“Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?” soru kalıbına “kitap okurum…” cevabını vermek pek çok kişinin hazır klişesidir. Hata ya da yanlış değildir ancak kitap okumanın boş zaman aktivitesi olarak algılanması önemli bir sorundur. Çünkü okumak, boş zaman doldurmak ya da geçirmek değil; zamanın her anını en iyi şekilde değerlendirerek yaşama dahil edebilmenin olmazsa olmazıdır.
Konuyla ilgili olarak TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumları) tarafından yapılan bir çalışma, durumun her halini gözler önüne seriyor.
78 milyonluk ülkemizde geçtiğimiz yıl kişi başına düşen kitap sayısı 8,4 olarak belirlendi.
Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin verilerine göreyse Türkiye, yayın sektörleri arasında 11. sırada yer alıyor
TÜİK verilerine göre basılı kitap sayısı her geçen gün artıyor ancak bu durum aynı oranda bir okuma durumu olduğu anlamına gelmiyor
Elektronik kitaplar da dahil Türkiye’de 2008 yılında yaklaşık 32 bin adet kitap basılmış. Bu sayı, 2014 yılında 50 bini geçmiş
Ancak basılan kitapların yanında okuma oranları bir hayli düşük. TÜİK verileri bu oranı “1 dakika” olarak açıkladı
Kişisel ihtiyaçlar listesinde kitap okumak 235. sırada yer alırken televizyon izlemeye ayrılan süre 6 saat, internet kullanımına ayrılan süre ise 3 saat olarak açıklandı
Araştırmaya göre en çok kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 ile Fransa ve İngiltere geliyor. Hemen ardından yüzde 14 ile Japonya, yüzde 12 ile de ABD
En çok okunan türlerin başında yüzde 65 ile aşk, yüzde 24 ile siyaset, yüzde 13 ile düşünce, yüzde 7 ile de kişisel gelişim kitapları geliyor
Dünya genelindeki oranlarına baktığımız zaman ülkemizin durumu bir hayli üzücü. Bir dakikalık oranın önümüzdeki yıllarda giderek artması umuduyla. Yaşasın okumak!
Kaynak: 1