Tarihte imparatorlar, çarlar ve krallar kadar bugün hiç konuşmadığımız başka bir zümre daha vardı: İmparatoriçeler, çariçeler ve kraliçeler. Ancak kadınlar, tarih kitaplarında hiçbir zaman görünür olmadı. Bunun çok basit bir nedeni var. Monarşilerde siyasal sistemlerin tanrısal kökenli olduğu kabul edilirdi. Bir imparator ya da kral tanrının yer yüzündeki temsilcisiydi. Bugün dahi siyasal sisteme eşit oranda katılamayan kadınların, binlerce yıl öncesinde tanrının yer yüzündeki temsilcisi olması beklenemezdi. Fakat öyle kadınlar vardı ki ülkelerinin kaderini derinden etkilemişti. Bu kadınların kudreti, tanrı buyruğu ya da asil kanlarından gelmiyordu. Zekaları ve yetenekleri sayesinde en tepeye ulaşarak ülke yönetiminde söz sahibi olmuşlardı. İşte o kadınlardan biri olan Theodora, en köklü imparatorluklardan biri olan Bizans tarihini derinden etkiledi. Gelin hep birlikte onun hikayesine daha yakından bakalım.
Kadın tarihine ilgi duyuyorsanız Joan of Arc içeriğimiz de ilginizi çekebilir!?
Theodora, 497 yılında bugün Suriye olarak bildiğimiz topraklarda doğdu. Henüz daha çocuk yaştayken ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti
Bazı tarihçiler onun Kıbrıs adasında doğduğunu iddia etse de tarihi belgeler, Theodora ve ailesinin uzun yıllar Suriye’de yaşadığına işaret ediyor. Geçim derdi sebebiyle başkente göçen aile, yoksulluk içinde yaşıyordu. İstanbul’a geldiklerinde babası Konstantinopolis Hipodromu’nda hayvan eğiticisi olarak işe başladı. Ancak kısa bir süre sonra hayata veda etti. Zaten zor şartlar altında yaşayan aile, babanın ölümünden sonra sefalet içinde kaldı.
Theodora ailesine destek olmak için oyuncu olmaya karar verdi. O dönemde kadınların oyuncu olması toplum tarafından seks işçiliği yapmak gibi görülüyordu
İlk başta hipodromdaki sirk oyunlarında rol alan Theodora, daha sonra müstehcen performanslar sergilemeye başladı. O kadar güzel bir kadındı ki kısa süre sonra başkentin tamamında tanınan bir oyuncu oldu. Sahne dışında zengin erkeklerle para karşılığı cinsel ilişkiye giriyordu. Bu durum onun toplum tarafından dışlanmasıyla sonuçlandı.
Bizans’ın önemli devlet adamlarından Hekebolus’da Theodora’nın hayranları arasındaydı
Hekebolus, Libya’ya vali olarak atandıktan sonra Theodora’da onunla birlikte Afrika’ya gitti. Ancak kısa bir süre sonra Hekebolus, Theodora’dan ayrılarak onu kaderine terk etti. Tanımadığı topraklarda yalnız başına kalan Theodora, tekrar sefaletle yüzleşti. Bu durum onu mental bir bunalıma sürüklemişti. Hekebolus’un kötü muamelesinden çok etkilendiği için eski hayatını tamamen geride bırakmaya karar verdi. Çok kısa bir süre Libya’da yaşadıktan sonra tekrar İstanbul’a döndü.
522 yılında İstanbul’a döndüğünde o zamanlar senatör olan Bizans tahtının varisi I. Justinianus ile tanıştı
Justinianus, Theodora’dan 20 yaş büyük olmasına rağmen onun güzelliği ve zekasından etkilenmiş ve onunla hemen evlenmek istemişti. Ancak evlenmelerinin önünde büyük bir engel vardı. Bizans yasalarına göre üst sınıftan erkeklerin daha önce oyunculuk yapmış biriyle evlenmesi kesinlikle yasaktı. Aşkı için her şeyi yapan Justinianus, 523 yılında imparatoru ikna ederek mevcut yasayı değiştirdi. Böylece sevgililerin evlenmelerinin önünde hiçbir engel kalmamıştı.
Theodora ve Justinianus’un evlilik tarihleri net olmasa da 525 yılında evlendikleri düşünülüyor
Theodora artık bir metres değil Bizans senatörünün resmi olarak eşiydi. Kıvrak zekası ve yeneği sayesinde Bizans toplumunda hemen statü kazandı. Ne tarih kitapları ne de Bizans halkı Justinianus’u Theodora’dan ayıramadı. Evlendiklerinden tam iki sene sonra I.Justinianus, Bizans imparatoru olarak taç giydi.
Theodora, katı olan toplumsal kast sistemini teker teker aşarak imparatoriçe olmuştu. Bizans İmparatorluğu ve halkı için artık yeni bir çağ başlıyordu
İmparatoriçe olduktan sonra yaptığı ilk işlerden biri genelevlere savaş açmak oldu. Yakın geçmişini unutmayan Theodora, kadın hakları için elinden gelen her şeyi yapmaya ant içmişti. Genelevleri kapattıktan sonra fuhuşa zorlanan kadınlar için bir manastır inşa ettirdi. Ardından başkent ve taşralara hastane, kilise ve manastır yaptırarak halkın sevgisini kazandı. Theodora imparatorluk tarihinin en güçlü ve etkili kadınlarından biri olmuştu. Sadece sosyal alanda değil siyasette de oldukça etkili bir isimdi. Senato toplantılarına katılır, alınan kararları bizzat denetler, kanunlar hazırlardı. Bazı tarihçiler onun Bizans ordusuna dahi müdahale ettiğini belirtir.
532 yılına gelindiğinde başkent İstanbul’da Bizans tarihinin en şiddetli ayaklanmalardan biri gerçekleşti
Nika isyanı olarak bilinen bu ayaklanmada, isyancılar hanedanlığı devirmek ve Hypatius’u imparator ilan etmek istiyordu. Sebebi ise Bizans’ın içinde bulunduğu ekonomik kriz ve dini anlaşmazlıklardı. Hypatius hem senatodan hem de halktan büyük destek görüyordu. İsyan çok kanlıydı. Justinianus kaybedeceğini düşünerek kabinesiyle birlikte İstanbul’dan kaçmaya çalıştı. İşte tam o sırada Theodora imparatorluğun kaderini değiştirecek bir konuşma yaptı. İmparator ve kabinesi Theodora’nın konuşmasından o kadar etkilenmişti ki isyancılara saldırmaya ve tahtı korumaya karar verdiler. Theodora ve Justinianus’un askerleri, sayıca isyancılardan daha azdı. Ancak isyancılar askerlerin geldiğini duyunca kendilerini hipodroma kapatmıştı. Justinianus ve Theodora isyancılara hiçbir şekilde acımadı. O gün tam 30.000 kişi öldürüldü. Hypatius ve kardeşi ise idam edildi.
Theodora, Nika isyanının bastırılmasının ardından Bizans’ı eski ihtişamına kavuşturmak için önemli görevler üstlendi
Theodora, Bizans İmparatorluğu’nda kadın hakları ve dini hoşgörünün artmasıyla karakterize edilir. Kadın ticaretini yasaklayan yasalar onun sayesinde çıkmıştı. Tecavüzün cezası onun sayesinde idam olmuştu. Boşanma hukukunda da kadınlar lehine pek çok düzenleme yapmıştı. Annelere çocuklar üzerinde velayet hakkı verdi. Aynı zamanda boşanan kadınların mülkiyet hakkını da güvence altına almıştı. Justinianus’un kendisi Ortodoks olmasına rağmen, saray duvarları içinde Monofizitlere dini koruma sağlamıştı. Justinianus ve Theodora’nın hiç çocukları olmamıştı. Ancak Theodora’nın imparatorla evliliğinden önce bir çocuğu olmuştu. Akrabalarını ve çocuğunu Bizans’ın üst sınıfından insanlarla evlendirdi. Tüm bunları yaparken isyan sırasında harap olmuş başkenti de unutmamıştı. İstanbul’u adeta yeniden inşa ettirdi. Dünyanın görüp göreceği en güzel şehirlerden biri haline getirdi. Kütüphaneler, anıtlar, su kemerleri ve kiliseler inşa ettirerek Bizans mimari tarihini adeta yeniden yazmıştı.
Theodora 51 yaşında hayata veda ettiğinde imparatorluğun güç sembolüydü
548 yılında cenazesi Havariyyun Kilisesi’ne defnedildi. Justinianus, Theodora’sız geçirdiği 17 sene boyunca bir daha evlenmedi. Öldüğünde ise büyük aşkının yanına Havariyyun Kilisesi’ne gömüldü.