“Her zaman keşfetmek için bak” sloganıyla 20 yılı aşkın süredir doğa severlerin hayallerine dokunan Atlas Dergisi Türkiye’de mutlaka yaşanması gereken maceraları listeledi. Dünyanın uzak rotalarını düşlemeden önce görmekte fayda var.
Yenice ormanlarında kamp
Cüneyt Oğuztüzün
Karabük’ün Yenice ilçesi sınırlarında bulunan Yenice ormanları, son yıllarda yapılan çalışmalarla doğaseverler için bir cazibe merkezi haline geldi. Yenice ormanları içindeki Çitdere ve Kavaklı mevkileri, zengin ekosistemleri nedeniyle koruma altında. Çitdere’de porsuk, fındık, karaçam, akçaağaç, sapsız meşe ve dağ karaağacı; Kavaklı’da ise anıt porsuk ve fındık ağaçları egemen. Karabük Valiliği’nin girişimiyle Yenice ormanları içindeki beş kısa, dokuz günübirlik, beş kamplı uzun yürüyüş rotası ve yedi bisiklet rotasının ayrıntılı çalışması yapılarak bir kitapta toplandı. Bu çalışma ile Yenice ormanlarının birçok yeni özelliği ortaya çıkarıldı, ormanlar dört mevsim trekking ve kamp yapılabilecek bir alana dönüştü. Yenice ormanlarında doğa yürüyüşleri ve kampçılık dışında kaya tırmanışı, kanyon geçişi gibi başka doğa sporları da yapmak mümkün. Alanda üç adet kanyon geçiş parkuru bulunuyor. Bunlardan Küçük Şeker Kanyonu 3 kilometre, Büyük Şeker Kanyonu 4.5 kilometre ve Kızılkaya Vadisi parkuru 12 kilometre uzunluğunda.
Babadağ’da yamaç paraşütü
Erdem Yavaşça
Yüksekliği 1969 metre olan Babadağ, Denizli il sınırları içinde ama uçuşlar Fethiye’ye bağlı Ölüdeniz sahillerine yapılıyor. Buradan yapılacak bir uçuş yöreye 2 bin metrelik bir yükseklikten bakmanızı sağlıyor. Başlangıçta yaşanan heyecan havalandıktan kısa bir süre sonra yerini hayranlığa bırakacak ve uçuşun bitmesini istemeyeceksiniz. Eğer hava açıksa Patara, Dalaman, hatta Rodos’u bile görebilirsiniz. Peki yamaç paraşütü ile uçmayı bilmeden böyle bir maceraya atılmak olanaklı mı? Kesinlikle evet. Babadağ’dan her yıl 20 bin civarında kişi turistik amaçlı yamaç paraşütü uçuşu yapıyor. Hocalar eşliğinde ve çift kişiyle yapılan bu atlayış için Ölüdeniz’de bir acenteye bir gün önceden veya sabah erkenden başvurmak yetiyor. Deneyimli pilotlar eşliğinde yapılan uçuşun süresi yaklaşık yarım saat. Eğer yaz aylarında Fethiye civarında tatil yapıyorsanız yamaç paraşütünü denemenizi öneririm. Yarım saatliğine de olsa dünyanın en güzel sahillerine yukarından bakma şansı yakalayacaksınız. Babadağ’dan süzülerek unutulması mümkün olmayan bir deneyim yaşamak için Ölüdeniz sahillerine gitmek yeterli.
Kaş’da dalış
Ali Ethem Keskin
Dalış sporuyla uğraşanların her yıl defalarca ziyaret ettiği Kaş’a gösterdikleri ilginin nedeni kıyılarının oldukça ilginç dalış parkurların sahip olması. Dünyada Kızıldeniz ve Endonezya neyse Türkiye’de de Kaş odur. Anadolu’nun Batı Akdeniz kıyıları akıntı, duvar, mağara ve batık dalışları için idealdir. Kaş ise bu konuda neredeyse bir numara.
Kaş civarında balık türlerinin yanı sıra Akdeniz fokuna da rastlanması dalışa olan ilgiyi artırıyor. Ayrıca mercan resifleri de ilgi çekici. Pırasalı Ada’nın derinliklerinde bulunan mağara ise en çok dalış yapılan bölgelerin başında geliyor. Mağara, girişindeki ışık huzmeleriyle ünlü. Dalış en az diğer doğa sporları kadar özen ve sürekli eğitim isteyen bir spor dalı. Kısa bir eğitimden sonra önce 5 sonra da 15 metreye daldırıyorlar. Kaş’ta bulunan dalış okullarından birinden iyi bir eğitim almadan dalmayın. Hele çok deneyimli değilseniz tek başınıza asla dalmayın. Dalış sırasında insan etrafına bakarken ne kadar derine indiğini fark etmiyor bile. Çevrede o kadar çok ilginç şeyler var ki, insan ayağının yere değdiğini ve kaç metreye indiğini umursamıyor. Dalarken bu duygulardan uzaklaşmak ve dalış sporunun kurallarına uymak gerekiyor, tersi davranışın geri dönülmez hatalara yol açacağı unutulmamalı.
Gökova’da bisiklet turu
Hüseyin Ürkmez
Bisikletle Ege kıyılarında gezmek, köylerde ve sahillerde konaklamak, denize yüksekten bakmak, ormanlarında kaybolmak, dalgaları dinleyerek uyumak… Gökova Körfezi’nde yaşanacak bir maceranın kazanımları bunlar. Özellikle anayollardan gidenler bazen aşırı hız yapan otomobillere dikkat etmeli. Rota bazen dağ yollarından, bazen de sahilden gidiyor. Özellikle dağlık alanlarda su bulmak sorun olabilir. Bu nedenle köşede bir miktar su bulundurmakta fayda var. Ulaşım aracı bisiklet olunca taşınması gereken malzemeler de minimuma inmek zorunda. Ayrıca eğer önceden antrenman yapılmamışsa parkur epey yorgunluk verebilir.
Köprülü Kanyon’da kano
Saner Gülsöken
Köprülü Kanyon Antalya’nın Manavgat ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Köprüçay’ın Bolagam köyü ile Beşkonak arasında kalan 3 bin 614 hektarlık alan 1973 yılında milli park ilan edildi. Milli park, olağanüstü doğa yürüyüş parkurlarına sahip. Köprülü Kanyon’u asıl ününe kavuşturan rafting etkinlikleri oldu. Türkiye’nin ilk rafting parkurlarından biri olan Köprülü Kanyon macera tutkunları için ideal bir bölge.
Rafting parkuru Oluk Köprü’nün yaklaşık 100 metre aşağısında, suyun nispeten daha durgun olduğu noktada başlıyor. Amatörler daha çok Oluk Köprü’den başlayarak 10 kilometrelik bir heyecan yaşadıktan sonra Beşkonak’ın ilerisindeki beton köprüde maceraya son veriyor. Daha deneyimli olanlar ise beton köprüden sonra devam eden ve daha tehlikeli olan üç kilometrelik parkuru da geçiyor. Köprülü Kanyon’da rafting hizmeti veren birçok turizm şirketi var. Çoğuna Antalya’dan ya da Köprülü Kanyon civarındaki rafting bürolarından rezervasyon yaptırmak mümkün.
Süphan dağı tırmanışı
Hakan Öge
Türkiye’nin tırmanılması en kolay dağlarının başında gelen Süphan Dağı, Bitlis ile Ağrı il sınırları içinde yer alıyor. Doğu Anadolu volkanlarının Van Gölü kenarındaki bu görkemli temsilcisi çok yakın zamanlara kadar aktivitesini sürdürdü. Dağın eteklerindeki Aygır Gölü bu aktiviteler sonucunda oluşan tipik bir volkanik göl. Bu tür göllere “maar” adı veriliyor. Dağın zirvesi yakınlarında bir de buzul mevcut. Bir zamanlar tüm zirveyi ve vadileri kaplayan bu buzul ne yazık ki günümüzde epey kücülerek yamaçlara kadar çekildi.
Yüksekliği 4 bin 54 metre olan dağa en kolay tırmanış Bitlis-Adilcevaz’dan yapılıyor. Kışkılı mezrasından başlayan tırmanış muhteşem bir manzara eşliğinde 3 bin 700 metreye kadar devam ediyor.
Bu noktaya kadar zemindeki volkan küllerinin yumuşaklığı sanki çim zeminde yürünüyor hissi veriyor. Yükseldikçe Van Gölü de küçücük görünüyor! Bu etap 3 bin 700 metrede Süphan’ın ilk kraterinde sona eriyor. Sıkı bir şekilde dinlenerek ve beslenerek son etaba hazırlık yapılıyor. Burası büyük bir düzlük ve tam ortasında başka bir krater yükseliyor. Zirve ve göl bu kraterin üzerinde.
Bisikletle Van Gölü çevresi
Turgut Tarhan
Doğu Anadolu’yu tüm yönleriyle tanımak isteyenler için muhteşem bir macera rotası. Etrafı dağlarla çevrili Van Gölü, adeta bölgenin incisi. Etkinlik boyunca Van Gölü Havzası’nın tüm doğal ve tarihi değerleri görülebilir. Toplam 430 kilometrelik etap, göle yakın diğer ilgi çekici yerlere de girilerek uzatılabilir.
Etkinliğe sabahın erken saatlerinde Van’da başladıktan sonra ilk olarak Van-Başkale yolu üzerinde bulunan, tarihi Urartulara kadar giden kaleye gidilmeli. Hoşap Suyu’nun kıyısına kurulan kale görkemini hâlâ koruyor. Kaleyi gezdikten sonra aynı yolu dönerek Gevaş’a gidip geceyi orada geçirmek gerekiyor. Van ile Gevaş arası 35 kilometre. Ertesi gün eğer zaman varsa Akdamar Adası’na gitmek, hatta orada bir gece kamp kurmak da oldukça keyifli bir seçenek. Etkinliğin en zor etabı Gevaş-Tatvan arası. Bu etap toplam 107 kilometre. İki ilçe arasında bulunan 2 bin 234 metre rakımlı Kuskunkıran Geçidi’nin Tatvan yönüne olan çıkışı 40 kilometre. Tatvan’a ulaşılamazsa Van Gölü’nün muhteşem kıyılarında kampta gecelenebilir; zaten yöreye gelip de göl kenarında kamp kurmamak olmaz. Ertesi günkü hedef bir zamanlar bölgenin en ürkütücü volkanı olan Nemrut Dağı’ndaki kaldera gölleri.
Kapadokya’da balon turu
Sinan Çakmak
Türkiye’de doğa ve insan ilişkisinin en güzel gözlendiği yerlerden biri Kapadokya. İnsanlar, muhteşem doğal oluşumları oyarak yaptıkları barınak ve tapınaklarda yüzlerce yıl doğal anıtlarla iç içe yaşadı. Bölge bu özellikleri nedeniyle her yıl yüz binlerce turisti ağırlıyor. Ziyaretçiler Kapadokya’nın gizemli vadilerinde hem doğal oluşumları, hem de buralara yapılan barınakları, tapınakları geziyor. Son yıllarda ziyaretçilere Kapadokya’yı balonla yukarıdan izleme olanağı da sunuluyor. Bu etkinlik Türkiye’nin en görkemli manzaralarını sunuyor. Erciyes ve Hasan Dağı’nın yüz binlerce yıl ovada biriktirdiği tüflerden oluşan muhteşem yer şekilleri olan peribacalarını yukarıdan izlemek bir başka heyecan veriyor insana. Hele sabahın erken saatlerinde Erciyes zirvesinden doğan güneş, volkanın sanki yeniden faaliyete geçtiği izlenimini uyandırıyor. Balon bazen öyle çok yükseliyor ki insan ürperiyor.
Balonun ne tarafa gideceği ve nereye ineceği o günkü rüzgârın durumuna göre değişiyor ama tüm balonların farklı iniş noktaları var. Kaza riskinin çok az olduğu bu etkinlikte bol bol fotoğraf çekme imkânı da var. İlk zamanlar çok fazla rağbet görmeyen balonlarda son yıllarda bazen yer bulunmuyor. Bu nedenle önceden rezervasyon yaptırmak gerekebilir. Toplam yedi firmanın 30 balonla hizmet verdiği Kapadokya’da balonların büyük bir çoğunluğu 250 metreye çıkıyor. Birkaç balon daha da yükseğe çıkabiliyor. Göreme, Uçhisar, Ortahisar ve Zelve’yi bir iki saat süreyle yukarıdan izlemenin bedeli 150-250 avro arasında değişiyor.
Karapınar Kumulları
Cüneyt Oğuztüzün
Herkes Karapınar kumullarını duymuştur; apayrı bir güzelliği vardır. Bölgede bir de erozyon önleme sahası bulunuyor. Ama asıl kumullar Karacadağ’ın eteklerinden Karapınar’a doğru fark ettirmeden yaklaşıyor. Araçla arazide dolaşırken bunu çok açık bir şekilde anlayabilirsiniz. Etkinlik için akşam saatlerine yakın bir zamanı seçerseniz daha az zorlanırsınız. Çöl ortamında öğle sıcağında yürümenizi tavsiye etmem.
Yolculuk Karapınar’dan başlıyor. Ereğli yolu üzerindeki şehitliği geçer geçmez sola dönen toprak yola girerek Karacadağ yönüne ilerleyin ve sakın yoldan çıkmayın. Çıkarsanız bitki örtüsünün altında derin bir kumun yattığına şahit olabilirsiniz. Yani arabanız batar. İşte o zaman gerçek bir çöl macerası yaşarsınız. Yolun sola döndüğü noktada araçtan inerek Karacadağ’ın sağındaki sırtlara doğru ilerleyin. Yanınıza bol miktarda su almazsanız ciddi bir sorun yaşayabilirsiniz. Çünkü tam bir çöl ortamına giriyorsunuz.
Buzul göllerini keşif
Turgut Tarhan
Türkiye’nin en güzel buzul gölleri Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde yer alıyor. Keşif Erzurum’un İspir ilçesine bağlı Yedigöller’den başlıyor. İsmini bir çanak içinde bulunan yedi buzul gölünden alan bölge ideal bir kamp yeri. Ne yazık ki göllere kadar araç yolu yapıldı. Bu da muhteşem doğa harikalarının yakın gelecekte kirleneceği anlamına geliyor. Buradan birer günlük arayla Çifte Göller’e giderek orada kamp kurulabilir, bir gün sonra da Aksu göllerine yürüyüş yapıp geri dönülebiliyor.
Rize-Erzurum sınırları içinde kalan Verçenik Dağı (3 bin 709 metre) civarındakiler Doğu Karadeniz Dağları’ndaki en güzel buzul göllerinin başında geliyor. Etkinliğe Yedigöl köyünün Pidasor Yaylası’ndan başlanıyor. Birkaç saatlik yürüyüşle Mal Gölü’ne ulaşarak kamp kurulabiliyor. Burada iki gün geçirebilir, Deli Göl ve Yıldız Gölü’ne günübirlik yürüyüşler yapabilirsiniz. Daha sonra Verçenik zirvesinin altında bulunan Kapılı Göller’e gidip bir gün kamp kurulabilir. Kapılı Göller’den tekrar kuzeye yani gelinen yöne doğru sırtlardan yürünürse iki saat sonra bir gölle karşılaşılıyor. Mocar adındaki bu gölün biraz üzerindeki patika takip edilerek bir aşıta varılıyor.
Karagöl Dağı
Hakan Öge
Ordu’nun en ünlü yaylalarından Çambaşı’dan doğuya doğru baktığınızda görkemli Karagöl Dağı ile karşılaşırsınız. Karagöl Dağı’nın zirvesi deniz seviyesinden 3 bin 107 metre yükseklikte. Dağda birbirinden güzel altı tane göl bulunuyor. Zirvenin hemen altında bir buzul gölü olan Aygır yer alıyor.
Türkiye’de paraşüt
Cavit Kökten
Paraşütle atlamak belki de masrafı en az ama heyecanı en fazla macera etkinliği. Paraşüt sporunu yapmaya karar verdikten sonra yapılması gereken tek şey Türk Hava Kurumu’na (THK) başvurmak. Temel kurs yedi gün sürüyor ve tamamen ücretsiz. Kursiyerin yapacağı tek masraf kurs yerine gidiş geliş için. Yemek ve yatak masraflarını THK karşılıyor. Tek şart eğitimin başlamasından bir gün önce kurs yerinde olmak. Ayrıca kursta devam mecburiyeti var. İlk üç günkü teorik ve uygulamalı derslerden sonra 450 metreden yapılacak üç atlayışla kurs sona eriyor. Kursu bitirenlere başlangıç sertifikası veriliyor. Kursiyerler eğitimi Eskişehir’in 36 kilometre batısındaki İnönü Meydan İşletme Müdürlüğü’nde alıyor. Kursa başlayacak olanlar mevsim ne olursa olsun mutlaka kalın giysiler de getirmeli.
Kursa katılmayan ama gökyüzünden yeryüzünü izlemek ve kısa süre de olsa yükseklerde dolaşmak isteyenler için de güzel bir alternatif var. Adına “tandem atlayış” denen bu türde, tecrübeli bir pilotun yanında hayatında hiç paraşütle atlamamış bir kişi bulunuyor. Tüm kontrol tecrübeli paraşütçüdedir. Atlayış yaklaşık 3 bin metreden yapılır, havada kalma süresi de ortalama üç dakikadır. İlk eğitimi aldıktan sonra paraşüte devam etmek isteyenler için ise ücretli tekâmül kursları da açılıyor. Mayıs-eylül ayları arasında açılan bu kurslarda katılımcılar kendi paraşütlerini açacak ve serbest düşüşü yapılabilecek seviyeye getiriliyor. Atlayış sayısına göre de paraşütçüye sertifika veriliyor.
Kartepe’de kış yürüyüşü
Yıldırım Güngür
Kocaeli’nin Maşukiye ilçesi sınırları içinde yer alan 1606 metre rakımlı Kartepe, yaz ve bahar aylarında yöre sakinlerinin nefes alabildiği yüksek alanlardan biri. Kamp yerleri ve kısa yürüyüş parkurları ile doğaseverlerin sık sık uğradığı Kartepe kış gelir gelmez aşılması zor bir engele dönüşüyor. Öyle ki Sapanca’da, Maşukiye’de yağmur çiselerken Kartepe’de tipiden adım atmak bile olanaksız hale gelebilir. Ağaçların dalları karı tartamayacak kadar ağırlaşır. Sonra yağış diner ve Kartepe’de güneş açar. Artık yerde iki metreye yakın kar vardır ve Kartepe karın tadını çıkarmak isteyenleri bekler.
Kışın Kartepe’de yürümek isteyenlere karlarla kaplı zirve yolunu öneriyorum. Hem ortanın üzerinde bir performans harcayacağınız, hem de kaybolma riskini hiç yaşamayacağınız bir macera rotası. Yürürken karla kaplı ormanda bir an yalnızlık hissederek kaybolma korkusu bile yaşasanız yoldan çıkmadığınız sürece kaybolmazsınız. Kuzu Yayla kamp alanının girişinde başlayacak olan yürüyüşünüz bir saat sonra Kuzu Yayla’da sona erecek. Burada mola vererek doğanın muhteşem görüntülerini kazıyın belleğinize. Ağaçlar gelinlik kızlar gibi beyaza bürünür. Dalları karı taşıyamaz hale gelir. Mola sırasında sıcak sıvı içmenizde fayda var. Moladan sonra tekrar yola çıkın. Hedefiniz Kuzu Yayla’dan sonra devam eden yolu takip ederek zirveye varmak. Yol kıvrıla kıvrıla yukarı doğru tırmanmaya başlayacak. Biraz kar da yağıyorsa değmeyin keyfinize.
Kızlar Sivrisi tırmanışı
Hakan Öge
Kızlar Sivrisi 3 bin 86 metre ile Batı Toroslar içinde yer alan Bey Dağları’nın en yüksek zirvesi. Yüksekliği belki çok fazla değil ancak tırmanışa deniz seviyesinden başlandığı düşünülürse hiç de azımsanacak bir rota değil. Örneğin Ağrı Dağı’na tırmanış için ana kamp 3 bin 200 metrededir. Yani iki günde 1937 metre çıkılıyor. Oysa Kızlar Sivrisi tırmanışı için Antalya’dan yola çıkanlar iki günde neredeyse 3 bin 100 metrelik bir tırmanış yapıyorlar.
Kızlar Sivrisi için en uygun tırmanış rotası Antalya – Elmalı yolu üzerindeki Çamçukuru Vadisi. Bu rota kondisyonu iyi olan herkesin rahatlıkla çıkabileceği bir rota. Aracı olmayanların öncelikle Antalya otogarından kalkan Elmalı minibüslerine binip Elmalı’ya ulaşmaları gerekiyor. Tırmanıştan önce Orman İşletme Müdürlüğü’nden izin almak gerekiyor. Çünkü rota üzerinde koruma altına alınan sedir ağaçları var. İzin konusunda pek bir pürüz çıkmıyor.
Uçan Su Parkurları
Yıldırım Güngör
Günübirlik bir macera yaşamak için ideal bir parkur. Antalya’nın Serik ilçesi sınırları içinde yer alan Uçan 1 ve Uçan 2 şelaleleri hem heyecanlı bir keşif etkinliği, hem de muhteşem doğa görüntüleri sunuyor. Şelaleler Kozan ve Akçapınar köyleri arasında. Ama etkinlik için yürüyüşe Kozan’dan başlamak gerekiyor. Parkurun toplam uzunluğu gidiş dönüş yaklaşık 15 kilometre. Kozan, Bozburun Dağı’nın eteklerinde yer alan şirin bir köy. Tek restoranı olan Pednelisos, kahvaltı için ideal. Restoran, ismini köyün yakınında bulunan ve her geçen gün biraz daha tahrip edilen antik kent Pednelisos’tan almış. Zamanı olanlar bu antik kenti ziyaret ederek etkinliği daha da zenginleştirebilir.
İlk etap orman yolundan davam ediyor ve eğimi olduk ça uygun. Yol bir düzlükte sona eriyor. Buradan itibaren patikayı takip etmek gerekiyor. Ancak ormandan aşağı inen patikanın eğimi oldukça dik. Bölge karstik bir yapıya sahip olduğu için suyu yutuyor. Bu nedenle gürül gürül akan bir dere görmek olanaksız. Orman içindeki bu dik eğimli patikadan yaklaşık 15, 20 dakikalık bir iniş sonrasında eski bir yola iniliyor. Şelale buraya çok yakın ama bu doğa harikası öylesine gizlenmiş ki dibine kadar gitmeden görmek olanaksız.