Tezer Özlü ömrü boyunca kimliği, burjuvalığı, kadınlığı ile hesaplaştı. Hiçbir yerli olmadı, hiçbir şeyi, hiç kimseyi sahiplenmedi ve kimsenin olmadı.
Birden fazla kez intihar girişiminde bulunan Özlü, çocukluğundan başlayarak yaşadıklarını ve klinikte kaldığı dönemleri 1980’de yayımladığı ikinci kitabı, ilk romanı Çocukluğun Soğuk Geceleri’nde anlattı. O anlatırken onun sahici, ete batan, yaraları kanatan cümleleriyle biz de yaşamı ve ölümü sorguladık. İçinde yaşadığımız toplumu, ülkeyi sorguladık.
“Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım…” dedi kendini anlatırken ve 7 kitapla noktalanan yaşamı boyunca bize şu unutulmaz cümleleri armağan etti.
1. “İnsan ne denli derin düşünebiliyorsa, sevgisi o denli derindir. O denli doyumsuzdur. Ve acısı da o denli büyük.”
2. “Her anı ölüdür. Şimdi sen de bir anısın. Sen de ölüsün.”
3. “İnsan çoğu kez her şeyin son bulduğu duygusuna kapılıyor, oysa yaşamın sonsuzluğunu algılayabilmek için bile yeterli değil bir insan ömrü.”
4. “Tüm yaşam, diye düşünüyorum böylesi sabahlarda, tüm yaşam güneş altında bir oyun.”
5. “Bırak beni artık. Bu camdan çırılçıplak aşağıya atlayacağım. Sana karşı değil bu. Çocukluğuma karşı. Bu kente, bu eve, bu halılara, bu değişmeyen her şeye, bu ölmeyen herkese karşı.”
6. “Yalnız sağlıklı insan aklıyla yaşasaydı değmezdi yaşamaya, can sıkıcı olurdu. Tam aksine, güzel olan, dünyanın gökyüzü altında bir deliler topluluğunu andırması.”
7. “İkimizin konuşabileceğimiz bir dil var, ama o ağır işittiği için beni duymuyor zaten. Duyabildiklerini de hemen sonra unutuyor. -Ne büyük bir mutluluk.-“
8. “Şimdi neden bu kadar çok sevdiğimi anladım, çünkü ben kendim ölmüştüm ve yalnızca başkalarının canlılığını algılayabiliyordum.”
9. “En çok ve en uzun sana inandım.”
10. “- Sana ne oldu? Sensiz yaşayamam.
– Yaşarsın. Herkes herkessiz yaşayabilir.”
11. “Karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. Karşı çıkmak istediğim kurallar var. Bir haykırış! Küçük dünyanız sizin olsun.”
12. “Önümde gene bir zafer anıtı. Bir ülkenin zaferi, diğer ülkenin yenilgisi. Zaferler de, yenilgiler de insan ölüleri üzerinden geçiyor.”
13. “Her şey geçiyor. Hiçbir şey geçmese de.”
14. “Burası bizim değil, bizi öldürmek isteyenlerin ülkesi.”
Evet.