Kendimizi belirli bir nesne ya da durum karşısında tehlikede hissediyorsak duygusal olarak birtakım fizyolojik tepkiler vermemiz oldukça normaldir. Bu sadece insanlar için değil yeryüzündeki bütün canlılar için geçerlidir. Varlığımızı tehdit eden bir durum karşısında içgüdüsel olarak kaçınma davranışı sergileriz. Bu kaçınma davranışını bilincimiz korku olarak algılar. Fakat korkularımız makul olmayan seviyelere ulaşarak günlük hayatımızı olumsuz etkilemeye başladıysa kaçındığımız durum ya da nesneye karşı fobi geliştirmiş olabiliriz. Korkunun fobiye dönüşmesi anksiyete bozukluğuyla kendini gösterir. Bugüne kadar 400’ün üzerinde fobi tanımlanmıştır. Bunlar arasında kapalı mekân korkusu olarak bilinen klostrofobi ve sosyal fobi en yaygın görülenleridir. Peki giyinme korkusunu tanımlayan vestifobi (vestiphobia) kelimesini daha önce duymuş muydunuz? Kulağa biraz tuhaf gelen bu fobiyi daha yakından inceleyelim.
Vestifobi, en basit tanımıyla giyinme korkusudur. Bu fobiye sahip bir kişi giyinmek bir yana kıyafetleri düşündüğünde dahi anksiyete nöbetleri geçirebilir
Bilim insanları bu fobinin, belirli kumaşlara alerjisi olan ya da kıyafet konusunda travmatik bir deneyim yaşamış olan kişilerde bulunduğunu düşünüyor.
Vestifobiden muzdarip olan kişileri çıplak gezmekten hoşlanan bireyler olarak düşünmek yanlıştır
Bu kişiler bol giysiler giymekte ısrar edebilir veya giyinmekten kaçınmak için toplumdan tamamen uzaklaşabilirler. Giyinme korkusu günlük hayatta o kadar yıkıcı bir etkiye sahiptir ki vestifobiye sahip olan kişiler çoğunlukla hastalığın teşhisini kendisi koyar. Birey, giyim korkusunun mantıksız olduğunun farkındadır. Ancak giyinme düşüncesine dahi tahammül edemez.
Vestifobi ilk olarak askerlik hizmeti yapan kişiler arasında gelişiyor
Uzmanlar, askerlerin giydiği kurşun geçirmez yelekler, ağır botlar ve diğer giyim eşyalarının vestifobiyi tetiklediğini iddia ediyor. Sadece askeriyede değil kısıtlayıcı kıyafet giymenin zorunlu olduğu bütün ortamlarda vestifobi gelişebiliyor. Aynı zamanda dar kıyafetler içinde kalmak klostrofobi hissine yol açarak vestifobiyi tetikleyebiliyor.
Bazı bilim insanları vestifobinin genetik olabileceğini iddia ediyor
Ebeveynlerden herhangi biri giyim korkusu yaşıyorsa çocuklarda vestifobi görülme ihtimali yükseliyor. Fakat vestifobinin kalıtsal olduğunu doğrulayacak çok az kanıt bulunuyor. Çocuklar anne ya da babalarının davranışlarını uzaktan izleyerek veya taklit ederek bu fobiye sahip olabiliyor.
Vestifobiye sahip kişiler çoğunlukla panik atak gibi ciddi belirtiler gösteriyor
Panik atağın dışında; soğuk terleme, mide bulantısı, titreme, yüz kızarması, tansiyonda ani dalgalanmalar, sinir krizi ya da bilinç kaybı gibi belirtiler görülebiliyor.
Fobiler toplumda psikolojik bir hastalık olarak değil kötü bir kişilik özelliği olarak algılanıyor
Bu nedenle günlük hayatı olumsuz yönde etkileyen fobilerin tedavisi için sağlık kuruluşlarına başvuran kişi sayısı oldukça az. Fobiler asla hafife alınmamalıdır. Çünkü tüm fobiler, kişilerin günlük faaliyetlerini sınırladığı gibi depresyon gibi ruh sağlığı hastalıklarına sebep olabiliyor.
Vestifobi çoğunlukla hem ilaç hem de psikoterapi yöntemiyle tedavi ediliyor
İlaç tedavisi her ne kadar korkuları bastırsa da psikoterapinin daha etkili olduğu düşünülüyor. Terapi sırasında hastanın korkuları ile yüzleşmesi sağlanıyor. 6 aylık düzenli bir terapinin ardından bu hastalık tamamen tedavi edilebiliyor.
Kaynak: 1