Müzelere boşuna toplumların hafızası denmiyor… Pek çok sosyal ve kültürel değer, maddi ve manevi unsurlar müzeler sayesinde korunur ve gelecek nesillere aktarılır. Bu sebeple müze dendiği zaman pek çok kişinin aklına binlerce yıl öncesinden kalma heykellerin veya insanların kullandığı gündelik eşyaların gelmesi son derece doğal. Peki, bazı müzelerde hastalıkların sergilendiğini biliyor muydunuz? Ya da deforme olmuş, oldukça korkutucu görünen insan iskeletlerinin!
Tıbbı gelişmeler, her gün milyonlarca insanın yaşamını kurtarıyor. Ancak, tıp alanındaki gelişmelerin pek çoğu, bizden önce yaşayan insanların tuhaf, hatta acımasız denemeleri sayesinde gerçekleşebildi. Tarih boyunca insanların neden ve ne şekilde hasta olduğu, nasıl tedavi edildiği bu müzeler sayesinde halen hatırlanıyor. Böylece, insanlığın geçmişteki hata ve tecrübelerinden faydalanması ve sağlık alanındaki gelişmelerin sürekli hale gelmesi mümkün olabiliyor. İşte dünyanın farklı coğrafyalarından birbirinden ilginç 10 tıp müzesi…
1. Surgeons’ Hall, İskoçya
İskoçya’nın başkenti Edinburgh’da bulunan Surgeons’ Hall tıp tarihinden pek çok büyüleyici esere ev sahipliği yapıyor. Edinburgh 16. ve 19. yüzyıllar arasında oldukça önemli bir tıp merkezi konumundaydı. Bu nedenle Surgeons’ Hall’ın kökenleri 1505 yılına kadar dayanıyor. Müze, tıp alanında ortaya çıkan belgeler ve raporların yanı sıra çok sayıda kemik ve doku örneğine ayrıca sanat eserlerine de ev sahipliği yapıyor. Öte yandan, 1800’lü yıllarda tıp fakültesine ceset satabilmek için cinayetler işleyen iki seri katil hakkındaki bilgi ve belgeler de burada yer alıyor.
2. Barts Pathology Museum, İngiltere
Londra’daki Barts Pathology Museum, 1837 yılında kuruldu. İngiltere’nin en önemli tıp müzelerinden birisi olan Barts Pathology Museum 4.000 fazla tıbbı numuneye ev sahipliği yapıyor. Ayrıca, İngiltere için oldukça önemli bir kafatası da yine bu müzede sergileniyor. İngiltere tarihinde bir suikast sonucu öldürülen ilk ve tek başbakan olan Spencer Percival’ı öldüren John Bellingham’ın kafatası müzedeki sayısız parçadan bir tanesi.
3. Fragonard Museum, Fransa
1766 yılında kurulan bu müze, Fransa’nın en eski müzelerinden bir tanesi. Bu tıp müzesinde sergilenen eserler ise bir hayli ilginç. Müzede geniş anatomi koleksiyonu sergileniyor. Ayrıca doğuştan deforme olmuş canlılar da müzedeki ilgi çekici unsurlardan. Ancak müzedeki en orijinal parçalar, “derisi yüzülmüş” figürler! Fransa’nın tıp alanındaki en önemli isimlerinden olan Honore Fragonard tarafından yapılan çalışmalar, müzenin en önemli koleksiyonunu oluşturuyor.
4. Berlin Tıp Tarihi Müzesi, Almanya
Berlin Tıp Tarihi Müzesi, Avrupa’nın en büyük üniversite hastanesiyle aynı komplekste bulunuyor. 1899 yılında komplekse inşa edilen yapı müze olarak kullanılıyor. Pek çok tıp müzesinde olduğu gibi, Berlin Tıp Tarihi Müzesi de çok sayıda ilginç esere sahip. Bunlar arasında 750 parçalık bir organ koleksiyonu, antik dönemlerden protez uzuvlar ve kafatası matkapları gibi çok sayıda nesne bulunuyor. Bu tarihi müze, 18 ve 19. yüzyıllardaki anatomi gelişmeleri hakkında fikir sahibi olmak isteyenler için oldukça kıymetli.
5. Meguro Parasitological Museum, Japonya
Doktor Satoru Kamegai tarafından kurulan bu parazitoloji müzesi, listemizdeki diğer tıp müzelerine kıyasla oldukça genç. Müzenin kuruluş tarihi 1959. Ancak bu müze, dünya üzerinde sadece parazitlere adanmış tek müze olma özelliğini taşıyor. Müzede 45.000’den fazla parazit örneği sergileniyor. Parazitoloji müzesi, parazitlerin yaşam döngülerinden yaşam alanlarına kadar pek çok konu hakkında oldukça ilginç bilgilerle dolu. Öte yandan, müzenin 2. katı insanlar için tehlikeli olan parazitlerle dolu. Bu nedenle eğer müzeyi ziyarete etmeye karar verirseniz, 2. kata geldiğinizde dikkatli olun!
6. Museum of Human Disease, Avustralya
1959 yılında Avustralya’da kurulan bu müze, başlangıçta genç doktor adaylarının insan hastalıkları üzerine eğitim görmesi için kurulmuştu. Donald Wilhelm tarafından kurulan müze, bir süre boyunca bu amaca yönelik hizmet verdi ve genç doktorların eğitilmesine büyük katkı sağladı. Ancak zamanla hem bu eğitim kurumu büyüdü hem de içerisindeki hastalıkların sayısı arttı. Böylece, Donald Wilhelm’in kurduğu yapı bir müze haline geldi. Bugün burada kanserden kalp krizine, şekerden genetik bozukluklara kadar 2.500’den fazla hastalığın farklı dokular üzerindeki etkileri sergileniyor…
7. Vrolik Müzesi, Hollanda
Vrolik Müzesi, başlangıçta 18. yüzyılın ortalarından kalma özel bir tıp koleksiyonuydu. Ancak 19. yüzyılda, tıp profesörü Gerardus Vrolik tarafından yapılan yoğun çalışmalarla zengin bir tıp müzesi haline geldi. Bu son derece ilginç müzedeki eserler çoğunlukla anatomi ve embriyoloji alanlarına ait. Müzede yer alan parçalardan en eski olanı ise 16. yüzyıldan kalma. En yeni eserin sergilenmeye başladığı tarih ise 1950. Öte yandan, bu ilginç müze herkesin rahatlıkla dolaşabileceği türden değil. Çünkü müzede farklı şekil bozukluklarına sahip pek çok canlı sergileniyor…
8. Paul Stradins Tıp Tarihi Müzesi, Letonya
İçerisinde 203.000’den fazla nesnenin sergilendiği bu müze, dünyanın en büyük tıp müzelerinden birisi. Bu şaşırtıcı derecedeki büyük koleksiyon sayesinde müzeyi gezenler, tıp tarihinin bütün evrelerine şahit olma fırsatı buluyorlar! Öyle ki, müzede Taş Devri şifacılarının cerrahi operasyon malzemelerine bile rastlamak mümkün! Ancak müzedeki en ilginç şey bu değil! Sovyet bilim insanı Vladimir Demikhov tarafından gerçekleştirilen “çift başlı köpek” deneyinin talihsiz kahramanları, tıp tarihinin karanlık dönemlerine ışık tutuyor.
9. Bethlem Museum of the Mind, İngiltere
İngiltere’de 1247 yılında bir akıl hastanesi kuruldu! Bedlam Akıl Hastanesi, yalnızca akıl hastaları için kurulan hem İngiltere’nin hem de Avrupa’nı ilk hastanelerinden birisiydi. Ancak, hastanenin şöhreti hastaları iyileştirmesiyle değil, işkence etmesiyle pekişti! İşte, Bethlem Museum of the Mind özellikle akıl hastalarının yüzyıllar boyunca nasıl sıkıntılar ve işkenceler yaşadıklarına yakından şahit olabileceğiniz ilginç, rahatsız edici ve üzücü bir tıp müzesi.
10. Glore Psychiatric Museum, Amerika Birleşik Devletleri
Hastalıklar, tarihin bütün dönemlerinde can sıkıcı şeylerdi. Ancak geçmiş dönemler, özellikle akıl hastaları için çok ama çok zorlayıcıydı. Çünkü çok değil günümüzden birkaç yüz yıl önce, işkence akıl hastalığının tedavileri arasında kabul ediliyordu. Glore Psychiatric Museum da tıpkı Bethlem Museum of the Mind gibi, tıp tarihini en karanlık dönemlerine ışık tutuyor. Müzede, 1874 yılında açılan bir akıl hastanesinde yer alan ekipmanlar, hasta ve doktor kıyafetleri, hastalara ait eşyalar gibi pek çok tarihi obje sergileniyor. Ayrıca tam 72 yıl boyunca hastanede yaşayan bir hastanın acıklı öyküsü de müzeye gelen ziyaretçileri bekliyor…
Kaynak: 1