18. ve 19. yüzyıllarda 100.000’den fazla insan, mükemmel sosyal düzenler oluşturmak için ütopik topluluklar kurdu. Bu hareketin en parlak dönemi 1820-60 yılları arasındaydı. O dönemde çok sayıda komün, kendi ideallerini hayata geçirmeye çalıştı. Komünler kurulurken insanların çoğu umutlu ve mutluydu. Ancak ütopik bir dünya yaratmak isterken bir çoğu kendilerini distopik bir dünyada buldu. Gelin büyük hayallerle kurulmuş 4 ütopik harekete birlikte bakalım.
1. Brook Farm
Amerika’nın belki de en tanınmış ütopik topluluğu olan Brook Farm, 1841 yılında Massachusetts’te George ve Sophia Ripley tarafından kuruldu. Çiftlik 200 dönüm arazi üzerindeki dört ana binadan oluşuyordu. Brook Farm komünü, radikal sosyal reform idealinin sıkı bir savunucusuydu. Topluluğun okulunda ücretsiz eğitim almak ve bir yıllık oda kiralamak için insanlardan çiftçilik yapmaları ve imalathanelerde çalışmaları beklenmekteydi. Yılda 300 gün çiftlik sınırları içinde çalışanlar, topluluğun hizmetlerinden yararlanabilirdi. Komün, kurulduktan sadece iki sene sonra zenginleşmeye başladı. Ancak Ripley, Fouriercilik hareketine katılarak işleri alt üst etti. O günden sonra birçok insan çiftlikten ayrılmaya karar verdi. Kısa bir süre sonra çiftlikte çiçek hastalığı salgını başladı. Ardından büyük bir yangın çıktı. Sonunda 1847 tarihinde çiftlikten eser kalmamıştı.
2. Fruitlands
Bronson Alcott ve Charles Lane, Brook Farm’ı ziyaret ettikten sonra 1843 yılında yine Massachusetts’te yeni bir komün olan Fruitlands’ı kurdular. İngiliz reformist modeli etrafında yapılanan komün, özel mülkiyete karşıydı. Özgür aşka inanan bu topluluk, vejetaryen beslenmeyi tercih ediyordu. 11 yetişkin ve az sayıda çocuktan oluşan bu grubun et yemesi, bal, yün ve gübre gibi hayvansal ürünleri kullanması kesinlikle yasaktı. Ayrıca hayvanları emek için kullanmıyorlardı. Solucanları ve toprakta yaşayan diğer organizmaları rahatsız etmemek için sadece toprakta kendiliğinde yetişen ürünlerle beslendiler. Kısa bir süre sonra komün üyeleri hayatlarını sürdürebilecek gıdadan yoksun kaldı. Tahıl ve meyvelerden oluşan beslenme düzeni insanların hastalanmasına neden olmuştu. Bu nedenle grubun üyeleri bir süre sonra çiftlikten ayrılmaya karar verdi. 1844 yılının Ocak ayında komün tamamen dağıldı.
3. Shaker
1747 yılında İngiltere’nin Manchester şehrinde kurulan Shaker’lar, Anne Ann Lee’nin karizmatik liderliğinde bir araya gelmişti. Shaker’lar 1774 yılında muhalif bir Ouaker grup olarak Amerika’ya göç etti. Dönemin çoğu reformist hareketi gibi Shaker’lar da tarıma dayalı bir topluluktu. Ortak mülkiyeti savunan Shaker topluluğu, günahların itiraf edildiğinde affedildiğini düşünüyordu. Diğer grupların aksine bu komün üremeye karşı duruyordu. Topluluk, dışarıdan katılım yoluyla ya da çocuk evlat edinerek genişliyordu. Shaker’lar pasifist olarak askerlikten muaf tutuldular. Amerikan İç Savaşı sırasında ülkenin ilk vicdani retçileri oldular. 20. yüzyıla doğru yaklaşırken dünya büyük bir hızla değişiyordu. Bu nedenle gençler topluluğu terk etmeye başladı. Yaşlı üyeler ise hayatını kaybediyordu. 1900’lü yılların ilk dönemlerinde topluluğa hiç yeni üye katılmadığı için Shaker’lar yok oldu.
4. Pullman’ın kapitalist ütopyası
Ütopik topluluklar listesinin son sırasındaki Pullman’lar, diğer komünlere kıyasla oldukça farklı bir yapılanma etrafında toplanmıştı. Şikago yakınlarında bir araya gelen Pullman topluluğu, 1880 yılında George Pullman tarafından kuruldu. Topluluk, tüm maddi ve manevi ihtiyaçlarının kapitalizm tarafından karşılanacağına inanmaktaydı. Bu kasabanın yıllık %7 kar etmesi planlanmaktaydı. Kasabada yaşayanlara yılda iki kere maaş çeki veriliyordu. Ütopik bir topluluk olmalarına rağmen ilginç bir şekilde insanlar arasında çok katı sosyal sınıf engelleri vardı. Topluluğun yöneticileri görkemli villalarda yaşarken işçiler apartman dairelerde kalıyordu. Kapitalist ilkelere dayalı oluşturulan bu düzen, diğer ütopik yerleşim yerlerinden çok daha uzun sürdü. Ancak Pullman’ın deneyi başarısızlıkla sonuçlandı. Çünkü Pullman, şirket kayıplarını dengelemek için topluluk üyelerinden daha fazla para talep etmeye başladı. Bu durum karşısında işçiler sendikalaşma sürecine girdi. Sonuç olarak Pullman’ın kapitalist düzeni büyük bir paradoksun içine girerek yok oldu. Kapitalizmin buram buram kendini hissettirdiği 20. yüzyıldan sonra ise ütopik topluluklar ve mutlu bir hayat ideali tamamen ortadan kayboldu.
İlginizi çekebilir:
İmkansız Hayalleri ve Toplumları Temsil Eden Ütopya Nedir? Çeşitleri Nelerdir?
Kaynak: 1