Bu hikayeyi ülkemizin en naif kalpli sanatçılarından biri olan Sunay Akın’ın araştırmalarıyla öğrendik. Tarihimizin derinliklerinde gizlenen bu tarihi olay tarihin içinde gizli kalan bir sürü hikayeden sadece biri. Bu olay ise Sunay Akın’ın anlatımıyla tadından yenmez bir serüvene dönüşüyor. Ayrıca olaya da dönersek; böyle bir şey başımıza gelseydi, biz n’apardık acaba? diyemeden duramadık.
Viyana kuşatması sırasında Viyana’ya ilerleyen Osmanlı Devleti tedbiri elden bırakmamak için Viyana yakınlarındaki kasabalara asker bırakarak ilerliyordu…
Viyana yakınlarında bulunan Lambach’ta da birkaç Osmanlı askerinin kalması kararlaştırılır…
Lambach’a bırakılan askerler orada kendilerini şaraba verirler. Kuşatmayı kazanacaklarından emin oldukları için adeta bu zaferi erkenden kutlamaya başlamışlardır…
Ve hiç beklenmeyen bir şey olur. Osmanlı, Viyana’da bozguna uğratılır, topraklarına doğru hızla geri dönmeye başlar…
Önlem amacıyla çevre kasabalara bırakılan askerlere alelacele haber edilir. Yeniçeriler de hızlıca kasabalardan uzaklaşmaya çalışır…
Lambach’a da bozgun haberi ulaştırılır. Fakat bir sorun vardır. Oradaki yeniçerilerden biri hiçbir yerde bulunamıyordur…
Ali adlı Yeniçeri hiçbir yerde bulunamamıştır. Diğer yeniçeriler ise fazla vakitleri olmadığı için aramayı bırakıp Lambach’tan ayrılırlar…
Ali bunca şeyden sonra sızdığı yerden kalkar ve etrafa bakar. Silahlarını toplayıp Lambach sokaklarını gezmeye kaldığı yerden devam eder…
Ama bir gariplik vardır. Lambach halkı ona kötü kötü bakmaktadır. Sonra birden Ali’nin üstüne çullanmaya başlarlar…
Ali koşarak bir kiliseye sığınır. Sonrasında ise kilisenin papazı halkı sakinleştirir. Ali olanları anlamıştır. Ordu İstanbul’a dönmüş ve o Lambach’ta unutulmuştur…
Unutulan Yeniçeri Ali, iki yıl boyunca sokağa adımını atmaz. Biraz Almanca’yı söktükten sonra ise Papaz’a dışarı çıkmak istediğini söyler. Papaz ise bu isteğini tek bir şartla yerine getirebileceğini söyler. O da Ali’nin din değiştirip Hristiyan olmasıdır…
Hristiyan olduktan sonra artık yavaş yavaş halka karışan Ali için kilise kapısının üstüne kalın kaşları olan, pala bıyıklı bir Aziz heykeli yapılmıştır. Bu ‘Ali Lambacher.’ Yani Lambachlı Ali’nin ta kendisidir…
Lambach Kilisesi’nin bahçesinde bir rahip okulu, ayrıca avlusunda ise bir resim okulu vardır. Unutulan Yeniçeri Lambach’lı Ali’den yıllar yıllar sonra, o avluda bir öğrenci sigara içerken rahiplere yakalanır…
Karar çabucak verilir. Çocuk kilisenin bahçesinde sigara içtiği için okuldan atılmıştır. Kilisenin kapısının önüne geldiğinde; “Ama bir daha içmeyecektim” der “nolur affedin…”
O kilisenin kapısı Lambach’lı Ali’nin hayatını nasıl değiştirdiyse aynı şekilde o çocuğun da hayatını değiştirir. O kapıdan çıktıktan sonra sigara içip okuldan atılan çocuğu aslında hepimiz Adolf Hitler olarak biliyoruz…
Hikayeyi Sunay Akın’ın anlatımıyla izlemek için sizi buraya alalım…