Şüphesiz İstanbul’da ziyaret edilebilecek en görkemli ve popüler yerlerin başında Topkapı Sarayı gelir. Saray 1466-1478 yılları arasında Sultan II. Mehmet tarafından küçük bir yarımadada, bir tepenin üzerine yaptırılır. İçerisinde barındırdığı mimari yapıları ve duyunca çok şaşıracağınız farklı özellikleriyle Topkapı Sarayı, muhakkak gidilmesi gereken yerlerden. İnşa edildiği tarihten bu yana önemini yitirmemiş olan Topkapı Sarayı’na gelin daha yakından bakalım.
1478 yılında yapımı tamamlanan Topkapı Sarayı 700.000 metrekarelik alanda bulunmasından dolayı günümüze kadar ulaşan dünyanın en eski ve en büyük sarayı olarak kabul ediliyor.
Yaklaşık olarak 400 yıl boyunca padişahların yaşamış olduğu Topkapı Sarayı, zaman zaman 4.000 kişiye ev sahipliği yapmayı başarmış.
Esrarengiz Topkapı haremi
Haremden içeriye girdiğinizde duvarda bulunan yazılar dikkatinizi çekecek. Normalde bilindiği gibi haremdeki kadınlar ağızlarının sıkı olmasıyla ve asla harem içerisinde olanları dışarıya aktarmamalarıyla tanınırlar. Fakat duvarlarda yazılanlar gösteriyor ki bazen kendi aralarındaki çekişmeleri, entrikaları ve haksızlıkları yazıya dönüştürmüşler.
Olağanüstü bir mimariye sahip olan ve tarihe tanıklık eden Topkapı Sarayı, 1985 yılından beri UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor.
Sadece hareminin içinde 400 oda bulunan saray; medrese, cami, meclis ve darphane gibi yapıları da içinde barındırıyor. Bütün bu özelliklerinden dolayı da yabancı turistlerin ilgisi gün geçtikçe artıyor.
Topkapı Sarayı’nda sergilenen en göz alıcı parçaların başında gelen Kaşıkçı Elması, 86 karat ağırlığında ve şu an dünya üzerinde bilinen en ünlü 22 elmas arasında gösteriliyor
Çevresi çift sıra halinde olacak şekilde 49 tane elmas ile süslü olan kaşıkçı elmasına bu adın konulmasının sebebi şeklinin oval olması ve tahta kaşığa benzemesi.
Topkapı’nın gözdesi, yıllara meydan okuyan Ahmet Çeşmesi
1729 yılında Lale Devri padişahı 3. Ahmet Topkapı’nın hemen çıkışında 5 kubbeli, Türk rokoko mimarisini yansıtan görkemli bir çeşme inşa ettirmiş. Lale Devri’nin en önemli mimari eserlerinden birisi haline gelen Ahmet Çeşmesi İnşa edildiği dönemde köşelerinde bulunan 3 pencere ve bu pencerelerin altındaki sebillerden su yerine şerbet ikram edilmiş. 3. Ahmet’in annesi için yaptırdığı bu çeşme, tahttan indirildiği halde ayakta kalmış.
Tarihin tozlu sayfaları aralandığında sarayın en kalabalık olduğu zamanda içerisinde 4000’e yakın kişi yaşıyormuş.
Topkapı Sarayı’nın mimarisinde göçebe Türklerin ordugâhlarından esinlenilmiş.
Has Oda’nın gizemi
Osmanlı Devleti saray teşkilatında Enderun’da bulunan 6 koğuşun en önemlisi ve en itibarlısı. Has Oda (Hırka-i Saadet Dairesi) günümüzde kutsal emanetler sergi salonu olarak kullanılıyor ve bu kutsal emanetlerin çoğunu Yavuz Sultan Selim’in Mısır fethinden sonra İstanbul’a getirdiği İslami değeri oldukça yüksek eşyalar ve objeler oluşturuyor.