Adaletsizliğe karşı direnmenin sadece şiddetle olmadığını bazen şiddet kullanmadan da adaletsizlikleri yenebilmemizin mümkün olduğunu tarihten örneklerle görebilmemiz mümkün. Adaletsizliği doruk noktalarda hissettiğimiz şu günlerde tarih boyunca hakları çiğnenen Kızılderililerin adaletsizliği ‘yürüyerek’ alt ettiği bir olaya yeniden tanıklık edelim.
Amerika topraklarında yaklaşık 1500 yıllarından beri Kızılderililer katlediliyor. Tarihe geçen son büyük katliam ise 1911 olarak biliniyor.
Beyazların Kızılderilileri asimile etme çabası 500 yıldır sürüyor. Kızılderililer ise buna inat kültürlerinden vazgeçmemek için direniyorlardı. Bu direnişler daha sonra onların katledilmelerine sebep oluyordu.
Katliamlar sona erer ancak Kızılderilileri sömürme, haklarını tanımama gibi birçok olay devam eder. 1969’da bir grup silahsız Kızılderili’ye Amerikan polisi ve FBI ağır silahlarla operasyon düzenler ve haberler bunu servis eder.
Daha sonra Kızılderililere sempati beslense de kısa zaman sonra unutulurlar.
Bu süreçte beyazlar yerlilerin alanlarını parsellemeye devam ederler. Çıkan yasaların ardından yaşayacakları düzgün bir ortam oluşmaz. Ve artık bu sürece bir son vermek isterler.
Tarihler 1978’i gösterdiğinde Muhammed Ali, Bob Dylan, Jane Fonda, Marlon Brando, Robert Redford gibi ünlülerin de destek verdiği bir yürüyüş gerçekleşir.
Bu yürüyüşte Kızılderililer kendilerinin aleyhlerinde çıkan 11 yasayı geri çektirmek adına San Fransisco’dan başkent Washington’a ‘Uzun Yürüyüş’ gerçekleştirirler.
Tarihteki en uzun protesto yürüyüşü olarak adlandırılan bu olayda yaklaşık 2000 Kızılderili 5000 kilometre yol yürümüştü.
Ünlülerin de desteği ile oluşturulan bu büyük kamuoyu tüm dünyada kısa sürede ses getirdi.
Yürüyüşün ardından 5 ay geçtikten sonra zora düşen ABD kongresi 11 yasayı geri çekmek zorunda kalarak Uzun Yürüyüş’e boyun eğdiler.
Kaynak: 1,2