Lev Tolstoy‘un eserlerindeki insanlar her ne kadar uzun yıllar öncesinin karakterleri olarak var olsalar da sonuç itibariyle her dönem geçerli sayılabilecek duyguları taşımaktadırlar. Gelişen dünya düzenine paralel olarak değişen insani tepkiler de bu duruma ayak uydurmayı tercih etmiştir. Çünkü insan, taşıdığı duygunun gerçekliğini görmek için yaşar ve sonuna kadar da mücadele eder. Tolstoy’un yarattığı bütün karakterler bu mücadelenin etrafında şekillendikleri için ölümsüz oldular. Tıpkı romanları ve kendisi gibi.
İnsani yönlerin ağır bastığı ve kişisel mücadelenin baskın olduğu hayat, sosyal ilişkilerde ve çevrelerde kendini gerçekleştirirken pek çok kez dönüşüme uğrar. Bunu anlamanın pek çok yolu vardır. Bir tanesi de şudur ki eserleriyle ölümsüz olmuş bir yazarın hayat düzenini görebilmek ve anlayabilmek. Tolstoy da elbette ki o yazarlar arasında yer alıyordu.
İşte, hayatınızın her döneminde Tolstoy okumanız için geçerli sebepler.
1. Tolstoy, kişisel gelişimine bir hayli önem veriyordu. Bunun için düzenli olarak günlük tutuyor, hayata dair planlarını önemsiyordu. Onun için hiçbir şey sebepsiz değildi ve her şeyin bir sırası vardı.
2. Tatlı yemekten kaçınmak, sabah saat beşte uyanmak, aynı anda sadece tek bir şeyle meşgul olmak ve başka insanların düşüncelerine takılmamak gibi kurallar Tolstoy’un günlüğünde yazan olmazsa olmazlardı.
3. Fakat yine de her insan gibi o da başarısızlığa uğruyor, yapmayı planladığı her şeyden zaman zaman geri kalıyordu. Çünkü Tolstoy başarısızlığın da ne demek olduğunu gayet iyi biliyordu.
4. Tolstoy’un yarattığı bazı karakterler bulundukları topluma uyum sağlamakta zaman zaman zorlanıyorlardı.
Savaş ve Barış romanındaki Pierre Bezuhov bunun en net örneğidir. Avrupa eğitimi alıp Rusya’ya dönmüş olmasına rağmen yeni düzen içerisindeki insanlara bir hayli uzaktır.
5. Tolstoy’un temel amacı karmaşık bir dünya düzeni içerisinde basit olanı ve asıl anlamı bulabilmekti.
“Köydeki evimizde iyilik yapmanın çok kolay olduğu, ama bu iyiliğe alışmamış insanlarla birlikte sessiz, sakin bir yaşam sürme, sonra yararlı bir çalışma, sonra dinlenme, doğanın güzellikleri, kitaplar, müzik, cana yakın bir komşunun sevgisi… Daha fazlasını hayal edemeyeceğim bir mutluluk.”
6. Tolstoy, stres ve panik yoğunluklarını gayet iyi biliyor ve bu iki duygunun idaresini kendince yönetebiliyordu.
7. 1869’da çıktığı bir yolculukta kapıldığı panik halinden kurtulmak için çam ağaçlarını ve gökyüzünü seyretmiş, böylece bu yoğunluktan kısa sürede kurtulmuştu.
8. Aynı yöntemi eserlerindeki karakterlere de uygulayan Tolstoy, bunda bir hayli başarılı olmuştur.
Prens Andrey Savaş ve Barış romanında savaş alanındayken şu sözleri söylemiştir; “Evet! Sonsuz gökten başka her şey boş, her şey bir yanılsama. Başka hiçbir şey ama hiçbir şey yok onun dışında. Durgunluktan ve huzurdan başka.”
9. Umutsuzluğa kapıldığı her an kendini mutlaka yeniden motive ediyor ve harekete geçiyordu. “Bu kadar üşengeç olduğum ve belirlediğim şeyleri yapamadığım ikinci gün. Neden böyle oluyor? Bilmiyorum. Ama umutsuzluğa kapılmamalıyım; Kendimi aktif olmaya zorlayacağım.”
Kaynak: 1