Zekâ, insan yaşamı için oldukça belirleyici bir unsur. Bu nedenle zekâ, henüz çocukluk döneminde üzerinde durulması, dikkat edilmesi gereken bir kavram. Bununla birlikte “üstün zekâ” ve üstün zekâlı olma durumu da bir hayli tartışmalı bir konu. Özellikle de çocuklar söz konusu olduğu zaman. Günümüzde pek çok nörolog ve nöropsikolog, yalnızca belirli bir IQ puanına sahip çocukların üstün zekâlı olarak kabul edilebileceğini ileri sürüyor. Ancak pek çok pedagog ve farklı disiplinlerden bilim insanı, üstün zekâ kavramının farklı alanlarda beceri ve yetenek gösteren çocukları da içerisine dahil edecek şekilde kullanılması gerektiğini düşünüyor. Peki tam olarak nedir bu üstün zekâ veya üstün zekâlı olma durumu? Üstün zekâlı çocuklar nasıl tespit ediliyor, üstün zekânın belirtileri neler? Gelin, bilim bu önemli konuda ne söylüyor birlikte bakalım…
Üstün zekâ kavramı nedir?
Üstün zekâ kavramı genel olarak bir kimsenin, bazı bilişsel faaliyetlerde akranlarından daha başarılı olmasını ifade ediyor. Bununla birlikte oldukça tartışmalı bir kavram. Özellikle de üstün zekâlı çocuklar söz konusu olduğu zaman bilim dünyasının birleştiği ortak bir payda yok. Bununla birlikte çoğunlukla, IQ testine giren ve 97’nin üzerinde puan alan çocukların üstün zekâlı olduğu kabul ediliyor.
Peki üstün zekâlı çocuklar akranlarından hangi yönleriyle ayrılıyor?
Bu sorunun cevabını verebilmek için üstün zekalı çocuklara yakından bakmakta fayda var. Brezilya’da yaşayan Theo Costa Ribeiro milyonlarca üstün zekalı çocuklardan biri. Theo, ilk kelimelerini yalnızca 6 aylıkken söylemiş. Bir yaşını biraz geçtikten sonra ise mantıklı cümleler kurmaya başlamış ve anaokuluna gönderilmiş. Üstün zekâlı bir çocuk olan Theo, 3 yaşından önce okuma-yazma öğrenmiş. Theo’nun normal bir çocuk olmadığını fark eden öğretmenleri, küçük çocuğun ailesine, oğullarına bir IQ testi yaptırmalarını tavsiye etmiş. Testin sonuçları ise Ribeiro ailesini hayretler içerisinde bırakmış. Sonuca göre Theo’nun zekâsı, üstün zekâ seviyesinin de üzerindeymiş.
Theo’yu akranlarından ayıran bir diğer şey ise yüksek entelektüel ve duygusal seviyesi. Theo henüz 5 yaşındayken, 15 yaşındaki bir çocuğun entelektüel seviyesinde davranışlar sergiliyordu. Bu nedenle ailesi Theo’yu “bazen dinozorlarla oynamayı seven, bazen çizgi film izlemek isteyen 5 yaşında bir çocuk, bazense felsefi tartışmalar yapmaktan hoşlanan bir ergen” olarak tanımlıyor.
Brezilya’daki üstün zekâlı çocuklardan bir diğeri de 8 yaşındaki Nicolle Peixoto
Nicolle de tıpkı Theo gibi ilk kelimesini 6 aylıkken söylemiş. Çok küçük yaşlardan itibaren en çok kağıt-kalem ile oynamaktan keyif alıyormuş. Nicolle, ilerleyen yıllarda kendi başına piyano çalmayı öğrenmiş ve seviyesinin çok üzerinde matematik hesaplamaları yapmaya başlamış…
Günümüzde pek çok aile, çocuğunun erken yaşlardan itibaren olgun tavırlar sergilediğini bu nedenle üstün zekâlı olabileceğini düşünüyor
Ancak bu düşüncenin bilim dünyasında herhangi bir karşılığı yok. Bir çocuğun üstün zekâ düzeyine sahip olduğunun kabul edilebilmesi için, çocuğun entelektüel kapasitesini ölçmeyi hedefleyen, IQ testinin de aralarında bulunduğu bir dizi teste girmesi ve belirli bir seviyenin üzerinde puan alması gerekiyor. Elbette bu ölçümlerin alanlarında uzman olan nörologlar, psikologlar ve pedagoglar gözetiminde yapılması gerekiyor.
Üstün zekâ belirtileri nelerdir?
Her ne kadar bir çocuğu üstün zekâlı olarak kabul edilebilmesi için bir dizi testten geçmesi ve belirli bir puanın üzerine çıkması gerekse de çocukların üstün zekâ düzeyine sahip olduğunu gösterebilecek bazı işaretler de var:
- Keskin bir merak
- Yaşının üzerinde kelime haznesi
- Yüksek entelektüel kapasite
- Öğrenme kolaylığı
- Liderlik, kendine güven
- Kararlılık
- İyi bir hafıza
- Yaratıcılık
- Yeni fikirlere kolay adapte olma
- Gözlem ve analiz yeteneği
Bazı bilim insanları, bir kişinin üstün zekâlı kabul edilebilmesi için duygusal ve sosyal açıdan bazı özelliklere sahip olması gerektiğini ifade ediyor
Uzmanlar, üstün zekâ düzeyine sahip insanların çoğunlukla yüksek bir empati yeteneğine sahip olduğunu, aynı zamanda diğer insanlara göre daha hassas yapıda olduklarını ifade ediyor. Ayrıca güçlü bir adalet duygusu, yüksek gözlem yeteneği ve ayrıntıları kolay fark etmek de üstün zekânın işareti olabilir.
Bilim insanlarına göre üstün zekâlı olma potansiyeli taşıyan çocuklar mutlaka ilgili testler vasıtasıyla tespit edilmeli
Aksi takdirde bu çocuklar küçük yaşlardan itibaren okula olan ilgilerini kaybedebiliyor ve bu çocuklarda çeşitli davranış problemleri gözlemlenebiliyor. Çünkü çocuklar doğru şekilde yönlendirilemiyor. Nörobilimci Dr. Fabiano de Abreu, konu hakkında “Yeterince stimüle edilemedikleri için okulda iyi notlar alamayan çok fazla üstün zekâlı çocuk var. Bazen tekrara dayalı öğretim metodları ya da sınıf yapısı bu gibi çocukları rahatsız ediyor ve yeteneklerini ilerletemiyorlar.” ifadelerini kullanıyor.
Öte yandan pek çok ülkede üstün zekâlı çocukların resmi olarak kategorize edildiği bir uygulama yok. Bu nedenle üstün zekâ düzeyindeki çocuklar genellikle öğretmenleri, aileleri veya arkadaşları tarafında fark ediliyor. Buna bağlı olarak dünya genelindeki üstün zekâlı çocuk sayısının resmi rakamların çok üzerinde olduğu düşünülüyor.
Bazı uzmanlar, üstün zekâlı insanları iki gruba ayırıyor
İlk grupta okulda başarılı, bilimsel verileri öğrenmekte yetenekli olanlar var. Bazı uzmanlara göre bu insanlar, “akademik grubu” oluşturuyor. Diğer grupta yer alanlar ise “yaratıcı-üretken” olarak isimlendiriliyor. Yani üstün zekânın belirtisi yalnızca akademik başarı değil. Üstün zekâ, sanat ve spor gibi akademi dışı alanlarda da görülebiliyor.
Kaynak: 1