Kahramanmaraş merkezli depremlerin yarattığı yıkımın ardından deprem, ülkemizin en önemli gündem maddesi konumunda. Felaketin ardından yaşananlar, ortaya çıkan bazı durumlar ise son derece ciddi bir şekilde tartışılıyor. Ülkemizin depreme hazır olmaması, yıkılan binlerce bina, sayısız insanımızın hayatını kaybetmesi, deprem bölgesine müdahalede geç kalınması ve daha pek çok husus büyük bir üzüntünün yanında öfke de uyandırıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise deprem bölgesine yardımların geç gittiğini veya yetersiz olduğunu söyleyenleri, “be namussuz, be ahlaksız, be adi” ifadeleriyle hedef alıyor. Buna paralel olarak, bazı televizyon kanallarının özellikle deprem hakkında yaptığı programlar yasaklanıyor, Ekşi Sözlük gibi popüler bir internet sitesine erişim yasağı getiriliyor, pek çok insan sosyal medya paylaşımları nedeniyle soruşturma geçiriyor. Tüm bunlar, yeni ve endişe verici bir soruyu gündeme getiriyor: Türkiye’de sansür dalgası mı başladı? Detaylara birlikte bakalım.
Kahramanmaraş depremlerinin ardından Twitter ve TikTok gibi sosyal medya platformlarına “bant daraltma” yaptırımı uygulanmıştı
Birçok insan depremden sonraki en kritik saatlerde hayata geçirilen bu uygulamayı sert bir şekilde eleştirmişti. Ancak internete müdahale, takip eden dönemde de artarak sürüyor.
Ekşi Sözlük, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından erişime engellendi Kararın 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu uyarınca uygulandığı ifade ediliyor. Yani Ekşi Sözlük’ün kapatılma gerekçesi, “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması.” Pek çok siyasi figürün de aralarında bulunduğu binlerce insan, Ekşi Sözlük’ün kapatılmasını ciddi bir şekilde eleştiriyor.
Örneğin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Elini Ekşi Sözlük’ten hemen çek” paylaşımıyla karara tepki gösterdi. Kılıçadaroğlu, sosyal medya hesabından “Twitter’ı en kritik saatlerde kapadılar, yardım çağırılanı duyamadım. Şimdi de Ekşi Sözlük’ün sesini kıstılar. Ürettiği yalanlardan başka hiçbir şeye tahammülü olmayan İletişim Başkanlığı, elini Ekşi Sözlük’ten hemen çek.” paylaşımında bulundu.
Emniyet Genel Müdürlüğü, provokatif paylaşımlarda bulunduğu iddiasıyla 925 hesap yöneticisinin tespit edildiğini açıkladı
Tespit edilenlerden 134 kişinin gözaltına alındığı, 25 kişinin ise tutuklandığı bildirildi. Fakat Türkiye’de bir sansür dalgası mı başladı sorusunu akıllara getiren uygulamalar, yalnızca internet ortamıyla sınırlı değil.
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) deprem yayınları nedeniyle TELE 1, FOX TV ve Halk TV gibi televizyon kanallarına yayın durdurma ve para cezası verdi
Bu cezalar, hükümetin görmek istemediği şeyleri gösterenlere karşı açtığı bir savaş olarak da yorumlanıyor. Bununla birlikte son dönemde, modern dünyada eşine neredeyse hiç rastlanmayan, “kitap yasaklama” gibi uygulamalarla da karşılaşmak mümükün.
Diyanet İşleri Başkanlığının girişimi üzerine İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık’ın “Yaşayan Kur’an Türkçe Meal-Tefsir” isimli kitabına basım dağıtım yasağı getirildi ve toplatma kararı alındı
Televizyon kanallarının karartılması, kitapların toplatılması, internet sitelerine getirilen erişim engelleri, pek çok insan tarafından Türkiye’de endişe verici bir sansür harekâtının başlatıldığı şeklinde yorumlandı.
Avesta Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Abdullah Keskin, son dönemde ortaya çıkan yasaklamaların, bir sansür ve baskı dalgasının başlangıcı olduğunu ifade ediyor
Avesta Yayınları’na bağlı avestakitap.com internete sitesi, kısa süre önce “terör propagandası” nedeniyle erişime engellendi. Keskin ise bu konu hakkında “Bu bana sanki çok daha büyük bir sansür ve baskı dalgasının başlangıcı gibi geliyor. Çünkü ilgili, ilgisiz çok detaylı bir tarama yapılmış. Şu devirde hala bu tür şeylere tevessül edilmesi çok şaşırtıcı olmakla birlikte bir yandan da şaşırdığımı söyleyemem. Hukukçularımız buna karşı itirazlarını yapacak ve hiçbir şekilde bu engelin çalışmalarımızın önünde bir set oluşturmasına izin vermeyeceğiz. Çok daha zor dönemler gördük ve tüm bunlarla baş edeceğimizi düşünüyorum.” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk, kitap yasaklamanın yeni bir durum olmadığını ifade ediyor
Kitap satışı yapılan internet sitesinin yasaklanmasını doğru bulmadığını söyleyen Kocatürk, aynı zamanda kitap yasaklarının da yeni bir durum olmadığını ifade ediyor. Kocatürk konu hakkında “Mesela son bir muzır kurulu kararıyla dünyaca ünlü ve bundan 30 yıl önce yayınlanmış kitap yasaklandı.” ifadelerini kullanıyor.
Eski Şanlıurfa Baro Başkanı Mehmet Velat İzol, seçim sürecinde baskıların devam edebileceğini dile getiriyor
İzol, 2016’daki darbe girişiminin ardından ülkedeki OHAL rejiminin fiili bir hale getirilerek yasak ve engellemelerin devam ettiğini ifade ediyor ve “Maalesef yaşanan, depremden sonra yıllardır uygulanan olağanüstü hal bir anda yasakları da karşımıza getirmeye başladı.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Son dönemde alınan yasak kararlarının, seçimlere yönelik bir adım olabileceğine dikkat çeken İzol, “Ben biraz da bunu seçim sürecine bağlıyorum. Sanırım dün kendi aralarında seçim tarihini netleştirdiler ve arkasından da böyle muhalif kesimlere bir anda sansür dalgası uygulanmaya başlandı. Zaten bunlara alışkındık ama muhtemelen bu seçim sürecinde bu baskıların yoğun bir şekilde devam edeceği gözüküyor.” ifadelerini kullanıyor.
Kaynak: 1