Her gün işimize, evimize giderken, bir yerlere yetişme telaşıyla çevremizdeki canlıları fark edenlerimiz çok az. Özellikle sokakta kedi veya köpek gördüğünde yolunu değiştirenlerin de var olduğu bu toplumda ayaküstü başını okşadığınız pompiş tüylünün aslında sizden bağımsız olarak bir hayat sürdüğünü ve en azından o gününü bile nasıl geçirdiğini hayal ettiniz mi hiç? Birileri bu kısacık anların barındırdığı derin hisleri, düşünceleri ve bizde bıraktıkları dokunuşları resmetmiş. Karşınızda Urban Fables! (Fabl Sokakta!)
1. Burak Çınar – Dost
Yeni tüylü dostumuz İstanbul sokaklarından geliyor… Burak Çınar gezegenin en sevgi dolu köpeklerinden birini illüstre etti bizim için. Hadi Dost’a büyük bir kucak verelim.
2. Gökçe Akgül – Fındık
“Gökçe Akgül bize kısır, kurabiye ve varis çorabı kokan sıcacık bi’ hikaye getirdi İstanbul sokaklarından… Fındık Teyze bizim mahallenin eskilerinden. Kendisiyle pek sohbetim yoktur ama selamımız filan vardır yani, iyiyizdir.
Apartman teyzesi sonuçta. Hep oturur gelene geçene bakar, bazen aidatı filan geciktirdiğimde (Nereden duyduysa artık?) bana daha bi anlamlı bakar ya da bana öyle geliyor ne bileyim, huylanıyorum bazen… Bazen ikram ettiğim kuru mamayı filan gelip koklar sonra şöyle beni yukarıdan aşağıya süzdükten sonra miymiylenerek gider. Yani iyiyizdir sonuçta.
Bunların bir grubu var yani apartman teyzelerinin grubu. Sürekli sohbet ortamındalar. Poğaçalar, yaş mamalar filan. Çaylar içiliyor, çekirdekler çitleniyor… Arada bu eğlenceli ortama kanıp yaklaşıveririm yanlarına. Tabi Fındık hanımın dikkatinden kaçmaz bu hareketim. Uzaktan uzaktan izler beni, gözümün içine bakar. Yaklaştığımda gülümsemeler, konuşmalar bir anda kesilir, hepsi bana bakar. Öyle anlık sessizlikler olur yani, zaman donar. Apartman ortamı işte…
Geçenlerde yine boğazımızdan geçmedi, paylaşalım teyzemizle istedik. Bir tabağa kuru mama koydum, eh tabi üstünü beyaz peçeteyle örttüm filan. Gittim yanına. Her zamanki sandalyesinde oturuyordu Fındık teyze. Elimdeki kuru mama kabına baktı, bana baktı, bir anlık sessizlikten sonra “Sizin kira kaç paraydı?” diye miylendi… Hep böyle oluyor, hep hazırlıksız yakalıyor bani. Şaşırdım “Valla Findık teyzeciğim” diye geveliyordum ki… “Amaan dedi burası kentsel dönüşümde zaten yıkarlar yakında!” Gözlerini aça aça… “Ev alın çocuğum ev alın!” dedi.
Elimde kuru mama kabı kaldım öyle apartmanın girişinde. Peçete de uçtu gitti zaten rüzgardan.”
3. Burak Şentürk – Kont
“İstanbul’dan Burak Şentürk şimdi aramızda olmayan bir dostu resmetti, anısı hep bizimle olacak… “İsmini bilmiyorum ama tombul cüssesi ve asaleti ile adı olsa olsa Kont’tur. Çünkü bizim çocukluğumuzda köpeklere verilen nadide isimlerden biridir.Erkek ise Kont kız ise Kontes… Zamanının büyük bir bölümünü semt pazarının öndeki avluda yatarak geçirir Kont. Esnaf ve mahalleli tarafından sahip çıkılan hayvanlardan sadece bir tanesidir.
Asil duruşu ve tombul vücudu ile arada sırada kuş kovalamaya karar verdiğinde yerden en fazla 10 cm yukarı sıçrayabildiği için kuşlara da zarar vermeyen tam bir beyefendidir. Sizi gördüğünde sırt üstü yatmak sevdirmek ister kendini. Ama bu hantal dönüş için sabretmeli ve ona zaman tanımalısınız. Bu günlerde bir Kont göbeği sevmek herkese kısmet olmaz çünkü…”
4. Caner Atakul – Pastel
“Boğazlı kazaklarınızı alıp bize katılın, Caner Atakul Bodrum sahillerinden bi pofidikle tanıştırmaya götürüyor bizi: Köy kahvesinde yaşayan bu yirmilik hatunun adı Pastel. Duyduğum en güzel kedi adı 🙂 Kendisi kahvenin önündeki hediyelik eşya dükkanının sahibi tarafından adlandırılırmış ve kısırlaştırılmış. Sahildeki bu köy kahvesinde hep kediler olur, kahveye gelenler tost ve köfte ekmekle besler onları. Ama Pastel farklıdır. Balıkçıların kıyıya yanaşmasını bekler, iskeleye gider onları karşılar ve taze balığını kapıp afiyetle yer.”
5. Emre Karacan – Eskişehir’in uykucusu
“Kahvelerinizi içtiğinize emin olun, zira sokakların uyuyan güzelini ziyarete gidiyoruz. Emre Karacan Eskişehir’de arabaların üzerinden bildiriyor: Bu arkadaşımızı uyanık görmüş değiliz mahallecek.
Her gün farklı bir mekanda uyuyor özellikle de arabalar. Sonuç olarak bu uykucuyu çizeyim dedim ben de :)”
6. Ece Ağırtmış – Korsan
“Ece Ağırtmış size mutlu sonla biten bir korsan masalı anlatacak şimdi, hazır mısınız çocuklar? (hazırız kaptaaan) Onu sokakta bulduğumuzda gözleri enfeksiyondan şişmiş bir balon gibiydi. Göremediği için onu kolayca yakaladık, güzelce bakımını yaptık. Fakat sadece bir gözünü kurtarabildik. Tek gözlü bir korsan oldu. Şimdi ise atölyemizde bol bol mama yiyip bol bol kaka yapıyor. Halinden oldukça memnun. Durmadan mırlayan oyuncu bir kedi oldu.”
7. Faruk Tarınç – İstanbul’un martıları
“Onlar olmazsa İstanbul o kadar da İstanbul olmazdı, Faruk Tarınç şehir hayatının seyyahları martıları çizdi.”
8. Başak Buse Özer – Paşa
“Eskişehir’den Başak Buse Özer kanınızdaki aristokrasi miktarını arttıracak bir çalışma ile karşınızda… Paşa hava ne zaman güneşli olsa ortaya çıkan bir kedidir. Otobüs durağının yanındaki banklardan birini sahiplenmiştir. Banka paşa gibi yayılır ve hiç kimseyi oturtmaz. Çok sevecen olmasına karşın her an ne yapacağını kestiremezsiniz, sizinle bir gün cancağız sonraki gün göz temasından bile kaçınır. Tombiş ve güzel mi güzel bir kedidir o. :)”
9. Fırat Itmeç – Alsancak’ın tombul hanımı
“Fırat Itmeç takıldığı barın kendisi kadar sağlam bir müdavimini bizimle tanıştırıyor. Bu güzel ve güçlü hanımefendi ile empati kurmak çok kolay, çünkü ‘bazen herkesin seni tanıdığı bir yere gitmek istersin…’ Alsancak’ta sürekli gittiğimiz karanlık barda,
Her akşam kapıyı açıp etrafı kolaçan ettikten sonra
Sessizce köşesine kurulan geniş köpek.
Kimseye eyvallahı yok hanımağanın,
Bütün sokak onun nasılsa!
Sağı solu belli olmayan güzelce, yaşlı ve tombul kadınımıza,
Şerefe!”
10. Ece Zeber – Kargalar
“Eskişehir’den Ece Zeber sokakların gizemli sakinleri kargalara ikiden fazla gözle bakmayı başarıyor: Yolda yürürken karşıma çıkan bu karganın, diğer hiçbir kargadan farkı yoktu.
Diğer tüm kargalar gibi; küçük bir beyefendi, bir aristokrat, gizli bir ajan, dobra bir dost yada ölümcül bir düşman potansiyeli taşıyordu.
Biraz sonra gidip, günlük işlerini halledecek, arkadaşlarıyla takılıp, birkaç fındık kıracaktı işte.”
11. Mavisu Demirag – Mırnak
“Pofuduk dudakların eşliğinde sessiz şarkılar… Lütfen kulaklıklarınızı takın! Mavisu Demirag, İzmir’den bildiriyor. ‘Mırnak’ arkadaşımın evinin bahçesinde yaşayan bir sokak kedisi. Çok tatlı bir dişi ve sevgi arsızı. Evde yaşayanlar tarafından da oldukça sevilip bakılıyor ancak birazcık yaygaracı ve kötü bir sese sahip kendisi. Bu sesten rahatsız olan arkadaşımın babası onu birkaç kez uyarmış. Bu uyarıyı dikkate alan Mırnak artık yalnızca ağzını oynatıyor ama ses çıkarmıyor. Bu davranışından ötürü ev ahalisi ona bir lakap takmış ‘playbackçi’… Boşver kim ne derse desin sen şarkını söyle bebeğim! Belki bir ‘Nina S.’ olamazsın ancak ‘Britney S.’ neden olmasın.”
12. Duygu Topçu – Sümbül
“Duygu Topçu İstanbul sokaklarından tarihi esintilerle dolu bir karakteri tutup getiriyor önümüze: Bu Sümbül. Adı, Muhteşem Yüzyıl’daki Sümbül Ağa’dan geliyor. Kısırlaştırma ameliyatından sonra amcam verdi ona bu ismi. Sümbül doğduktan hemen sonra ölen, veterinerin suni teneffüsü ile hayata dönen, çok yüksek katlardan defalarca beton zemine düşen, kafasına aldığı bir oyuncak darbesiyle bilincini kaybeden sonra yine bir şey olmamış gibi ortalarda dolaşan bir kedi. Tüm bunlar yüzünden aklı biraz gidik. Gel deyince gidiyor git deyince geliyor. Sokak kedisi değil, sokakta yaşamayı tercih eden homeless bir kedi. En sevdiği şey apartmanımızın önündeki doğalgaz kutusunun üzerinde oturup gelen geçene sinsi bakışlar atmak.”
13. Mustafa Keleşoğlu – Kontes
“Mustafa Keleşoğlu HBO tadlarında bir çalışmayla çıkıp geldi: Abi Kontes arkadaşlarımın evinin önünde, kartondan bi sarayı olan dişi mi dişi bir keday. Neden olduğunu bilmediğim bir sebepten ön ayaklarından biri kırılmış ve yanlış kaynamış ama öyle güzel yanlış kaynamış ki “öp şu eli duruşu” hakim sürekli. 🙂
Yıllardır orada ve etraftaki tüm apartman sakinleri çok seviyor ve deli gibi himayesi altına almış durumda. Canı yenesi!”
Urban Fables sanatçıları: Alper Özgün Yeşil, Mustafa Keleşoğlu, Burak Çınar, Elif Cinbaş, Duygu Topçu, İpek Konak, Rasim Torun, Ece Ağırtmış, Ece Zeber, Mert Tugen, Emre Karacan, Caner Atakul, Fırat İtmeç, Mavisu Demirağ, Başak Buse Özer, Gökçe Akgül, Burak Şentürk, Faruk Tarınç.
Kaynak: 1