Eminiz birçok kez takip edildiğinizi düşünmüşsünüzdür. Sokakta, metroda, AVM’de… Yaptığınız her şeyin başkaları tarafından izlendiğini. Bunun başlıca sebeplerinden biri kameralardır. Güvenlik gibi birçok farklı amaçla kullanılan bu kameralar, toplumsal düzeni koruma amacıyla vardır. En azından bize böyle söylenir.
Ama bazen daha garip bir his olur. Etrafta kamera ve insan yokken bile, bir çift gözün sanki bizi izlediğini hissederiz. Bu his, web cam’imizin önünü kapatmakla bile geçmez.
Sanki Reality Show’un içindeymişiz ve herkes bizi izliyormuş gibi. İşte tam bu noktada Truman Show Sendromu devreye giriyor. Evet sendromumuzun adı, 1998 yılında çekilen The Truman Show’a dayanmakta.
Gelin bu ilginç sendromu biraz inceleyelim.
1. Bildiğiniz her şey sahte
1998 yılında Andrew Niccol’un yazdığı Peter Weir’in yönettiği filmde Jim Carrey, Truman adlı karakteri canlandırmaktadır. Truman’ın yaşadığı Seaheaven adlı yer, aslında devasa bir settir ve orada yaşayan herkes set oyuncusudur. Buna annesi, babası, eşi ve en iyi arkadaşı da dahil. Her şeyin bir oyun olduğunu bilmeyen tek kişiyse Truman’dır.
2. 30 yıl, 5 bin kamera, 7/24 süren canlı yayın
Truman daha dünyaya gelmeden bir televizyon şirketi tarafından evlat edinerek, doğduğu andan itibaren tüm hayatı kesintisiz olarak yayınlanmaktadır. Yalnız olduğunu düşündüğü anlarda bile dünyada milyonlarca insan tarafından izlenmektedir. En özel anları da dahil!
3. Tüm çıkışlar kapalı
Truman’nın adadan ayrılmaması için bilinçaltına bazı korkular yerleştirilmiştir. Örneğin bulunduğu adadan deniz yoluyla kaçmaması için, babasının denizde boğulma sahnesi gerçekleştirilmiştir. Uçağa binme fikrine sıcak bakmaması için de yukarıdaki gibi ayrıntılar eklenmiştir.
4. Truman Show Sendromu, paranoyanın yeni bir formu olarak kabul ediliyor
Sendroma ismi veren Psikiyatrist Joel ve Ian Gold kardeşler, zihinsel bir rahatsızlık olduğunu düşündükleri bu sendroma son zamanlarda sıkça rastladıklarını söylüyor. Henüz hastalık olarak kabul edilmeyen Truman Show Sendromu, paranoyanın yeni bir formu olarak kabul ediliyor.
5. “Truman Show Sendromu hastanın tüm hayatını ele geçiriyor”
Psikiyatrist Joel Gold bir röportajında, “Truman Show Sendromu hastanın tüm hayatını ele geçiriyor. Hasta; ailesinin, dostlarının, iş arkadaşlarının önceden yazılmış bir senaryoyu okuduklarını ve evlerinin, iş yerlerinin, hastanelerin birer televizyon setinden ibaret olduğunu düşünüyor.” açıklamasında bulundu.
6. İlk hastalar filmden 4 yıl sonra ortaya çıkmaya başladı
İlk belirtileri 2002 yılında gören Gold kardeşler, kendilerini Reality Show oyuncusu olarak tanımlayan hastalarını incelemeye başladı. Hastaların anlattıklarıyla Truman Show arasındaki benzerlik sebebiyle bu rahatsızlığa Truman Show Sendromu ismini vermeyi uygun bulmuşlar.
7. 11 Eylül saldırısını onun için yazılmış bir senaryo oluğunu düşünen hastalar var
Gold kardeşlerin raporunda ise ilginç bir vaka yer almakta. Hastalardan biri 11 Eylül’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırının, onun için yazılmış bir senaryo olduğunu düşünerek New York’a uçmuş ve ikiz kulelerin gerçekten yıkılıp yıkılmadığını kontrol etmiş.
8. Hastalardan biri şovun iptal edilmesi için Özgürlük Anıtı’na tırmanmaya çalışmış
Bu sendroma yakalanan biri, lisedeki sevgilisiyle Özgürlük Anıtı’nın tepesinde bir araya geleceğini ve böylece içinde olduğuna inandığı şovun iptal olacağını düşünmüş. Olaydan sonra yaptığı açıklama ise şöyle: “Kendimi her şeyin merkezinde gibi hissediyordum. Milyonlarca insanın odağı sanki benmişim, ailem ve tanıdığım herkes senaryodan ibaretmiş gibi.”
9. TV programları bu sendromun oluşmasında başrol oynuyor
Türkiye’ye 02 Melih’in sarı eşofmanıyla giren Reality Show akımı, Truman Show Sendromu’nun en önemli sebeplerinden biri olarak gösteriliyor.
10. Sosyal medya narsizmi tetikliyor
Psikolog Jean M. Twenge and W. Keith Campbell’in yaptığı bir araştırma; Facebook, Twitter, Instagram, Foursquare gibi uygulamaların narsizmi tetiklediğini gösteriyor. Bu da Truman Show sendromunun oluşmasına yol açabiliyor.
11. Sistem korkusu insanı delirtebilir
Hastalığı tetikleyen sebeplerden biri de sistemin insanlar üzerinde yarattığı baskı. George Orwell’in 1984 adlı romanında da anlattığı korkularla benzer şeyler. Sosyal medya dahil birçok alanda, yapılan her hareketin kayıt altına alınması ve ideolojik yönlendirmelerin yapılması, insanları bu sendroma daha çok sürüklüyor.
12. “İnsanlar bu sendromu kafalarından uydurmuyor”
Joel Gold’un yaptığı bir diğer açıklama ise şöyle: “İlgi merkezi olmayı seçen, sosyal statüleriyle ilgili endişeleri olan, topluluk önünde olmaktan çekinen veya özellikle bunu amaçlayan insanlar kendilerini bu sanrıyla daha çok özdeşleştirebilirler. Bence insanlar bunu uydurmuyor veya tercih etmiyor.”
13. “Bir hastalığa sizden sonra isim verildiğinde başardığınızı anlıyorsunuz”
Truman Show’un yazarı Andrew Niccol’un hastalığın varlığını öğrendiğindeki tepkisiyse ilginç: “Bir hastalığa sizden sonra isim verildiğinde başardığını anlıyorsunuz.”