4 Temmuz 2017, Turgut Uyar yaş aldı.
Yaşasaydı 90 yaşında olacaktı. Yalnızca şiir yazmak için doğan ve yaşayan bir şairdi Uyar. Çağının sanatçılarından farklı bir yeri, sesi, anlamı ve kederi vardı. Yazdığı şiirlerden birbirine yakın kurulmuş evlerin hüznü tütüyordu. Çok sevdi, çok sevildi ve hepsinden önemlisi şiirler yazdı.
Onun hayatına dair pek çok şey okumamız mümkün. Ancak yine de kendi kaleminden çıkanların yeri her zaman için ayrıdır.
1. Merhaba dünya
“Ankara’da doğdum. İlk hatırladığım mekân, iki katlı, iki katı biraz karanlıkça küçük bir ev. Ve bu evde ilk zehirlenme”
2. Kâğıt kalemle ilk tanışma
“Babam harita binbaşısıydı. Çalışkan bir adamdı, çok iyi bir hattattı. Ankara’nın Latin alfabesi ile ilk sokak levhalarını, geceler boyu çalışarak ilk o yazmıştı. Ölümünden on-on beş gün öncesine kadar çalıştı ve her akşam içti rakısını. Seksen yaşını aşmıştı öldüğünde. İstanbul’a göçtük. İlkokula orada başladım. “Hırka-i Şerif İlkokulu” ya da “19. İlkmektep”
3. İlk öğrencilik
“Müziğe ilk yakınlığım alaturkayla olmadı. Oysa babam ut, ölen büyük ablam keman, küçük ablam her türlü telli sazı çalardı. Müzikle ilk yakınlaşmam Necip Celal Antel’in tangolarıyla başlar. Hüzünlü bir çocuktum. Nedense hep ağlamaya hazır. Dördüncü sınıftaydım. Henüz kare’ye murabba, paralelkenar’a mütevaziyüladla, yamuk’a sibinmünharif, çarpma’ya darp, bölme’ye taksim diyorduk. Bir yıl sonra, beşinci sınıfta değişti terimler. Artık nakıs, eksi; mustatil, dikdörtgen olmuştu.”
4. İlk aşk
“İlk aşkım, sarsıcı, hüzünlü, umarsız ilk aşkım o yıla rastlar. Bir mahalle arkadaşımın dayısının kızı. Onun da benden hoşlandığını sanmak istiyordum. Ne var ki, tek yabanlık pantolonumun tam cebinin üstünde kolay kolay saklanamayan bir yırtık vardı.”
5. Özgürlük tutkusu
“Asker okullarında hiç mutlu olmadım. Genellikle yatılı okullarda mutlu olan çocuk yoktur sanıyorum. Başkalarının, hatta somut başkalarının da değil de, hiç kavrayamadığım bir otoritenin belirlediği ve çoğu zaman saçma bulduğumuz bir şeyler yaşamak.”
6. İlk şiir
“İlk şiirim 1947 yılında Yedigün dergisinde yayımlandı. Çok önemsemedim. Heyecanlanmadım. O derginin şiir beğenisinin üst düzeyde olmadığı duygusu vardı içimde. Bir inat sorunuydu benimki. Sonraları, küçücük Kaynak dergisi ile inatlaşmaya başladım. Bir yıl sürdü. Başardım.”
7. Geçim derdi
“1948 yılında kur’a usulü tayinle Posof’a gittim. Yirmi bir yaşında, evli ve bir çocuklu olarak. Posof’a varışımızın ertesi günü, ilk maaşımı, işe geç başladığım için alamadım ve ilk kez borçlandım. Bakkala gidip kuru fasulye almak istedim. Yoktu kuru fasulye veya benzeri yiyecekler. Böylesi kıyı köşe yörelerde, herkesin kışlık yiyeceğini yaz ortalarında edindiğini öğrendim”
8. Şairin doğrusu
“Galiba ilk’ler değil önemli olan. Koşullar. Bir yaşta herkes dünyayı kendine göre görür, kendine göre yorumlar. Bu gördüğü, kurduğu, yorumladığı, genellikle doğrudur, yaratılışı doğrultusundadır.”
9. Her şeyden biraz…
“Her şeyden biraz kalır, diyor bir İtalyan atasözü. En inandığım doğrulardan biri. Söylemeden edemeyeceğim bir doğru da şu: Aşk söz konusu olduğunda, ikinci de, üçüncü de, sonuncu da ilk’tir.”
Kaynak: 1