Biliyoruz, ileri sürüş teknikleri uzmanı değiliz ama şu aşağıda yazdıklarımızı bilmek ve uygulamak için de uzman olmaya gerek yok; Türkiye yollarında üç-beş yıl geçirmek yeterli. Yazdığımız 30 maddeye bir 30 madde daha eklenebilir, onun da farkındayız bu arada.
Maddelere geçmeden önce size daha önce 1.919.688 kere duyduğunuz ve unutmanızın mümkün olmadığı bir de hatırlatmada bulunacağız: Burası Türkiye!
Araç kullanacağınız yollarda, milyonlarca muhtemel trafik canavarı dolaşıyor. Bu yolları ve kurallara harfiyen uymaya çalışan sürücüler için pek de güvenli olmayan bu trafik kültürünü, trafik teröristleriyle paylaşıyor olacaksınız. Dolayısıyla aracınızı pür dikkat kullanmanız hiçbir zaman yeterli olmayacak. Bunu tahmin etmiyoruz, biliyoruz. Nereden mi? Son 10 yılda 45 bin insanın trafik kazalarında öldüğü bilgisinden… Güvenli sürüşler…
Not: Bazı maddeler hafif ironi içerebilir.
1. Kendinize güvenin
Korkmayın, böyle kullanan ilk kişi siz değilsiniz ve hep acemi bir sürücü olarak kalmayacaksınız. Ama maalesef -özellikle Türkiye’de- diğer sürücüler, kendilerinin de bu yollardan geçtiğini çabucak unuttukları için, trafikte yiyeceğiniz kornalara hazır olun.
2. Babanızla trafiğe çıkmayın
Trafikteki ilk deneyiminizi babanız yanınızdayken yaşamayın. Şehir içi ilk sürüşlerinizde size eşlik eden birini bulun, ama bu kişi yolcu koltuğunda gergin gergin oturan bıyıklı bir amca olmasın.
3. Otomatik vites candır
“Ya ben vites kolu tutmak, vites atmak istiyorum” derdinde değilseniz polemiğe girmeyin, otomatik vitesli bir araç alın. Otomatik bir aracı kullanmaya başladığınız sıralar dikkat etmeniz gereken yegâne şey, sağ ayağınızın hem gaz hem de fren pedalı için yeterli olduğudur. Sağ ayağınızı gaz pedalına, sol ayağınızı fren pedalına koyarak sürmeyin.
Hatta sol ayağınızı büküp (hemen yanlış anlamayın yaa), altınıza alın (bağdaş kurar gibi). Böylece ani durumlarda sol ayağınızla frene basma riskini sıfırlamış olursunuz. Buraya kadar size gazı verdik ama şunu da unutmayın: Trafiğin kendine has bir raconu ve dinamiği vardır, otomatik vitesle yolculuk etmek sizi anında iyi bir sürücü yapmaz. Sadece sürece alışma hızınızı artırır.
4. Emniyet kemerinizi takın
Yolunuz çok kısa olsa bile kemer takmayı ihmal etmeyin. Yolda hangi “doğan görünümlü şahin”le karşılaşacağınızı bilemezsiniz. Onlar her yerde…
5. Unutmayın debriyaj en solda
http://youtu.be/wtM6XwRZum0?t=4s
Araçla ilgili temel bilgileri kafanızda oturtmadan trafikte direksiyon çevirmeniz zor. Pedalları ve vitesleri normalde de karıştırıyorsanız, trafik denilen hengâmede “sağa dönmek için direksiyonu sağa çevirmeyi” bile unutabilirsiniz.
6. Şeridinizde gidin, yolu ortalamayın
Yolların ortasındaki o çizgiler var ya, hah işte onlar araçlar birbirine girmeden “yavaş gidenler sağdan, hızlı gidenler soldan gitsin” diye var. Çizgiyi tam vites kolunun oraya hizalayıp trafiği felç etmeyin.
7. Bu herif ne dedi şimdi bana???
Kornaları takmayın dedik ama hangi anlama geldiklerini de bilin. Uzun korna “seni bitirecem olm, bittin sen” anlamına, kısa korna da “teşekkür ederim, özür dilerim” anlamına gelir. Önünüzde duran ve hiç hata yapmayan araca uzun uzun korna çalsanız bir, çalın çalın, elinizi korkak alıştırmayın.
8. Ama tabelada 50 yazıyor
Hız limiti levhaları hikâyedir. Dedik ya, burası Türkiye. Siz kurala uyun tabii ki ama 50 km hızla sol şeritte gitmeyin. O hız limitini sizin dışınızdaki pek çok kişi sallamıyor. Orta şeritten sakin sakin gitmeyi tercih edin, aksi takdirde makas, küfür, selektör ve bilimum şey yemeniz işten bile değil.
9. Gaza gelenin gaz kadar aklı yoktur
http://www.youtube.com/watch?v=c4DLMEHyGUA
Bir aracınız varsa, o araca binen arkadaşlarınız da vardır ya da olacaktır. İşte onların bir kısmı sizi “abooo çek kenara çek, yürüyerek giderim ben”, “olm bu hızla gideceksen kaldırımdan gitsene lan”, “lan bas lan bas korkma lan” gibi sözlerle gaza getirmeye çalışacaklardır (tecrübeyle sabit).
Gaza gelmeyin. Azıcık hız yapıp da bir kazaya karışırsanız, polisin muhatap olacağı kişi sizi gaza getiren arkadaşlarınız olmayacak, siz olacaksınız. Ceza falan yerseniz de ödeyeceğiniz para sizin poponuzu kaşındıracak (ancak bu kadar kibar olabiliyoruz).
10. Trafikte gurur olmaz
http://youtu.be/xgesk_B4gtI?t=45s
“Olm benim araba 180 beygir, herif kuş kadar arabasıyla beni geçmeye çalışıyor” demeyin. Güvenli bir şekilde yolculuk etmek yerine sizi sollayan birisine “dersini vermeyi” seçiyorsanız -en hafif tabiriyle- aptalsınız demektir (bakın bu en hafifi).
11. Biz size selektör yemeyin demiyoruz, yiyin ama…
İşte size sabırsız sürücü cenneti Türkiye’den bir gerçek daha. Işıklarda sol şeritte en önde bekleyen araca, arkasında bekleyen araçlar tarafından bir misyon yüklenir: Olabildiğince seri hareket etmek. Etmeyeni doğduğuna doğacağına pişman ederler. Selektörler, kornalar, el kol hareketleri ve yine selektörler…
Bu tatsız davranışlarla canınız sıkılsın istemiyorsanız yapacağınız en güzel şey kırmızı ışığa orta şeritte yakalanmak. Ha bu arada, şu yanınızda duran Toros var ya, işte o, az sonra yiyeceği korna ve selektörlere dayanamayıp sizin şeridinize doğru çevirecek direksiyonu, hem de sinyal vermeden, hazırlıklı olun.
12. Kırmızıda dur, sarıda kornayı kökle, yeşilde geç
Işıklarda en önde beklerken hareket etme anınız sarı ışığın yanması olmasın, özellikle de trafiğin yoğun ve hızlı aktığı yerlerde. Zira diğer yoldan gelen bazı sürücüler yeşilden sarıya dönen ışığı görünce, frene basmak yerine gaza basmayı tercih ediyorlar “aman kırmızıya yakalanmayayım” diye.
O yüzden arkadaki araçların kornalarına aldırmayın, bırakın çalsın onlar. Söz konusu güvenliğiniz ve yaşamınız. Videoda da bunun korkunç bir örneği var zaten. İzlerseniz bizi daha iyi anlarsınız.
13. Sağınızdan yardırmış gelen o siyah şeye dikkat!
Bir Türkiye klasiği daha! Bu ülkede hızlı araçlar kararında giden araçları sadece sollamazlar, sağlarlar da. O yüzden aracınızı sağa yanaştırırken sinyal vermeyi ve aynadan gelen giden var mı diye kontrol etmeyi ihmal etmeyin.
14. Rampada aracı kaldırabilme kabusu
Endişelenmeyin, eğer tipik “Türk şoförü gururu”na sahip değilseniz, bu hiç de zor bir şey değil. Sürücü kardeşlerimiz, gerek araçtaki diğer yolculara “rezil olmamak”, gerekse de çevredeki sürücülerin “Anaaaa yarım debriyajı bilmiyor daha” bakışlarına maruz kalmamak için böyle kalkışlarda el freni kullanmazlar. Gururu boş verin, güvenliğiniz gururunuzdan daha önemli.
O yüzden rampa kalkışlarında yarım debriyajı öğrenene kadar el freni kullanmaktan çekinmeyin. Debriyajın kavrama noktasını öğrendikten sonra el frenine ihtiyaç duymayacaksınız. Bu noktayı tam olarak kavramak için de yapmanız gereken şey, uygun bir alanda aracı çalıştırıp 1. vitese atmak, debriyajı yavaş yavaş kaldırmak ve debriyaj ortalama hangi konumdayken motorun sesinin değiştiğini fark etmek.
15. Uzay zamanın kırılma noktası: Otoyol
http://www.youtube.com/watch?v=bvLaTupw-hk
En önemli maddelerden birisi bu. Olur da acemilik günlerinizde şehirler arası bir yolculuk yapmanız gerekirse dikkat etmeniz gereken yegâne kural, kesinlikle en sol şeritten gitmemeniz gerektiğidir. Zira otoyollar, lüks ve bol beygirli araç sahiplerinin, diğer araçlara güç gösterisi yaptığı yerlerdir.
Otoyolda gerçekleşen kazanın affı olmayacağını da göz önünde bulundurursak, sizin için en güvenli şerit ikinci ya da üçüncü şerittir. Artı şunu da bilmekte yarar var, en sol şerit yolculuk şeridi değildir, sollama şerididir. Ama en sol şeridin bizdeki anlamı “Çekilin lan önümden pis fakirler!”dir.
16. Motoru bağırtan sürücünün anlatmak istediği şey
Kadın sürücülere sesleniyoruz: Arabasını bağırta bağırta yanınızdan geçen ya da sizi göz ucuyla süzerek sollayan erkek sürücünün aslında demek istediği şey, “ben seni değil, senin benimle bir gece geçirme ihtimalini sevdim”dir. O yüzden yapacağınız şey, o kişiyi sallamamak, gözleri yoldan ve aynalardan ayırmamaktır. Durum daha da tatsızlaşır ve tacize dönerse, ilk işiniz 155’i arayarak aracın plakasını vermek olmalıdır.
17. En iyi yol, bildiğiniz yoldur
Hedef adrese ulaşmak için bildiğiniz yoldan şaşmayın. Zaten araca ve trafiğe yeni alışıyorsunuz, bir de kestirmeden gideyim derken kaybolmayın.
18. Çekilir (mi) nasıl olsa!!!
Trafikte karşıya geçmeye çalışan ya da yola çıkmaya yeltenen bir yaya fark ettiyseniz lütfen yavaşlayın. Siz “beni görür çekilir nasıl olsa” diye düşünüyor olabilirsiniz ama o da “beni görünce yavaşlar nasıl olsa” diye düşünüyor, emin olun. Temkinli bir şekilde yavaşlarsanız, başınıza gelecek en kötü şey, arkanızdaki sürücünün kulaklarınızı çınlatması olacaktır.
19. Ortadaki pedalı önemseyin
Önünüze aniden bir araç ya da yaya çıkacak olursa ilk önceliğiniz direksiyonu kırmak olmasın. Zira daha kötü sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Önce frene basmanız bu anlamda size daha az sorun yaşatacaktır. Bir de artık hemen hemen tüm araçlarda ABS olduğu için (aracınız doğan, şahin ya da reno spring değilse), frene güvenle basabilirsiniz.
20. Dışarıdaki sesleri duyun
http://youtu.be/8OelFkYByH4?t=4s
Tamam, muhteşem ses sistemine sahip bir müzik sisteminiz var ama trafikteki önceliğiniz müzik dinlemek değil. Güvenliğiniz açısından müzik sesini makûl bir seviyede tutun. Makûl seviyeden kastımız, trafiğin sesini duyabilmeniz. Çünkü araç kullanırken duyduklarınız da en az gördükleriniz kadar önemli.
21. Bu marka ve modellere dikkat!
Listenin belki de en önemli maddesi bu. Kısaca yazacak olursak şu araçlara dikkat etmeniz güvenliğiniz ve sağlığınız açısından iyi olur: egzozundan “pat pat pat” diye ses çıkaran araçlara, yine egzozundan gereğinden çok ses çıkan araçlara, belediye otobüslerine, dolmuşlara, siyah camlı araçlara (özellikle BMW’lere), hunharca kullanıldıkları için şirket araçlarına (genellikle de 34 plakalı Renault Fluence’lere), Seat Leon’lara, bir de kuş cinsine (özellikle de siyah camlı, çelik cantlı, yere yakın Doğan, Şahin vb. araçlara).
Bunları yazmamız diğerlerine dikkat etmeyin anlamına gelmiyor elbette. Klişe söylemimizi tekrarlayalım: Burası Türkiye.
22. “Arkamdan sağlı sollu gelen bir araç var”
Sakin olun, o sağlı sollu gelen araç “makas atarak” gelen bir araç. Yapmanız gereken tek şey, konumunuzu korumak, “Ayy şuna yol vereyim de geçsin gitsin” diyerek şerit değiştirmemek ve çevrenizdeki diğer araçların da konumlarını koruması için dua etmek. Eğer ters giden bir şey olmazsa yanınızdan hızla geçip gidecek. Ters bir durum olursa konusuna girip de hem sizi, hem de kendimizi korkutmayalım şimdi.
23. Trafik önünüzden ibaret değil
Özellikle şehir içinde araç kullanırken her tarafınız araç kaynayacak, dolayısıyla ters bir harekette bir kazaya karışmanız an meselesi. Komik olacak biliyoruz ama aynalarınıza bakmayı ihmal etmeyin. Bir de “kör nokta” denilen şeye dikkat edin.
24. Sinyal kolunu kullanın
Siz bakmayın milletin sinyal vermeden rahat rahat sağa sola dönmesine, ne yapın edin sinyal verin. Kolu yukarı kaldırırsanız sağa, aşağı indirirseniz sola döneceksiniz demektir. Sinyal kolunu düzeltmeye de çalışmayın, siz dönüş yapıp da direksiyonu düzeltirken sinyal lambası kendi kendine söner zaten.
25. Sert frenden, minibüs şoföründen kaçar gibi kaçın
Çakıllı yollarda ve az ıslanmış asfalt yollarda ani fren yapmayın, yaparsanız kayacağınızı garanti ederiz. Hani olur da altınızdaki araç kaymaya başlarsa, direksiyonu kayma yönünüzün tersine kırmayın, kayma yönünüze doğru çevirin. Böylece en azından savrulup takla atma ihtimaliniz azalır.
26. Türkiye yollarının vazgeçilmezi: Çalışma var
Siz sol şeritte yardırmış giderken, hemen sağınızdaki şeritte sizden azıcık uzakta da başka bir araç gidiyorken, hele de yolda çalışma varken ve yol sizin sürdüğünüz şeride doğru yavaş yavaş daralıyorken, şunu bilin: O az ötenizdeki araç var ya, hah, işte o araç az sonra sizin gittiğiniz şeride doğru direksiyon kırmaya başlayacak. Sakın “ulan ben varım bu şeritte, geçemez ki” demeyin, geçer.
27. Tabelada “tek yön” yazıyor olabilir
Kanmayın, az sonra karşınızdan ters yöne girmiş uyanık bir sürücü gelecek, göreceksiniz. Bu ülkede trafik kuralları her zaman görecelidir.
28. Yaya geçitlerinde durmayın
Aslında yazmamıza gerek yok farkındayız, ama yine de dipnot tadında bir şeyler yazalım şuracığa. Kırmızı ışık yandığında duracağınız noktayı iyi belirleyin ve lütfen o nokta yaya geçidini işgal etmesin. Çünkü o bölge –adı üstünde- yaya geçidi, yani yayalar için, araçlar için değil. Gün gelir videodaki gibi bir cengaver çıkar karşınıza, milim oynatamazsınız aracınızı yeminle. Çevreye rezil olmanız da cabası…
29. Aynaya göz ucuyla da olsa bi’ bakıverin
Aracın eksik olmadığı bir yolda park etmiş ya da duraklamışsanız ve aracınızdan inmeniz gerekiyorsa mutlaka ama mutlaka solunuzdaki aynaya bi’ bakıverin. Yeni kapı taktırmaktan daha masrafsız, inanın.
30. Bir ölüm şekli olarak “yokuş aşağı giderken vitesi boşa atmak”
Düz vites bir araç kullanıyorsanız sakın yokuş aşağı giderken vitesi boşa atmayın. Bunu yapmak demek -o klişe tabirle- kazaya, hatta ölüme davetiye çıkarmak demektir. “Abi yokuş aşağı ekonomi yapayım bari yaa” diye düşünmeyin, zira yeni nesil araçların çoğu artık boş viteste yakıt tüketir şekilde üretiliyor. Yani boşa atınca ekonomi yapmış olmuyorsunuz.
Aracınız vitesteyken yokuş aşağı giderseniz, motor frenini de kullanmış oluyorsunuz. Böylece sert inişlerde aracınızı yavaşlatmak için fren disklerini ve balatalarını haşat etmeniz gerekmiyor (evet, o pis yanık kokusu frenlerinizden geliyor). Motor freni denilen şeyin hayat kurtarıcılığı da, frenleriniz “boşaldığında”, yani tutmaz olduğunda devreye giriyor. Böyle tatsız bir durumda yapmanız gereken şey, yavaş yavaş vites küçültmek olmalı. (bkz. peygamber vitesi)