bir veya daha fazla lenf düğümünün şişmesi durumudur. Enfeksiyon başınızda veya boynunuzdaysa yanaklarınızdan birinin veya her ikisinin şişmesine neden olabilir.
Tükürük bezi taşı: Bunlar tükürük bezlerinizde oluşan sert kalsiyum birikintileridir. Çoğunlukla 30 ile 60 yaş arasındaki insanları etkiler ve erkeklerde daha sık görülür.
İlginizi çekebilir:
DSÖ Verilerine Göre Erkeklerde Ve Kadınlarda En Çok Görülen Kanser Türleri Hangileri?
3. El ve parmaklar
Bazen dokularda çok fazla sıvı olduğunda eller şişebilir. Bu genellikle hamilelik sırasında veya hava değişimi dönemlerinde olur. Eller şiştiğinde normalden daha büyük görünebilir ve cilt kabarık veya parlak olabilir. İşte ellerin şişmesine neden olabilecek bazı nedenler:
Tuzlu yemekler: Çok tuzlu bir yemek yemek ellerin şişmesine neden olabilir çünkü tuz, hücrelerin su tutumasını sağlayarak şişmeye neden olur.
Kanser veya kemoterapi ilaçları: Bazı kanser ve kemoterapi ilaçları ayaklar, ayak bilekleri, bacaklar ve yüzün yanı sıra ellerin de şişmesine neden olabilir.
Böbrek hastalıkları: Böbrekler genellikle vücuttaki fazla sıvıyı filtreler, ancak iyi çalışmıyorlarsa sıvı birikerek şişmeye neden olabilir.
Artrit: Artrit, özellikle ellerde eklemlerin şişmesine ve sertleşmesine neden olabilir.
Damar sorunları: Bazen kan damarlarıyla ilgili sorunlar elin şişmesine neden olabilir.
4. Bacaklar, ayak bilekleri veya ayaklar
Bacakların ve ayak bileklerinin şişmesi genel olarak zararsızdır. Genellikle uzun süre ayakta durunca veya yürüyünce ortaya çıkar. Ancak şişlik aniden veya çok sık oluyorsa bu, sağlığınızda bir sorun olduğu anlamına gelebilir:
Kalp yetmezliği: Kalp yetmezliği bacaklarda ve ayak bileklerinde şişmenin yaygın bir nedenidir. Kalp kanı iyi bir şekilde pompalayamadığında sıvı birikir ve ödem adı verilen şişmeye neden olur. Kalp sorunu olan kişilerde sıklıkla bacaklar, ayak bilekleri ve ayaklar şişer.
Karaciğer hastalıkları: Karaciğer, sıvının kan damarlarından sızmasını önleyen albümin adı verilen bir protein üretir. Ancak karaciğer hastaysa yeterli albümin üretmez, bu nedenle bacaklarda ve ayak bileklerinde sıvı toplanır.
Böbrek hastalıkları: Böbrekler vücuttaki su ve tuz seviyelerini kontrol eder. Hasar görürlerse kanı temizleyemezler veya fazla sıvıdan kurtulamazlar, bu da bacakların ve ayak bileklerinin şişmesine neden olur.
Lenfödem: Lenfödem, sıvının uzaklaştırılmasına yardımcı olan lenf düğümlerinin hasar görmesi nedeniyle dokularda çok fazla sıvı olduğunda meydana gelir. Pelvisteki düğümler zarar görürse bacaklarda sıvı toplanmasına neden olabilir.
Venöz yetmezlik: Bu durum bacak damarlarının düzgün çalışmaması ve dolayısıyla kalbe yeterli kanı geri gönderememesidir.
Kan pıhtıları: Bacaktaki kan pıhtısı da ayak bileğinin ve bacağın şişmesine neden olabilir. Bu genellikle bacağın bir tarafında olur.
Vücudun farklı bölgelerindeki şişkinliğin nedenleri yazımızın sonuna geldik. Listeyi sonlandırmadan burada yazanların sadece bilgilendirmeye amacıyla kaleme alındığını belirtelim. Vücudumuzun bize gönderdiği sinyallere dikkat etmek çok önemlidir çünkü sorunları erkenden ele almak ileride daha büyük hastalıklar önleyebilir. Vücudumuz sıklıkla rahatsızlık, ağrı veya olağandışı semptomlar ileterek bir şeylerin yolunda gitmediği konusunda bizi uyarır. Bu sinyalleri göz ardı etmek gelecekte daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Vücudumuzu dinleyerek ve gerektiğinde tıbbi yardıma başvurarak sağlığımızı koruyabiliriz.
Kaynak: 1