Ekosistem canlılığıyla tabiatı renklendirse de, bazı bitkiler neslinin tükenme tehdidiyle karşı karşıya kalarak bu canlılıktan kopmak üzere. Dünyada bazı bitkiler var ki, başka hiçbir yerde eşi benzeri yok. Kuşadası çevresinde yetişen tüllüşah da o bitkilerden biri. Evrensel’in haberine göre eşine benzerine rastlayamayacağınız bitki turizmin ve plansız yapılaşmanın tehdidiyle karşı karşıya. Eğer gerekli önlemler alınmazsa doğada belki de artık hiç var olmayacak bu bitkiyi yaşatma konusunda hepimiz birer sorumluyuz ve önlemini almalıyız.
Dünyada yalnızca Kuşadası çevresinde yetişen Tüllüşah’ın nesli tükeniyor.
Nesli tükenmekte olduğu gibi bir de bölgede yeni yapılacak inşaat projeleri Tüllüşah’ın sonunu daha fazla hızlandırıyor.
Uluslararası koruma kriterlerince “CR-vahim durumda” olarak ifade edilen bitkinin neslinin artması için yetkililerin dikkatli ve titizce durumu ele alması gerekiyor.
Bazı bitkilerin yetiştikleri yöredeki önemleri diğer bitkilerden daha fazla. Fransa’nın Provans ve Isparta’nın Keçiborlu ilçesindeki lavantalar gibi, Kuşadası için de tüllüşahın önemi kendi bölgesi açısından oldukça büyük.
Gerek doğal yaşam, gerekse ekosistem açısından düşünüldüğünde nesli tükenen bu bitkiyi kurtarmak hepimizin görevi.
Tüllüşah’ın bölgede en çok görüldüğü yerler Kuşadası çevresindeki Yaylaköy, Dilek Yarımadası Milli Parkı, Samos Adası, Darboğaz, Güzelçamlı, Davutlar mahalleleri.
İlk olarak 1979 yılında İskoç botanikçi kaşif Huber-Morath tarafından dünyaya yeni bir bitki türü olarak kazandırılan tüllüşah, bölgenin kalkınmasında da önemli rol oynadı.
Fakat bunun dışında, Kuşadası’nda turizm ve plansız yapılaşma bu ender bitkinin gelişimini engelledi.
Ekosistemi ve Doğayı Koruma Derneği (EKODOSD) kontrolsüz ve plansız yapılaşmanın doğada hangi türlerin yok olduğunun farkında bile olunmadığını ifade ediyor.
Ekodosd Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, sayılabilir ölçüde kalan ve kaybolmaya yüz tutan önemli değerlerden birisinin tüllüşah olduğunu belirterek; “Bitkinin tip lokalitesi giderek yok oluyor. “Vahim Durumda” (CR) kategorisinde, yani çok yakın gelecekte yok olma riski altında bulunuyor. Bu nedenle, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından 2017 Yılı Stratejik Koruma Planı içine alınmış ve Türkiye’de seçilen 16 tür arasına girmiştir” dedi.