Her gün yediğimiz yiyeceklerin birçoğu aslında buralara çok uzaklardan ve daha yeni geldi. Teknolojiyle birlikte yüzyıllar içinde küreselleşmiş olmasaydık belki de bu yiyeceklerin hiçbirinden haberimiz bile olmayacaktı.
Bizim için artık sıradanlaşmış yiyeceklerin hangi yolları aşarak ve aslında ne kadar yakın bir geçmişte geldiğini okuyunca şaşırabilirsiniz. Baştan uyaralım, bu listeyi açken okumanızı önermiyoruz.
1. Domates / Güney ve Orta Amerika
Osmanlı mutfağının vazgeçilmez meyvesi domatesin (evet doğru domates aslında meyve) 19. yüzyıla kadar padişahların sofralarında esamesi bile okunmuyordu. Artık yaz mevsimini bile beklemeden 12 ay boyunca neredeyse bütün yemeklerde tükettiğimiz domates, Amerika kıtası keşfedilene kadar Avrupa’nın da haberdar olmadığı bir meyveydi.
2. Mısır / Orta Amerika ve Meksika
Mısır, İstanbul’a 17. yüzyılda Mısır’dan geldiği için ismine önce Mısır buğdayı demişler ve zamanla kısaca mısır olarak kalmış. Esas memleketi Meksika ve Orta Amerika olan bu her türlüsü lezzetli bitkiyi tadamadan fani dünyadan göçüp gitmediğimiz için şanslıyız.
3. Patates / Güney Amerika
En çok tükettiğimiz sebzelerden biri olan ve belki 10’dan fazla şekilde yenebilen patates de 16. yüzyıla kadar Anadolu’nun tanışmadığı bitkiler arasında.
4. Kahve / Habeşistan
Sabah kahvesini içmeden afyonu patlamayanlar için bu madde önemli. Kahve, adını 14. yüzyılda keşfedildiği en eski medeniyetlerden Habeşistan’ın Kaffa yöresinden almış, bizim buralara da Arap yarımadasından gelmiş. Avrupalılar da bizim Türk kahvemiz sayesinde ilk kez kahveyle tanışmışlar. Türk kahvesi ile espressonun benzerliğinin bununla ilgisi olmalı.
5. Kakao / Güney Amerika, Batı Afrika, Batı Hint Adaları
Çikolatasız bir hayat düşünülemez. Peki ya 16. yüzyılda İspanyollar Avrupayı istila edip de bu mucize yiyeceği getirmeden önce yaşıyor olsaydık bu topraklarda?
6. Ayçiçeği / Güney Amerika
Bugün özellikle Trakya tarafında yoğun şekilde tarımı yapılan ayçiçeğinin anavatanı da aslında Güney Amerika. Avrupa’ya 17. yüzyılda geldikten ancak üç asır sonra tanıştığımız ve bu kadar geç buluşunca bir daha çekirdeklerini çitlemeyi hiç bırakmadığımız bitkilerden.
7. Patlıcan / Hindistan
Rakıya her türlü meze yapılmaya en müsait biricik yiyeceğimiz patlıcan, bilinen en eski sebzelerden. O da kıta kıta dolaşıp en son İspanyollar sayesinde 16. yüzyılda Akdeniz’e gelenlerden.
8. Limon / Uzak Doğu
Aslında sadece limon değil tüm narenciye çeşitleri için durum aynı. Şu anda Adana’da portakal çiçeği festivali hazırlıkları yapıldığına bakmayın. Ülkemizde narenciye tarımının tahminen yalnızca 100 yıllık bir geçmişi var.
9. Fasulye / Orta Amerika
Bugün kuru fasülyesiz bir Türk mutfağı düşünülemez ama bir zamanlar atalarımız bu topraklarda pilavı tek başına yiyormuş maalesef. Bu kadar yerel bir bakliyat izlenimi vermesine rağmen, aslında fasülyenin sadece 200 yıllık bir geçmişi var Anadolu’da.
10. Kaju / Brezilya
Lüks çerezin kıymetli ve lezzetli kuruyemişi kaju 16. yüzyıldan sonra yine bir istila sayesinde Portekizliler tarafından dünyaya açılmış.
11. Vanilya / Meksika
Günümüzde pasta ve çöreklerin olmazsa olmaz malzemesi vanilya 17. yüzyıla kadar kimsenin haberdar olmadığı bir yiyecekti. Osmanlı tatlılarının neden çoğunun şerbetten ibaret olduğunu şimdi daha iyi anlayabiliriz.