İkinci Dünya Savaşı’ndaki ağır yenilginin Japonya’yı dağıtacağını düşünenler kısa sayılabilecek bir süre içinde yanıldıklarını anladı. Tarihsel birikimleri ve bunun sonucunda kimliklerini en net biçimde ortaya koyan kültürleri gereği teslim olmaktansa yok olmayı benimseyen Japonlar, yok olmadan önce de mücadeleyi hiç bırakmazlar.
İkinci Dünya Savaşı’ndaki unutulmayacak işkence yöntemleri ve başta Amerikalılar olmak üzere düşman askerleri üzerinde bıraktıkları tüm psikolojik etkiler bir yana genellikle gıpta edilen Japonlar, büyük yenilginin ardından yeniden toparlanmak için her alanda topyekün bir mücadele gerektiğinin farkındaydılar.
Bu alanlardan ilk ikisi de şüphesiz ekonomi ve teknolojiydi. Bu kapsamda birçok atılım gerçekleştirilmiş ve yeniden dünyadaki çeşitli uluslararası platformlarda kendini kanıtlamış, günümüzde de ismi geçen devletlerden biri olmayı başarmıştır.
İşte bu süreç içinde ekonomi ve teknoloji başlığı altında yaratılan bir çözüm olarak yüksek hızlı tren projeleri ortaya atılmış ve seçilenler uygulamaya geçmiştir.
Uyuyan Trenler
1960’larda demiryolları da dahil olmak üzere Japonya’nın ekonomisinde büyük bir gelişme meydana geldi. İlk modern yüksek hızlı demiryolu hattı 1964’te açıldı ve çok sayıda sınırlı ekspres tren ve gece treni ülkede faaliyete geçmeye başladı. Japon uyuyan trenlerinin popülaritesi 70’lerde zirveye ulaşırken, ülkenin genişleyen tren ağları, iç hatlar ve daha ucuz gece otobüsleri bu seyahat yönteminin popülaritesini azaltmıştı.
Sunrise Seto ve Sunrise Izumo’nun serüveni
Sunrise Seto ve Sunrise Izumo isimli iki tren bu proje kapsamındaki emektar trenler. Yaklaşık 55 senedir düzenli sefer yapan iki ayrı tek tren. İki ayrı tek tren denilmesinin bir sebebi var.
Tokyo’da yolculuğuna başlayan bu iki tren, toplamda 7 vagona sahiptir.
Her tren kendi kendine yolculuğuna devam eder ve sonunda farklı noktalara ulaşır. Sunrise Seto, Şikoku adasında bulunan Takamatsu şehrine varırken, Sunrise Izumo, Shimane Eyaletindeki Izumo şehrine ulaşır.
Yeniden biraraya gelen yedi vagon
Geri dönüş yolculuklarında, bu iki tren Takamatsu ve Izumo’daki başlangıç noktalarından ayrı olarak çalışmaya başlarlar ve Okayama’ya vardıklarında ve Tokyo’daki son durağında bir kez daha bir araya gelirler.
Lüksün rayına girmesi
Bu iki tren sayesinde lüks içinde eşsiz bir yolculuk deneyimleniyor
Trenler, Tokyo’dan gece 22:00’da yolculuğuna başlayıp Takamatsu için sabah 7:27’de ve Izumoshi için sabah 9:58’de yolculuğunu sonlandırıyor. Trende sunulan hizmet yolcuların sanki bir otelde konakladığını hissettiriyor.
Konforun bu trendeki adı Nobi Nobi
Izumo’da düzenli olarak kalma imkanı olmadığını söylemek gerekir. Fakat bunun yerine, özel kabinler ve halı kaplı zeminde uzanmaya davet eden “nobi nobi” adı verilen açık bir alan bulunur. Yolcular, bu özel alanlarda özgürce yatabiliyor.
Bölme tipine bağlı olarak, yolcular kabinlere binmek için yaklaşık 800 TL ek ücret ödemeleri gerekiyor ancak genellikle “nobi nobi” yi ekstra ödeme yapmadan kullanılıyor. Her sistemin bir açığı var sonuçta.
Yaygın kullanım alanları arasında, yolcuların bir belirteç satın aldıktan sonra 6 dakika boyunca kullanabilecekleri bir duş bulunmaktadır. Bunu sağlamak için “Sunrise Express Shower Card” sahibi olmak yeterli. Duşu kullanmak için gerekli olan bu kartın üretimi sınırlı olduğundan, duş avantajından yararlanmak isteyen yolcular bu kartın alımını öncelik olarak görüyor.
Dudak uçuklatan harcama, eşsiz deneyimi beraberinde getiriyor
Sunrise Seto / Izumo’nın yanı sıra, pek çok Japonya Demiryolu şirketi lüks stardartlara sahip trenler sunarak yeni müşteriler çekmeye çalışıyor. Bunlar genellikle şömineli beş yıldızlı salonlara, panoramik manzaralara ve yıldızlı şeflerin hazırladığı menülere sahiptir. Bunlardan biriyle yapılan bir yolculuğun maliyeti 55.000 TL’ye kadar çıkmaktadır.
Japonlar da “ucuz etin yahnisi yavan olur” anlayışında demek ki.