Kraliyet ailesi dendiğinde aklımıza hemen ihtişamlı saraylar, ışıltılı törenler ve hikayelere konu olan masalsı hayatlar geliyor. Ancak her şey göründüğü kadar büyüleyici değil. Bazı kraliyet üyeleri, bu “altın kafesten” çıkmayı ve ünvanlarını geride bırakmayı tercih ettiler. Her biri farklı nedenlerle kraliyet yaşamını terk eden bu isimler, bize ünvanların ve statünün bazen mutluluk getirmediğini gösteriyor. Sarayların ışıltısının altında yatan zorluklar, çoğu zaman görünenden çok daha karmaşık olabilir. Kraliyet yaşamı altın kaplamalar ve mücevherlerle dolu görünebilir, ama bu isimler gösteriyor ki bazen aşk, huzur ya da kendi doğrularınız, bir tahttan çok daha değerli olabilir! İşte ünvanlarından vazgeçen kraliyet ailesi üyeleri…
1. Prenses Mako Komuro
Aşkı için ünvanlarından vazgeçen kraliyet ailesi üyeleri listemize başlıyoruz. Japonya’nın Akishino Prensesi Mako, 26 Ekim 2021’de adeta kendi masalını yazdı. Japon İmparatoru’nun torunu olan Prenses Mako, sıradan bir vatandaş olan avukat Kei Komuro ile evlenebilmek için kraliyet unvanından vazgeçti. İkilinin aşk hikayesi 2012’de, Tokyo’daki Uluslararası Hristiyan Üniversitesi’nde başladı. Yıllarca gizli süren nişan, 2017’de duyuruldu.
Ancak işler hiç de kolay olmadı. Mako, Japon İmparatorluk Hanehalkı Yasası gereği unvanını kaybettiği gibi, kraliyet ailesinden ayrılanlara verilen 140 milyon yenlik ödemeyi de reddetti. Bunun nedeni ise Kei’nin ailesindeki mali bir anlaşmazlığın medyada skandal haline gelmesiydi.
Mako ve Kei, düğünlerinin ardından New York’a taşındı. Kei, burada avukatlık sınavına hazırlanırken, Mako Metropolitan Sanat Müzesi’nde gönüllü olarak çalışmaya başladı. Bu hikaye, geleneklerin bazen kişisel mutluluğun önünde bir engel olduğunu ve sevginin her şeyden daha güçlü olduğunu kanıtlar nitelikte.
2. İspanya Kralı Amadeo I
1870 yılında, İtalyan Savoy Prensi Amadeo, İspanya tahtına seçildi ve Kral Amadeo I oldu. Ancak bu taç, pek de rahat bir taç değildi. Yönetimi boyunca cumhuriyetçi ayaklanmalar ve halkın hoşnutsuzluğu ile boğuştu.
Sadece üç yıl süren saltanatının ardından, 11 Şubat 1873’te, “İspanyol halkı yönetilemez” diyerek tahtı bıraktı. Amadeo, krallıktan vazgeçip İtalya’ya döndü ve Aosta Dükü olarak eski pozisyonuna geri geçti. Daha sonra Fransız yeğeni Maria Letizia Bonaparte ile evlenerek hayatına daha sakin bir şekilde devam etti.
İlginizi çekebilir:
Kral Charles’tan Prens Harry’ye: Britanya Kraliyet Ailesi Üyeleri Ne Kadar Kazanıyor?
3. Hollanda Prensesi Christina
Hollanda Kraliçesi Juliana’nın en küçük kızı olan Prenses Christina, bir peri masalına inat, gerçek aşkın peşinden gitmeyi seçti. New York’ta müzik öğretmenliği yaparken Kübalı bir yazar ve kreş müdür yardımcısı olan Jorge Guillermo ile tanıştı. Christina, bu ilişkiyi resmiyete dökmek istediğinde, kraliyet ünvanı ve taht hakkından feragat etti.
1975’te evlenen çiftin üç çocuğu oldu. Evlilikleri 20 yıl sürdü, ancak boşanmanın ardından Christina New York’a dönerken Jorge, Belçika’da eğitimine devam etti. Prenses, kendine yeni bir hayat kurarken, milyon dolarlık sanat koleksiyonunu da geride bırakmadı.
4. Diocletian
Roma’nın cesur ve azimli imparatoru Diocletian, sıradan bir askerken Roma tahtına kadar yükselmeyi başardı. İmparator Numerian’ın şüpheli ölümünden sonra 284 yılında imparator ilan edilen Diocletian, önce Numerian’ın ağabeyi Carinus’u savaşta yenip Batı Roma’yı da kontrol altına aldı. Büyük vergi reformları ve sivil istikrar sağladı; ancak işler burada bitmedi. 303 yılında Milet’te bir kahine danıştıktan sonra Hristiyanlara karşı tarihin en kanlı zulümlerinden birini başlattı.
Ama en büyük sürpriz 20 yıl tahtta kaldıktan sonra, 305’te gönüllü olarak görevden çekilmesiydi! Diocletian, Dalmaçya’da (bugünkü Hırvatistan) kendi yaptırdığı bir saraya çekildi ve emekliliğini bahçesiyle ilgilenerek geçirdi. Arkadaşları onu siyasete dönmeye ikna etmeye çalıştı, ama o: “Ben domateslerimle mutluyum,” diyerek pastoral yaşamını sürdürdü.
5. İsveç’in Asi Kraliçesi Christina
Christina, babası öldüğünde henüz 6 yaşındaydı. 18 yaşında İsveç tahtına oturan bu genç kraliçe, zekası ve sanata olan ilgisiyle tanınırdı. Ama İsveç sarayı onun asi ruhuna pek de uygun değildi. Christina evliliğe karşıydı, sarayın geleneklerine uyum sağlamak yerine sanatçıları desteklemeyi tercih ediyordu.
Sonuç? 1654’te tahtı bıraktı ve Katolikliğe geçti! Kuzeni Charles Gustav’ı tahta oturttu ve İsveç’e veda ederek Roma’ya yerleşti. Christina, hayatının geri kalanını kültür, sanat ve biraz da skandalla süsleyerek geçirdi.
6. Prenses Ubolratana
Tayland Prensesi Ubolratana, bir üniversite aşkı uğruna ünvanından vazgeçti. MIT’de nükleer fizik okurken Amerikalı Peter Jensen’a aşık olan prenses, kraliyet ailesinin tüm itirazlarına rağmen evlendi. Ancak bu evlilik Ubolratana’nın kraliyet statüsünden feragat etmesi anlamına geliyordu.
26 yıllık evliliğin ardından boşanan prenses, 2001’de Tayland’a döndü ve kraliyet görevlerine yeniden başladı. Hatta 2019’da başbakanlık için adaylığını koydu! Ancak kardeşi Kral Rama X, bu duruma müdahale etti ve Ubolratana’nın siyasi kariyer hayali suya düştü.
İlginizi çekebilir:
Kabuklu Deniz Ürünü Yiyemiyorlar! Kraliyet Ailesindeki Herkesin Uyması Gereken Görgü Kuralları
7. Charles V
Habsburg hanedanının en güçlü isimlerinden biri olan Charles V, 1519’da Kutsal Roma İmparatoru oldu. Fakat bu geniş imparatorluğu yönetmek tam bir kabustu! Osmanlı tehlikesi, Fransa ile savaşlar ve dini reformlar onu tüketti.
Yıllarca süren bu mücadeleler sonunda pes eden Charles, 1556’da tahtı bıraktı. Hayatının geri kalanını Yuste Manastırı’nda geçirdi ve 1558’de 58 yaşında hayata veda etti. Onun için huzur, savaş meydanlarından çok uzaklardaydı.
8. VIII. Edward
Ünvanlarından vazgeçen kraliyet ailesi üyeleri yazımızın sonuna geldik. Tarih, İngiltere Kralı VIII. Edward kadar romantik bir fedakarlık göremez! 1936’da tahta çıkan Edward, sadece bir yıl sonra Amerikalı Wallis Simpson ile evlenmek için kraliyet tacından vazgeçti. Ancak işler burada ilginçleşiyor: Wallis iki kez boşanmıştı ve hakkında Nazi sempatizanı olduğu söylentileri vardı.
Edward ve Wallis, Fransa’ya yerleşti ve oldukça tartışmalı bir şekilde Adolf Hitler ile bile görüştüler. Edward, hayatının geri kalanını Windsor Dükü ünvanıyla geçirdi ve 1972’de vefat etti.
Bonus olarak İngiltere veliaht prensi Harry ve eşi Megan’ın da hikayesini okumak isteyebilirsiniz.
Kaynak: 1