Pek çok büyük şehri cazibeli kılan şey geceyi pırıl pırıl yapan ışıklandırmalardır. Özellikle metropollerdeki köprülerin, gökdelenlerin, dev alışveriş merkezlerinin aydınlatma sistemleri insana ulaşılması zor bir dünyanın kayıp parçası olma hissiyatı veriyor. Tüm bu ışık showunu seyrederken aslında yaratılan kirliliği, fuzuli yere harcanan enerji miktarını hiç düşündünüz mü? Tasarruf adına elbette karanlığa gömülemeyiz. Ancak aydınlatmanın da bir sistemi, doğruları ve yanlışları var. İşte size maddelerle farkında olmadan yarattığımız ışık kirliliği…
1. Neden aydınlatmalara ihtiyacımız var?
Gece çevremizi daha iyi görmek , daha kolay çalışmak, kendimizi daha güvende hissetmek için, ticari anlamda reklam yapıp müşteri kazanabilmek adına aydınlatmaya ihtiyaç duyuyoruz. Ancak Türkiye ile birlikte tüm dünyada kötü ve yanlış aydınlatma uygulamaları giderek yaygınlaşmakta.
2. Işık kirliliği
Işık kirliliği, yanlış yerde, yanlış miktarda, yanlış yönde ve yanlış zamanda ışık kullanılmasıdır. Gereğinden fazla ve yanlış yerde ışık kullanmak etkisiz aydınlatma demektir; bunun sonucu olarak ışığı üretmek için harcanan enerjinin önemli bir kısmı da boşa gitmektedir.
3. Işık tecavüzü (Işık Taşması)
Işık kirliliğinin çeşitleri vardır. Bunlardan biri de ışık tecavüzü; yani ışığın taşmasıdır. Işığın istenmeyen ya da gerekmeyen yeri aydınlatması olarak tanımlanır.
4. Göz kamaşması
Gözün alışık olduğu aydınlatma düzeyini aşıp görme yetisinin bozulması ve nesnenin görünürlüğünün kaybolmasıdır. Eğer ışık kaynağı, aydınlattığı nesneden daha belirgin ise aydınlatma kötüdür.
5. Dikine ışık
Doğrudan gökyüzüne giden ışık. Sözün tam anlamıyla boşa giden, uzayda kaybolan ışıktır. Astronomlar ve gökyüzünü seyretmek isteyen herkes için en kötü ışık kirliliği budur. Işığın atmosferdeki tozlar ve moleküller tarafından saçılması sonucu göğün doğal parlaklığının bozulmasına, artmasına neden olur. Kamaşma ve ışık tecavüzü yaratan armatürler dikine ışık da gönderirler. Şehirlerin üstünde uçaktan görülen ışık denizi, çoğunlukla yukarıya doğru yanlış yönlendirilmiş ışıklardır.
6. Aşırı miktarda ışık
Belli bir işin yapılması için gereken aydınlatma miktarını aşan ışık. Fazla ışık her zaman iyi aydınlatma demek değildir.
7. Işık kirliliği boşa giden para demektir
Işığın üretim maliyeti yüksektir. Kamaşma, ışık tecavüzü, dikine ve aşırı ışık boşa giden enerji demektir. Uluslararası Karanlık Gökyüzü Birliği’nin yaptığı bir araştırmaya göre, bu şekildeki dış aydınlatmalarda ışığın %30 kadarı boşa gitmektedir.
8. Maliyet
Bu yanlış uygulamaların maliyetinin ABD’de yılda 2 milyar dolar olduğu hesaplanmıştır. İngiltere’de ise yanlış ışıklandırma yılda 53 milyon sterlin tutarında enerji kaybına neden olmaktadır. Türkiye’de bu yönde bir araştırma yapılmamış olsa da ilk değerlendirmeler en az %30 enerji kaybı olduğu yönündedir. Işık kirliliğine karşı önlem almak yaklaşık bir elektrik santralı kurmak anlamına gelmektedir.
9. Işık üretimi
Işık üretilirken kömür, petrol ve su gibi doğal kaynaklar kullanıldığı için boşa giden ışık doğal kaynakları da boşa harcamak demektir. Maliyeti ne olursa olsun, boşa giden enerji üretilirken çevre kirliliği de yaratılmaktadır.
10. Doğal hayata etkileri
Kötü aydınlatmadan zarar görenler yalnız devlet bütçesi ya da gece gökyüzünü izlemek isteyenler değildir. Örneğin göçmen kuşlar için ışık kirliliği yeni bir tehlikedir. Göçmen kuşlar milyonlarca kilometre yol kat ederken kısmen takım yıldızlardan yön bulurlar. Gökdelenler, deniz fenerleri gibi yüksek yapılardan yayılan ışıklar onlar için çekici olur. Bunun sonucu, kuşlar ya yorulup düşünceye kadar ışık etrafında fır dönerler ya da doğrudan binaya çarparlar. Bu şekilde bir gecede binlerce kuşun öldüğü bilinmektedir.
Kimi deniz hayvanlarının yuvalama alışkanlıkları ışık kirliliği ya da yapay aydınlatma yüzünden tehlikededir. Deniz kaplumbağalarının binlerce yumurtasından çıkan yavrulardan yalnızca birkaçı denize ulaşabilmektedir. Denize ulaşmak için deniz ile kara arasındaki aydınlık farkını kullanan kaplumbağalar yapay ışıklandırmalarla karaya yönelince hayatlarından olmaktadırlar. Avustralya’da yapılan bir araştırmaya göre mercanlar, üzerlerine düşen aşırı ışık yüzünden kendilerine renklerini veren mikroskobik bitkileri reddetmekte, beyazlaşmakta ve strese girmektedirler!
11. Kültürel etkisi
Yerleşim yerlerinin gelişi güzel aydınlatılması, hem profesyonel gökbilimcileri hem de halkı ve gökyüzünü özel araçlarla izlemeyi seven amatör astronomları etkilemektedir. Gözlemevleri şehirlerden yüzlerce kilometre uzakta olsalar bile, bu sorunla karşı karşıyadır.
12. Doğru aydınlatma
Göğü aydınlatamazsınız! O halde, ilke olarak, izlenecek en basit yol ışığın göğe yönelmesini kesmek ve aydınlatılacak yere yöneltmek, birim enerji başına daha çok ışık veren kaynakları kullanmak, zamanlayıcılarla gereksiz aydınlatmaları -örneğin reklam ve ilan ışıklandırmalarını- gece yarısından sonra kapatmak olmalıdır.
13. Dünya ne yapıyor?
Birçok ülkede ışık kirliliğine karşı dernekler, birlikler kurulmuş, ulusal komiteler oluşturulmuştur. Bu kuruluşların üyeleri arasında, profesyonel ve amatör gökbilimciler dışında, aydınlatma mühendisleri, mimarlar, armatür üreticileri ve diğer çevreciler de yer almaktadır. Hepsinin amacı, ışığın nerede lazımsa orada kullanılması, gece güvenliğin ve iyi görme koşullarının sağlanması, gökyüzünün karanlık kalması ve böylece enerjinin tasarruf edilmesidir.
Uluslararası Astronomi Birliği(IAU) Yönetim Kurulu, 4 Temmuz 1998 de bir bildiri ile Birleşmiş Milletler’i uyararak, ışık kirliliğini önleyici her türlü çalışmayı desteklediğini duyurmuştur. Başta ABD, İspanya olmak üzere birçok ülkede yerel yönetimlerin çoğu ışık kirliliğine karşı özel yasalar ve yönetmelikler çıkarmakta ve uygulamayı yaygınlaştırmaya çalışmaktadır.
14. Biz ne yapmalıyız?
Işık kirliliğinin önlenmesi konusunda herkese görev düşmektedir. Bunun için doğru aydınlatma konusunda bilgi sahibi olunmalı. Kendi uygulamalarınızda doğru aydınlatma kurallarına uymanız hem sağlığınız için hem de enerji tasarrufu yapmak adına son derece önemli.
Şehrin parlak ışıkları artık o dara da çekici gelmiyor değil mi?…