Genel bir yenileme için de olabilir sadece banyo tesisatı için de, çatı aktarmak için de olabilir elektrik sigortalarını değiştirmek için de… O usta eve girecek. Size sözler verecek, hiçbirini yerine getirmeyecek. Sizi bekletecek bekletecek bekletecek…
Belki o yapana kadar sipariş verdiğiniz mobilyanın modası geçecek, ölçüsünü aldığı eve TOKİ girecek; ama o gelmek bilmeyecek. “Abi yoldayım” diyecek, sizi umutsuzca bekletecek. Sevgiliyi bile beklemediğiniz kadar bekleyeceksiniz onu. “Kalan paranı vermem” diyeceksiniz, “verme” diyecek… Mantıklı ya da mantıksız hiçbir koşulda onu ikna edemeyeceksiniz.
Usta dediğimiz canlılar sınırlı bir meslek grubuna ait değiller. El emeği gerektiren her türlü faaliyette karşımıza çıkıyorlar. Yaygın alanları yapı işleri. Edirne’den Van’a, Mersin’den Sinop’a yayılan alanda tüm coğrafyamızda malum özellikleriyle faaliyet gösteriyorlar. Eskinin zanaatkar dediği, günümüzde ise elini verenin kolunu kaptırdığı bir sektörün elemanları. Bir şekilde gizli bir anlaşmaya imza atmış gibi hemen hepsi o ortak dili konuşuyor: Yoldayım, geliyorum!
Özellikle büyük şehirlerde rastladığımız bu usta dili ve edebiyatının insanı bezdiren özelliklerini derledik sizlere. Mutlaka başınıza gelmiştir, henüz gelmediyse de yakın zamanda gelecektir. Çünkü usta ve tamirci dili edebiyatı hepimizin hayatına bir yandan mutlaka girdi ve hepimize cinnet getirdi.
Maksimum 30 dakikada oradayım
“Avcılar’dayım yarım saate oradayım diyerek kapanan telefondan tam 3 gün sonra eve gelen bir usta tanıyan arkadaşımız var. Ev yarı boyalı, arkadaş evlenmek üzere, karşılıklı aile ziyaretlerinin en yoğun yaşandığı dönem.
2 bilemedin 3 haftada biter
Tam 4 ay oldu!
3 hafta = 21 gün, 4 ay = 120 gün! Aradaki 100 günlük fark anormal değil. Normal bir kayma bu. Usta türünün evreninde, ışık hızı, zaman – mekan – hareket ilişkisi falan bunlar görelilik teorisini baştan yazacak, akrepleri yelkovanları çizgi filmlerdeki gibi fırfır döndürecek niteliktedir. Gelmezler! Onlar zamansız galaksilerin üyeleri.
Damlama yok orada, terleme yapmış
Usta türünü evimize çağırdığımız alanlardan biri tesisat işleridir. Musluk, kalorifer, sifon yani içinden su geçen her şey. Şip şip damlayan musluğa “terleme yapmış” diyerek yüzünüze sessiz bir ifadeyle bakar. Bu, şu demek: Ben bunu yapamadım ama neden yapamadığım hakkında bir fikrim yok. Demek ki… Demek ki terleme yapmış!
Abla senin duvar yamuk
Yapma yav! Doğru ya nasıl aklımıza gelmedi bu? Ve sen de usta olarak bizim eve gelmeden önce en son İsveç Kraliyet Akademisi’nin duvarlarını boyadığın için garip geldi öyle mi? Çünkü Türkiye’de her evin duvarı jilet gibi dümdüzdür değil mi?
Kot farkından dolayı orası öyle
+Ve seni bunu düzeltmen için çağırdık?
– Şimdi abi, düzeltme derken burası bu kadar olur.
+Ama burası zaten bu kadardı, hiç değişiklik yok.
-Kullandıkça orası şey olur, alışır yani göz.
+…
O fiyatı standart üzerinden verdik
+Ölçüyü aldın fiyatı verdin işte neyin standardı?
-Abla oraya 3 top fazla malzeme kullandık.
+İyi de anlaştığımız fiyatla arasında çok fark var…
-Biz o köşeyi hesaplamadık abla.
+Niye hasaplamadın?
-Peki abla verme sen parasını, bu çocuklar yevmiye almasın! (Suç bizimmiş gibi bir de vicdan yapmaca)
Yağmur dursun geliyoruz
5 yıl garantili yaptığı çatı için der bunu. Çatı akar da akar, aradan iki bahar, iki yaz geçer… Bi defa en başta şunu bilmeniz gerekir: Ülkemizde garantili çatı tamiri diye bir şey yoktur. Gökteki bulutlar, lodos, poyraz, uydu anteni ve hatta damdaki martılar bile suçludur. Ama ustada suç kusur yoktur.
Güneş çıksın da kurusun
Oldu da yağmur durdu. Yetmez. Daha güneş çıkacak, kenardan köşeden de değil. Tam tepeye çıkacak. Islak betonu kupkuru yapacak. Sonra tam usta gelecekken haliyle arada yine yağmur yağacak. Yine diyecek ki: Güneş çıksın da kurusun. Bekleyeceksiniz ve güneş çıkacak, kenardan köşeden de değil. Tam tepeye çıkacak. Islak betonu kupkuru yapacak. Sonra tam usta gelecekken haliyle arada yine yağmur yağacak. Bu böyle devam edecek. Sizin çatı asla düzelmeyecek.
Kar suyu her yerden girer abi
+ Eskiden de giriyordu zaten, seni girmesin diye çağırdık, onca para verdik yap diye.
– İstanbul’un karından noolcak abi, iki yağar durur, yapacağın masrafa değmez.
+ Evladım masrafı yaptık zaten, yapamamışsın işte, gel düzelt şu işi.
– Tamam abi, max 10 – 15 dakikaya geliyorum!
+ …
O duvardan baca geçiyor kırmayalım
+ Kıracağız orayı dediniz, ona göre köşe takımı aldık oraya!
– Ben mi dedim?
+ Evet, konuştuk sen dedin.
– Ne zaman dedim abi?
+ İşin başında dedin.
– Kaç ay geçti abi, unutmuşum
+ Unutursun tabi, hani 3 haftada bitiyordu bu ev?
– Bu baca bizi çok oyaladı abi!
+ …
Bu duvar rüzgarı cepheden alıyor (Isınmayan oda için)
+ E, sen ördün o duvarı
– Evet ben ördüm. (Kemal Sunal stil)
+ E, neden ısınmıyor?
– Direkt rüzgar vurunca…
+ …
Sıva çatlağı o
+ Görüyorum da çatlağın içinde yaşam başladı artık. Başka insanlar yerleşti resmen…
– Kalekim çekeriz abla, bişii değil o.
+ Boyandı orası, eşyaları bile yerleşti.
– İnce bi kalekim çekeriz abla.
+ …
Naturel bırakalım daha güzel
+ Buraya seramik aldık usta delirdin mi ne natureli.
– O karolar oraya uymuyor abi.
+ Senle gittik aldık ya.
– Aldık da bunların devamını almamışız abi, naturel bırakalım en iyisi abi.
+ …
Kendi evime yapıyormuşum gibi yapacağım
+ Dolabın kapakları tam açılsın usta.
– En güzel şekilde yapacağım abla.
+ Tamam ama, tam açılsın yani kapaklar.
– Tamam abla, kendi evime nasıl yapıyosam aynısını yapcam.
+ …
Ben yaparım ama sonra problem yaşarsın
+ Kapaklar sürgülü olsun…
– Sonra problem yaşarsın!
+ Gömme rezervuar olsun…
– Mutlaka problem yaşarsın!
+ Duvarda aplik olsun…
– Problem yaşarsın!
+ Çekmeceler yavaş kapansın…
– Problem!
+ …
Binadaki suyun basıncı düşük
+ Üst katın soyu foş foş akıyor ama, o noolcak?
– Gerçekten bu kadar da düşük olmaması lazım aslında.
+ Düşüktü zaten ya o yüzden değiştirdin boruları!
– Acaba şurayı da mı kırıp baksak?
+ …
Binadaki suyun basıncı yüksek
+ Patlamış bu musluk, su basmış her yanı
– Ben böyle acayip basınç görmedim abi.
+ Sen takarken de aynı yerdeydi bu ev.
– Gece patlamış abi, geceleri patlar abi, gece basınç yüksek abi. İyi misin abi?
+ …
Bunun beyni yanmış, beynini değiştirmek lazım
+ Ne beyni ya kombi bu?
– Söküp götürmek lazım…
+ Al getir beyni burada tak?
– Komple yanmış beyni abi olmaz burda.
+ …
Sonradan gelen az bulunur dürüst bir usta iki dakikada yapıp gider kombiyi. Beyni yanmış denilen şey plastik bir parçadır. Artık hepimiz biliyoruz ki usta eve girdi mi normal şartlar altında kurulan iletişim hayli kaygan bir zeminde ilerliyor. Şu zemini bir düzeltelim usta, böyle anlaşamıyoruz diyoruz, o zemin düzelmez abi komple kırıp baştan yapmak lazım diyorlar 🙂
Derli toplu, dürüst usta buldunuz mu onu kaybetmeyiniz. Numarasını sakın ola silmeyiniz. Silmek ne kelime alçıdan kalıbını döktürüp apartmanın girişine ekleştiriniz. O dürüst ustaya öğlen kebaplar ısmarlayınız, ücretinin üstünü bahşiş veriniz, yol parasını karşılayınız. O dürüst ustayı sakın kaybetmeyiniz.